Oyunculuğum nasıl?

17 3 0
                                    

Jimin....

Okul spor salonu'nda çekim yapıyorduk, daha doğrusu onlar yapıyordu ben yapamıyordum. Nedense hep beni azarlıyor, kızıyor, bağırıyor artık ne varsa bana geliyordu. Tam şu an olduğu gibi. "Az önceki şeye  oyunculuk mu  diyorsun sen? Sponsorunun götünü yalayacağına otur da rolüne çalış! " Diye adeta kulak patlatacak şekilde yönetmen bana bağırıyordu. " Tekrar oynayacağım. Özür dilerim. Ama bana hangi kısmı nasıl oynamam gerektiğini açıklarsanız iyi olur. Böyle olunca  hangi kısmı hoşunuza gitmediğini anlayamıyorum. " Dedim. Aslında doğru söylüyorum, nasıl oynayacağımı bilmeden ezberlediğim replikleri söylüyorum ama beğenmiyorlar daha doğrusu yönetmen beğenmiyor! Bir anda bana doğru "Ne?"  diyerek gelmeye başladı. " Bir de laf dalaşına mı giriyorsun benimle?"  Şak şak şak !!! yüzüme gelen tokatlarla afalladım. " Eşşek kadar herif olmuşsun! Daha ne kadar üstünde titreteceğim? Ha? "

Geri geri giderek arkadaki bir şeye çarptım ve düştüm. Omzun kesilmişti sanırım.

" İyi misiniz? Yanmıştır orası "

" Bir bakalım omzunuza "

" Sargı varmı?"

Böyle sesler yükseldiğinde  " İyiym sorun yok " Diye geçiştirdim. Kalpsiz yönetmen de " İyiymiş işte. Çabuk hazırlanın diğer sahneye."

Ben bu dizi bitene kadar nasıl dayanacağım bu yönetmene?  Neden Müdür Yoongi Min beni bu yönetmenle çalıştırıyor ki anlamıyorum. Bırakıp gidemiyorum da bir türlü babam olan herifin borçların ödemek için çalışıyorum zeten kendim için olsa da tamamdı ama neyse...

Akşam iş çıkışı.

"Yaran nasıl oldu? Acıyor mu?  Suratını bile buruşturmadan sahneni oynadığını görünce çok büyük sorun yoktur diye düşünmüştüm ama gerçekten hastaneye uğrarsak iyi olur sanki? " Diye sürekli söyleniyordu Hosek huyung. Arabadayık Müdür Min Yoongi'nin aldığı eve gidiyordum. Bir kaç gündür o evde uyuyordum. Çok geç saatlerde gidiyordum. Sadece uyumak için.

" Gerek yok iyiyim gerçekten. "

"Öylemi o zaman eve mi bırakıyım o zaman?  Dinlenmek ister misin?"  Şu an kendi evime gidesim yoktu  açıkçası. Onun sorusunu es geçip ona soru yönelttim.

" Sizce oyunculuğumdaki sıkıntı ne? Dürüst olun lütfen. "

"Ha? O ne  demek şimdi?  Sıkıntı yönetmende! Lüzumsuz yere olay çıkartıyor!  Yorumları okudun mu? İzleyicilerin yorumları efsane! "

Bir iç çekip " Sizden başka soracak kimsem yoktu .  Bu yüzden size sordum. Çok umursamayın. Ve beni eve değil Müdür Min'in aldığı eve götürün. " Dedim.

Sonunda o evin kapısındaydım. Min Yoongi orta düzeyli  bir yer seçtiğini söylemişti ama, lobisi bile var. Mekana uymayan tek kişi benim. Göz göze geldiğim insanlar çok rahat duruyor.  Dürüst olayım... Çok iyi. Kapıyı açar açmaz yüzüme çarpan sıcaklık, çok cabalamama gerek kalmadan akan sıcak su, melankolik hissettiğimde girebileceğim sessiz bir alan. Ama evdekileri bırakıp lüks içinde yaşıyor oluşum  üstüme bıraktığı ağır bir sucluluk duygusu da var.

Elimi yüzümü yıkayıp elimdeki bira ile ilerleyip boydan boya olan cam kenarına oturdum 'Manzarası güzelmiş ' diye mırıldandım 2inci biramı da bitirdiğinlmde. Sonra ordan da kalkıp üst kata çıkıyordum sendelleye sendelleye.Ve söylene söylene. " Neden yatagı ikinci kata koymuşlar? Eve girer girmez yatardım birinci katta olsaydı..."    Birden gözüme bir şey çarptı. Aniden duraksayarak ona daha dikkati bakmaya başladım. Bu oydu ' Bu neden  burada' diye  mırıldandım. 

Bu o güzel bulduğum el çizimi tablo ve benim duvarımda asılı duruyordu.
Bu ne zamandır buradaydı?

"Hoşuna giden tablo bu mu? Önünde amma dikildin"

O söylemişti.

Güzel tabloya bakarak kendimi yatağa bıraktım. Tabbikide sarhoş değildim.

" Hatırlıyor muydu ya onu? "

" Alması kolay olmuştur ha ha elinin kırı sonuçta. "

İç çekerek " Sevgili bile değilizki . ... " Bir şeyler mırıldanırken telefonum çalmaya başladı.  Arayan kimdi diye bakar..... Min Yoongi!!! Hemen açtım....

-Yoongi?

- Birini göndereceğim. Dışarıya çık .

- Şimde mi?

- Niye? İşin mi var? Bildiğim kadarıyla bugünkü  programın bitti.

- Şey az önce içtim de bir az...

-Çok mu içtin?

-Yok

-İyi o zaman. Burada hazırlanırsın. Evden çıkman yeterli.

Ve kapattı.

Hemen ayağa kalktım, aşağıya indim, kusacak kadar su içtim ayılmak için. Ama sonuç aynı. Amacı ne bu adamın? Hazırlanıp çıkmamı isteyecek kadar?  Alkollü olduğum anlaşılmaz herhalde.... Amaan bir düş alsam iyi olur bence.

Ve sonra dan sonra oraya gelmiştik üstümü burada değiştirmiştim. Kahverengi takım elbise giymiştim saçımı da burada şekillendirmiştim. Arkaya yaptırmıştım anlın açıktı yani. O da siyah takım elbise onunda saçı benimki gibiydi. Bir eli yaralandığım omzumda duruyordu. Yanımızdan geçen garsondan bir içki yine aldım.

Davetiyeye getirmişti.  Bir sürü tanıdık tanımadık vardı. Boyle bir yere mi getirecekti beni cidden. Kaslarım çatık geziyordum zeten moralim yoktu hiçbir şeye.

" Şimdiden üçüncü kadehin. Ağır ol." Dedi.

" Kusura bakma gerginim... Haa ama sarhoş olacak kadar içmem. " Dedigim an birisi yaralı omzuma çarptı. "Ah özür dile.... rim. "

Bunun burada ne işi vardı?

Eveeet 12345583822 zaman sonra geldiğim için özür dilerim.



AKTRİS   yoonmin*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin