~4.

104 15 0
                                    

Yoongi
Jimin beni kos koca salon da yalnız bırakıp yukarı çıktığın da bir şey demeden koltuğa geçip oturdum. Gelen arama ile telefonumu cebimden çıkardım. Arayan kişi ile göz devirdim. Hayatımı mahv eden kişi; babam arıyordu. Önce açmak istemedim, ancak hiç susmayacak gibi çalıyordu. Bu yüzden daha fazla bekletmeden telefonu açtım ve kulağıma yerleştirdim.

Telefon konuşması:
"Beni hiç aramıyorsun oğlum."

Diye söze ilk o başladı. Dediği söz ile gözlerimi deviremeden edemedim. Hem beni annemden ayırdı, hem de jimin ile tehdit etti. Şimdi ise onu aramadığım için benden hesap mı soruyor gerçekten?...

"Biraz işlerim vardı. Ayrıca annemi benden ayıran ve sevdiğim ile beni tehdit eden bir adamı, babam bile olsa neden arayayım ki?"

Dedim. Sanki hiç umursamıyormuş, ya da komik bir şey söylemişim gibi gülmeye başladı. Bu adam gerçekten sinirlerim ile oynamayı hep başarıyor. Gülmesini kesti.

"Sana o çocuktan ayrıl demiştim. O çocuk ailemiz ve bizim dünyamız için hiç uygun biri değil demiştim değil mi? Annene gelecek olursak, o iyi arada seni sorup duruyor. Eğer anneni görmek istiyorsan o çocuktan ayrıl ve mafyalığın ile ilgilen. Yalnızca sen değil, seokjin de var biliyorsun."

Bu söyledikleri başımdan aşağı bir kazan kaynar suyun dökülmesi gibi hiss ettirdi. Aman tanrım bunu nasıl yapar? Nasıl söyler? Ama hepsi boş annem ve seokjin ile beni kandırmaya çalışıyor, ancak beş yaşındaki bir çocuk değilim.

"Merak etme ve unutma. Senden çok daha güçlü bir yer altı mafyasıyım. Ne yapar eder annemi senden kurtaracağım, işte o gün bana bu çektirdiklerin için gözünün yaşına bile bakmadan seni kendi ellerim ile öldüreceğim. Seokjin benim korumam altından ona hiç bir şey yapamazsın. Jimine gelecek olursak o senin için uygun biri olmaya bilir, ama benim için gayet de uygun biri."

Dedim ve ne söylediğini dinlemek sorumluluğunu umursamadan telefonu yüzüne kapattım. Şu an sinirlerim iyice baş tutmuş gidiyordu. Acilen bir şeyler yapmam gerekiyor, anneme ve diğer sevdiklerime zarar gelmeden bir şey yapmam gerekiyor.

Sinirle telefonu bir kenara attım. Oturduğum yerden kalkıp adımlarımı yukarı odama çıkardım. Kapı kolunu indirip içeri geçtim. Jimin küçük bir çocuk gibi yerde oturmuştu. Kıyafet dolabından bir kaç parça kıyafet aldım ve yanında değiştim. Önceden giydiğim kıyafetleri banyoya koyduktan sonra jiminin tam önünde durup diz çöktüm. Alnından öpüp geri çekildim.

"Benim bir az işim var. Ben gelene kadar uslu çocuk ol, anlaştık mı?"

Dedim ve ayağa kalktım. Odadan çıkarken 'cehennemin dibine git Min Yoongi' sözlerini duymamla birlikte göz devirdim, ancak bir şey demedim.

Jimin
Neden böyle yaptığı hakkın da hiç bir fikrim yoktu. Bu yoongi olamazdı, benim yoongim beni eve tıkmazdı, yapmazdı işte. Şu an kendimi o kadar kötü hiss ediyorum ki. Annem ile babamın evine de gidemem şimdi. Hem yoongi izin vermez, hem de yoongi ile evlendiğim gün beni redd ettiler. Güya seokjin hyung gelicekti. Sahi o neden hala gelmedi ki acaba? Şu ana çoktan burada olmalıydı.

Ayağa kalktım ve yüzde yüz şarj olan telefonumu elime aldım. Seokjin hyung'tan bir mesaj vardı. Hemen açıp okudum.

Jin-shi 🦙
Jim işim çıktı. Ama merak etme en kısa sürede senin ile iletişime geçeceğim. Seni ektiğim için özür dilerim...💜"

Harika Jin hyungta yok gerçekten harika. Bekle şu aptalı bir daha arayayım.

Taetae 🐯 kişisi aranıyor...

FOR YOU BABY~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin