Villanın önüne geldiğimde ayaklarım geri geri gidiyordu. O adamla karşılaşmaya hazır değildim. Anlaşılan hiç bir şey göründüğü gibi kolay olmayacaktı. Kapıyı açtığımda
"Buyurun ne için gelmiştiniz?"
"Ben iş görüşmesi için gelmiştim, hizmetli olarak ama"
"İçeriye haber vermem gerekiyor biraz bekleteceğim" diyerek içeriye doğru yürümeye başlamıştı. Bende etrafa bakıyordum. Bahçe ne kadar büyüktü. Havuzu her şeyi vardı. Tabi kameralar da vardı. Ya gören olduysa diyerek içimden geçirirken arkamdan gelen sesle irkilmem bir olmuştu. Arkamda hırlayan bir köpek vardı. Koşsa mıydım kalsa mıydım bağırsa mıydım hiç bilmiyordum. Sadece ayaklarım geri geri gidiyordu. Adımlarım hızlanmaya başladığında arkamdaki havuzu fark etmemişim. Tek sorun ben yüzme bilmiyordum. Suya düştüğümde çırpınmaya başlamıştım
"Yardım eddddd"Giderek su yutmaya başlıyordum. Allahın belası yerde bir kişi de sesimi duyamaz mı yaaa diye içimden geçirirken bilincimi kaybediyordum. Allah ım her şey bu kadar mıydı. İntikam alamadan suyun dibinde ölecektim daha fazla çırpınmanın faydası yoktu ellerimi bıraktığımda Sertçe çekildiğimi hissediyordum ne oluyordu sonunda birisi sesimi duymuştu
"Hey sesimi duyuyor musun"Gelen sesleri boğuk boğuk duyarken tepki bile veremiyordum
"Kendine gel heyyy"
"Yaşıyor mu nabzını kontrol et"
"Nabız alamıyorum Murat"
"Su yutmuş olmalı suni tenefüs yap, hemen yoksa ölecek kız" Üzerime gelen sıcaklıkla neler olduğunu anlayamıyordum. Tek hissettiğim şey artık nefes alıyordum."Battaniye getirin hemenn"
Gözlerimi araladığımda bir çift ela gözün bana baktığını fark etmem uzun sürmemişti, neler oluyor en son ben köpekten kaçıyordum.
"İyi misin"
Kafa sallamayla yetinmiştim. Onu karşımda görmeyi hiç beklemiyordum. Acaba beni tanımış mıydı. gerçi tanısa böyle bir tepki mi verirdi. Ben gözlerine bile bakmaya korkarken o hiç bir şey olmamış gibi katil değilmiş gibi nasıl bakıyordu gözlerimin içine.
"Kızı depoya götürün birazdan geliyorum"
Allah ım neler oluyor. Bir yerden ellerim ayaklarım titriyordu. İki adam beni kollarımdan sürüklemeye başlamıştı.
"Bırakın beni ben iş için geldim yanlışınız varr"
Adamlar tepki vermiyordu neler oluyordu. Deponun kapısını açtıklarında beni kum torbası gibi sandalyenin üstüne oturmuşlardı.
"Bekle burada Ekin bey birazdan gelecek, kaçmaya falan kalkışma kapının önünde bir sürü adam var. Ölmek istemezsin herhalde"
Az çok olacakları tahmin ediyordum. Kerizler çantamı bile aramamışlardı. Hemen berili aramıştım
"Alo beril beni iyi dinle beni yakaladılar büyük ihtimal beni dün gördüler. Ben seni birazdan farklı numaradan arayacağım hiç bir şey olmamış gibi bana iş ayarlamış gibi yapacaksın hiç bir şey belli etme
"Ne diyorsun sen iyi misin"
"Her şeyi dediğim gibi yap birazdan arayacağım"
"Haber alamazsan, Adresi biliyorsun"
Telefonu kapattığımda arama kaydını silmiştim. Telefonu yere vurduğumda ekranı gitmişti. beklemeye başlamıştım. Allahım çok üşüyordum depo gerçekten çok soğuktu. Ne kadar merhametsizlerdi. Her tarafım ıslak beni buraya oturtmuşlardı. Kapının açılan sert sesiyle irkildim. İçeriye adım atmadan mübarek kokusu geliyordu. O geceyi hatırlatan iğrenç kokusu. Sert adımlarla karşıma oturması bir olmuştu
"Anlat kimin adamısın"
"Neyden bahsediyorsunuz, ne adamı iş için geldim ben efendim"
"Dün gecenin bir vakti evimin bahçesinde ne işin vardı?"
"Dediğim gibi iş için gelmiştim"
"Bana yalan söyleme, Ne sanıyorsun hemen inanacağımı keriz mi sandın beni? cevap ver"
"Yanılıyorsunuz gerçekten iş için geldim bir arkadaşım tavsiye etti iş arıyordum"
"Dalga mı geçiyorsun sen be cihanın adamı mısın sen o mu gönderdi seni"
"Gerçekten iş için geldim efendim kanıtlayabilirim telefonunuz yanınızdaysa arayabilirim"
"Senin telefonun nerde"
elimdeki kırık telefonu masanın üzerine koyduğumda yüzünde hiçbir ifade yoktu
"Siz telefonunuzu verir misiniz? oradan arayabilirim"
"Al ara"
telefonu masaya attığında yerimde sıçramıştım
"hiçbir şey belli etme yoksa ölümlerden ölüm beğen kendine"
"Tamam"
Telefonu aldığımda berilin numarasını aramıştım
"Alo buyurun"
"Alo Beril tatlım napıyor sun"
"Aaa talya canım numaranı mı değiştirdin daha dün konuştuk"
"Şarjım bitti de canım sen bu işi nerden bulmuştun onu sormak için aramıştım?"
"Bir sorun mu çıktı canım. Ekin beyin asistanı Cansu hanım söyledi talya cım"
Karşımdaki adam suratıma bakmaya devam ediyordu. Neden bu kadar dikkatli bakıyordu. Ben bile suratına bakmaya tahammül edemiyordum.
"Tamam canım teşekkür ederim öpüyorum bol bol"
Telefonu kapattığımda konuşmaya başlamıştı "Her şeye tamamda neden gecenin bir vakti neden"
"Sadece gidecek yerim yoktu içeri gelmek istedim ama rahatsız etmek istemedim bende kapını önünde bekledim sabaha kadar, sabah ta arkadaşım arayınca yanına gittim"
"Nasıl yani gidecek yerin yok"
"Vardı ama bir kaç ay önce tek yakınımı kaybettim kendimi yeni toparlamaya başladım" Gözümden akan yaşları durduramıyordum.Sadece yüzüme bakmakla yetinmişti. Ayağa kalktığında
"Güvenliğe numaranı bırak arandığı zaman gel"
diyerek kapıdan çıkmıştı.Gözyaşlarımı sildiğimde bir kez daha kimsem olmadığını anlamıştım. Buradan hemen ayrılmam gerekiyordu. Ayağa kalktığım da başımın dönmesiyle sendelemiştim. Tabi soğuk depoda kaç saattir bekletirlerse olacağı bu mırıldanarak kapıya doğru gidiyordum yavaş yavaş. Depodan çıktığımda soğuk rüzgar yüzüme yüzüme vuruyordu. Bana doğru gelen adam dikkatimi çekmişti. Esmer tenli 1.80 boyunda iri vücutlu hızlı adımlarla yanıma ulaşmıştı bile
"İyi misiniz? Pek iyi görünmüyorsunuz""Kafamı sallamakla yetinmiştim" Karşımdaki adam bulanıklaştığında neler olduğunu pek anlamıyordum. Sadece ayaklarım yerden kesilmişti. Her şey sadece karanlığa bürünmüştü. Hatırladığım son şey buydu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
karanlığın son şarkısı
Literatura Feminina"Dur nolur indir silahını" "Yapma Talya sakin ol hiçbirşey olmayacak" diyerek evren beni sakinleştirmeye çalışıyordu "nolur yalvarırım silahını indir öldürme onu ondan başka kimsem yok nolur diyerek evrenin önüne geçmem bir olmuştu" "Benim kardeşim...