Her bölümde oldugu gibi lütfen ilk önce minnak, sevimli, tatlış yıldız tuşuna basın.💙🌟
Hayırlı okumalar..
✿✿✿
Sabahın köründe okul için uyanmıştım. Her ne kadar okula gitmek istemesemde gitmek zorunda olduğum için çıt bile çıkarmadan kahvaltı yapıyordum. Ben uslu uslu kimseye karışmadan kahvaltımı ederken Hazal hanım konuşmaya başladı.
"Ecem'ciğim neden altına o iğrenç eşofmanı giydin ki?" okul eteği çok kısa olduğundan birde eşofman giymiştim. Hazal hanıma kısaca bakıp yutkundum. Hala Hazal hanımın Tuğrul'la ne işi olduğunu merak ediyordum.
"Hazal hanım ben çok fazla açık şeyler giymem. Bu yüzden giydim." istemsizce sert ve soğuk çıkan sesime lanet ettim. Ayaz'da fark etmiş olmalıydı ki kaşlarını çatmıştı.
Hazal hanım şirin olduğunu düşündüğü gülümsemesini takındı. Daha yeni fark ediyordum. Kadının gülümsemesi gözlerine ulaşmıyordu. Yapmacıktı ve benden hoşlanmadığı ortadaydı. "Ah tabi canım anladım. Ama artık bana anne demeli-" Ayaz birden çatalını masaya saplayınca irkildim ve böylece Hazal hanımın sözü yarım kaldı.
"Ne annesinden bahsediyorsun sen?! Ecem sana anne falan demeyecek!" şaşırmıştım. Bu kadar sinirlenmesini gerektirecek bir durum yoktu ki.
Hazal hanım gülümsemesini sildi ve saklayamadığı nefretiyle Ayaz'a baktı. Bir insan neden oğluna nefretle bakardı ki? "Siz bana anne demiyorsunuz diye Ecem'de mi demesin?! Ecem' de mi anne sevgisinden mahrum kalsın!?"
Ayyy en heyecanlı kısım keşke patlamış mısır olsaydı!
"Kızın beynini yıkamaya çalışıyorsun ama buna izin vermeyiz! Yeter artık bir dur yerinde!" konuşan Emir'e baktım.
"E ama neden böyle yapıyorsunuz ki? O sizin anne-" Kuzey sertçe bakınca lafım yarıda kaldı.
"Bence siz okula gidin artık canım kardeşim!" kafa sallayıp hemen kıyamet kopan yemek odasından kaçarcasına çıktım. Bu ailenin geçmişinde çok kötü bir şeyler olmuştu ve tabiki merak ediyordum.
Meraklı Melahat senii ama bende merak ettim!
"Allah'ım ne olur hemen öğreneyim yoksa meraktan çatlarım."
"Fazla merak bünyeye zarar." Ayaz'ın sesiyle çığlık attım.
"Ya bir gün senin yüzünden geberip gideceğim yemin ediyorum! Sinsice yaklaşma artık bana!" Ayaz'ın hemen arkasından diğerleri de hiçbir şey olmamış gibi gelmişlerdi. Hazal hanım artık evde tekti.
"Merak etme seni öldürmek isteseydim öldürürdüm zaten." kelimeler ağzından o kadar rahat çıkmıştı ki, onun rahatlığı bile yutkunmama sebep oldu. Omzuma atılan elle yerimde sıçradım.
Kuzey önden giden Ayaz'a bakıp konuştu. "Merak etme genelde ailesinden birini öldürmez." kısa bir an durup alayla gülümseyerek devam etti. "Yani öldürmez değilde tercih etmez."
"TERCİH ETMEZ Mİ!?" hepsi bir ağızdan gülerken az önce konuşan Kuzey'e baktım. "Tercih etmez derken? Yani öldürebilir ama istemezmi? Yani benim canım şuan tehlikede mi? Yani ben her an ölebilir miyim? Yani ben yemeklerimde hep zehir varmı korkusuyla mı yaşayacağım?"