Evimde kucağımda kedimleydim. Aslında kedimizleydim desem daha daha doğru olacaktı. Sonuçta bu hayalleri tek bașıma kurmamıștım. O olmasaydı bir kedi bakacağımı düșünmezdim.
Așk insana her șeyi yaptırabiliyordu. Bunun bașına en iyi örneklerden biriydim. Ben bunun için üzülmüyordum. Çoğu insan bir kaç günlük hevesi așk sanıyorlardı. Kimse așkı uğruna ölmek isteyecek kadar sevmiyordu.
Zaten așk sevgi değildir. Așk nefretle bile gerçekleșebilecek, anlatılması güç bir duygudur. Așık olduğumu anlamam biraz zaman almıștı. Onunla sevgili olduktan bir ay sonra anlamıștım așık olduğumu.
Așk duygusu biraz karmașık çalıșırdı. Așkta imkansızlık yoktu. İnsan așık olunca imkansızlık duygusu kalkıyordu ortadan. Aslında așk imkansızlıkları kaldırdıkları gibi daha çok imkansızlık ekleyebiliyordu. Buna ben ve Elmira örnekti. İmkansız değiliz ama bir o kadar imkansızdık.
Așık olduğum için kendimle gurur duyuyordum. Așk, yașanılması gereken ve anlașılması çok zor bir duyguydu.
Aslında ben așık değildim, sevdalıydım. Sevdalıların așkı sonsuza kadar sürerdi. Benim așkım da sonsuza kadar sürecekti. İmkansız değildik ama kavușmamız zordu. O artık burada yoktu.
Kapı çalınca kucağımdaki Elfida'yı koltuğa bıraktım. Ayağa kalkıp kapıya doğru yürümeye bașladım. Kapının yanına geldiğimde dıșarıdan Demir'in sesi geldi.
"Aç șu kapıyı. Sen bu kadar uyușuk değildin, ne ara bu kadar uyușuklaștın?" dedi bana. Onu daha fazla bekletmeden kapıyı açtım.
"Neden geldin?" diye sordum. Bana bıkkın bir bakıș attı.
"Hoșbulduk abi." dedi bana ve içeri doğru girdi.
"Neden geldin, diye sormuștum." dedim soğuk bir sesle. Koltuğa geçip oturdu. Elfida'yı kucağına alıp tüylerini sevmeye bașladı.
"Gelemez miyim?" diye sordu.
"Çıkarın olmadığı zaman bu kadar hızlı davranmazsın. Șimdi neden geldiğini açıkla." dedim.
"Sana bir șey soracağım. Yengem ölmeden önce bir mektup birșey yazmadı mı?" dedi.
"Yazdı." dedim. Bana bir mektup yazıp bırakmıștı. Asla cesaret edip okuyamamıștım. Okursam yüzleșeceğim șey beni korkutmuștu.
"Açıp okumadın mı?" diye sordu.
"Okumaya cesaretim yok. Neden intihar ettiğini açıklayacaktı bana. Sen söyle nasıl okuyabilirim?" dedim derin bir nefes vererek.
"Haklısın. Onu çok geç olmadan okumamız lazım." dedi.
"Neye geç olacak?" dedim.
"Sonradan okuyup pișman olman yerine șimdi okuyup üzülmeni tercih ediyorum, bana mektubu getirir misin?" dedi.
Odama gidip dolabımı açtım. Orada kilitli bir kasa vardı. Kilitli kasanın içinde Elmira'dan bana kalan eșyalar vardı. Kasayı anahtarla açıp içinden mektubu aldım.
İçeri gittiğimde Demir istifini bozmadan aynı șekilde oturuyordu. Yanına gidip oturdum. Mektuba baktı ve ardından gözlerini bana çevirdi.
"Biliyorum bunu açmaktan çok korkuyorsun ama açmalıyız." dedi.
"Bir yıl sonra aklına nereden geldi?" diye sordum.
"Ablamın mektubunu okurken aklıma geldi." dedi beni yanıtlayarak.
Mektubu yavaș bir șekilde yırtıp açtım. İçeriden bir tane kağıt çıktı. Onun yanına ek olarak bir kalem çıktı. Kağıdı açıp sesli okumaya bașladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜDEN GERİYE KALAN MEKTUPLAR
Teen FictionÖlen sevgilisinden bir tek mektuplar kalmıștı. Bu mektuplar onu katile götürecekti. Peki katil kimdi? Bu sorunun șu anlık bir cevabı yoktu. Peki adam bu süre zarfında ne yașayacaktı? Bu mektupların hepsini bulabilecek miydi?