Umarı(m) ilgi duyarsın.

35 3 0
                                    

Bir otele gelmiştik. Sanırım on-on beş kattı galiba? Bayada da lüks bir otelim diye haykırıyordu bu bina. Her neyse işte.

" Buraya, bir azdan gazeteciler toplanacak " Dedim etrafıma bakınırken.

" Bizi diğer otelde diye düşünecekler. Otele girip çıktığımızı  çekmeleri bizim için sıkıcı olur. Artık burada görüşelim.
Güvenli bir yer endişe etme." Dedi.

Tamam da?
Kendisi demiyor muydu? Büyük babasına kötü tarafın göstermek için yapıyordu bunları? Ne değişti de böyle gizli görüşüyoruz ki?  Her neyse...

" Eğer bir ihtiyacın olursa Bay Namjoon'a ilet, hemen temin eder " Dedi ve cebime şu meşhur siyah kartını sıkıştırdı. Ve
" Öyleyse yakın zamanda görüşmek üzere. " Diyip arkasını dönüp gidiyordu.

Hemen kolundan tuttum ve "b-bekle hemen gidiyor musun? " Diye durdurdum. Kekeledigim için kendimi öldürmek kızaran yanaklarımı kesip atmak istiyordum şu an.

Arkasını döndü ama cevap vermedi. Ben de. " Geçen sefer ' Belki bedenine ilgi duyarım' demiştin ya. Umarım duyarsın. " Dedim.

Aman tanrım nerden gelmişti bu cesaret bana? Ne zaman eğdiğinin bilmediğim başımı kaldırıp ona baktım. Kasları bir az çatık bakıyordu. Ve hâlâ da bakıyordu. Artık söylediğim şey için pişman olmaya başlamıştım. Yani aslında söylemek zorundaydım, yoksa şu borç ve tefecilerden kurtulamayacaktım.

Babamın ne zaman aldığını bilmediğim borç üzerine borç almış beni delirtmişti resmen. Onun borçlarını ödemek için günümü gün demeden geceyi gece demeden çalışıyordum.

Bunu dediğimin sebebi de bir az olsun Min Yoongiden para koparmaktı aslında ama neyse bilmesine gerek yoktu.

Elimden tuttuğu gibi otel kapısına sürüklemeye başladı " İçeride konuşalım " Dedi sadece. O kadar yüzüme baktıktan ben domatese döndükten ve soğuk terler akıtmaya başladığımda.

Smut arkadaşlar:

Her şey çok hızlı olmuştu. Resmen ondan beni becermesini istemiştim. Ve şu an duşta kendimi onun için daha doğrusu babamın borçların ödeyebilmek için kendimi hazırlıyordum.
Otele girmeden önce bana 'neden' diye soru sormuştu. 'Ş-şey'  dediğimde elimden tutup cevap beklemeden odaya girmiştik bile. Sonuç da buydu işte ben kendimi hazırlıyordum. 

Yıkanırken az da olsa gevşedim galiba,  jel falan olsa iyi olur aslında ama şansa bak vücud yağından başka bir şey yoktu. Onu aldım ve üstüme bornoz geçirerek banyodan çıktım.
Geniş olan koltukta sadece ceketin çıkarmış beni bekliyordu. Beni farkeder etmez söylenmeye başladı.

" Düne kadar böyle şeylerin gereksiz bulup can sıkıyordun, şimdi de vücudunu satacakmış dibi davranıyorsun?  Önce bunu sebebini bir öğrenelim "  Dedi.

" ... İşimiz bittikten sonra söylesem olmaz mı? "

" Sen nasıl rahat edersen " İtiraz etmeden onaylamıştı.

Ben de yavaş adımlarla önünde durdum.

" Komik. Artık nasıl üst düzey bir şey talep edeceksen benden." Diye gözlerimin içine bakıyordu.

Dizlerimin üzerine çöktüm ve bacaklarını açmış beni beni bekleyen şeye elimi uzatarak fermuarını açmış elimi içeri sokup bir az sertleşen penisi elime adım. Penisini elime aldığımda az da olsa titrediğini hissetmiştim. Elimdeki şeyin ucuna küçük öpücük kondurduktan sonra vücud yağınından elime döküp penisini çekmeye başlamdım. Kısık sesli inilti ve derın derin nefesler alıyordu.
Çekmeyi bırakıp ağzıma aldım hepsini alabileceğimi zannetmiyorum. Çünkü çok büyüktü. Alabildiğim kadarını yavaşça emiyordum. Bir elini saçlarıma attı ve saçlarımı okşamaya başladı ordan da ense kökümü de okşadı ve başımı penisini doğru bastırdı. Nefes almak zorlaşıyordu benim için. Anlamış gibi tuttuğu saçlarımdan çekip beni bir az uzaklaştırdı.
" İstediğin gibi yapabilirsin " Dedim ani cesaret ile. " İstersen ağzıma boşal, istersen yüzüme boşal sen nasıl istersen" Dedim. Kesinlikle cesaret yemiştim. Hangi ara bilmiyorum ama.

AKTRİS   yoonmin*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin