Öyle bir an gelir ki, kendinizi bir hiçliğin ortasında bulursunuz. Ne dönecek yeriniz var ne de ileri gittiğinizde sizi bekleyen bir gelecek. Ruhu yaşlı, küçük bedenlerin hikayesi...
"Bırak kızı Leyla," diye koridordan bir ses geldi. Kendimi kızın elinden kurtarmaya o kadar adamıştım ki sesin sahibini görmem biraz zaman almıştı. Leyla hemen duraksayıp saçımdaki elini gevşetmişti.
"Bırakmazsam ne olurmuş?" diye gülümsedi Leyla. Kız ellerini önünde birleştirip Leyla'ya dik dik bakmaya başlamıştı. Bu kızda kimdi böyle?
"Beni karşına almak istediğinden emin misin?"
"Neden bu işe yaramaz kızı umursuyorsun?"
"Çünkü senden ve şımarıklıklarından bıktım. Kendini bir şey sanıyorsun, aslında bir hiçken." Leyla saçımı bıraktığında bir 'oh' çektim ama çok geçmeden kendimi başka bir kaosun içerisinde buldum. Leyla kıza tokat atmak için elini kaldırmıştı.
"Gerçekten beni böyle korkutabileceğini mi sanıyorsun?" dedi alaycı tavırla, Leyla'nın elini havada yakalayan kız. Filmlerden fırlamış bir sahne gibiydi. Leyla sinirden kudurmuştu. Demek ona da baş kaldırmaya cesaret eden insanlar vardı okulda.
"Bunu yaptığına pişman olacaksın!" Hemen kolunu kızdan kurtarıp hızlıca uzaklaştı. Bana kötü bakış atmayı da ihmal etmemişti. Birkaç saniye durup şoku atlatmaya çalışmıştım. Daha önce kimse beni Leyla'nın elinden kurtarmak için uğraşmamıştı.
Kız gülümseyerek bana yakınlaştı ve elini uzattı. "Merhaba, ben Marla." Yakından daha da güzel görünüyordu. Hacimli, dalgalı saçları vardı. Küçük, kavisli bir burun, hafif dolgun dudaklar, muhteşem çene hattı ile oldukça alımlı gözüküyordu.
"Sera," deyip elini sıktım. Bana kocaman gülümsüyordu. Hala şaşkındım. "Şey... Beni niye kurtardın?"
"O kızdan ve tavırlarından hiç haz etmiyorum. Tuvalete gitmek için çıktığımda çığlığını duydum ve hemen buraya koştum. Elbette seni kurtaracaktım."
"Teşekkür ederim," dediğimde hızlıca koluma girdi ve beni çekiştirmeye başladı.
"O kızın annesiyle babanın evli olduğunu duydum. Bundan sonra seninle uğraşmasını istemiyorsan, bana yakın dur. Bu okulda kimse bana ve çevremdekilere dokunamaz. Benim babam, o kızın ailesinden daha nüfuzlu." Marla beni kantine doğru çekiştirirken hiçbir şey söyleyememiştim. Onun gibi biri neden bana yardım ediyordu ki?
"Çok acıktım, hadi bir şeyler yiyelim." Marla beni bir masaya götürüp oturttu. Tost almak için giderken bana bugün bendensin deyip göz kırpmıştı. Bu kız gökten inen bir melek miydi yoksa?
Bir an için kafamı yan masalara çevirdiğimde, kantinde olan kişilerin bana bakıp aralarında bir şeyler konuştuğunu fark ettim. Kızların bazıları Marla'yı işaret ederken durumun ne olduğunu anladım. Okulun popüler kızının yanında benim gibi birinin ne işi vardı? Birkaç dakika sonra Marla yüzünde güller açarken iki tostla masaya geldi. "Al bakalım."
Marla ile kaynaşmak gerçekten de kolaydı. Çok geçmeden kendimi onun eğlenceli okul anılarını dinlerken bulmuştum. Marla'nın çevresi oldukça genişti. Neredeyse okuldaki herkesi tanıyordu ve herkes hakkında bir fikire sahipti. Benim sosyal çevreme bakındığında onu gerçekten de kıskanmıştım. Üstelik notları da çok iyiydi, öğretmenler tarafında sevilen ve övülen bir öğrenciydi. Bir insan daha ne isterdi ki hayatında? "O Leyla denen kız sana bir şey yapmaya kalkarsa, karşısında beni bulur artık. Seni yakında bizim kızlarla da tanıştırırım, tamam mı?" Kafamı salladım ve gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR YILDIZIM VARDI
Teen FictionMilyonlarca kitap yazılmıştır kavuşamayan aşıklara, milyonlarca şiir yazılmıştır dokunmadan seven bedenlere. Sera yıllardır kalbine gömdüğü aşkın ateşinde kavrulurken bir çıkış yolu bulmuştu. Aklına gelen dahiyane fikir başkalarına göre pekte olası...