5

4.1K 280 13
                                    

Sadece lise. Gözümde büyüteceğim bir şey yok!

Ben hala derin nefesler alarak kendimi sakinleştirmeye çalışırken kapı çalındı. Gelen muhtemelen Doğu'yu ve annem kapıyı açardı.

Biraz sonra Doğu'nun sesini duyduğumda boş çantamı koluma taktım. Sonuçta ilk gündü ve birkaç sayfa yeterli olacaktı. Yine de kitap vereceklerdi ve dandik poşetle, ki aldıktan on dakika sonra kopacaktı, günü geçiremezdim.

"Hazırsan çıkalım" dedim kahvaltı sofrasına oturmuş Doğu'ya. Adam nasıl rahatsa ikinciye yemek yiyordu. Ben tek lokma koyamamıştım ağzıma stresten.

"Hazırım, hazırım. Yemiştim aşağıda ben zaten" dedi ayağa kalkarken. İkinci yemeğe olduğunu söylemiştim değil mi?

Ona gözlerimi devirdikten sonra ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. Ben onları bağlamak için oturmuşken, ki ayağımda ilk günden ayıp olmasın diye etek, siyah külotlu çorap,üstümde gömlek, süveter, hırka kısacası tam takımdım, o bana bakıp dudak büzdü. İçimdeki sıkıntı garip bir kıpırtıya dönüşürken söylenmeye başladı.

"Daha dikkat çeken bir ayakkabın varsa onu giy de ilk günden herkesin ağzını eline vereyim" dedi tükürürür gibi.

Şaşkınlıkla önüme bakıp ne giydiğime baktım. Sadece turkuaz spor ayakkabı gidiyordum. Ne kadar dikkat çekici olabilir ki?

Haklı olduğunu fark ettiğimde oturduğum yerden kalkmaya üşendiğim için ayakkabılara acıklı bir bakış attım. Sonra da omuz silktim yine onları giymeye devam ettim. Yapacak bir şey yoktu, bunları giyecektim.

"Al" dedi önüme gri kısa converselerimi koyarken. Ayakkabılara şekermiş gibi baktıktan sonra kocaman gülümseyerek baktım ve ayağımdan diğerlerini çıkarıp onları giymeye başladım. Bu sırada o ayakkabılarını giymiş sırtına benimkiyle aynı olan lacivert çantasını takmış bir şekilde kapıda beni bekliyordu.

Ayakkabılarımı giydikten sonra eteğinin açılmamasına dikkat ederek ayağa kalktım ve çantamı onun gibi tek kolundan koluma geçirdim. Son defa üzerimdekileri düzelttim ve evden çıktık.

Apartmandan çıktığımızda Nehir ve Batu'nun geldiğini gördüm. Bize baktıktan sonra Nehir gülmeye başladı. Muhtemelen buraya gelene kadar ı kadar gerilmişti ki şimdi sinirleri bozulmuştu.

"Bu ne be çift gibi olmuşsunuz" dedi Batu, Nehir hala gülerken.

Bu laftan sonra kafamı direkt Doğu'ya çevirdim. Formadan dolayı zaten bir uyum vardı ama ikimiz de gri converse ve lacivert, birbirinin aynı olan çanta takmıştık. Yani ne kadar sinir bozucu olsa da Nehir bu sefer haklıydı.

Doğu benim onu incelemek sırasında sadece ellerini cebine sokmuştu bir şekilde durmuştu. Yani, haklı olduklarını zaten biliyordu. Tabi bir de ayakkabıları bana neredeyse zorla giydirdiğine göre, gayet farkındaydı.

Kollarımı göğsümde birleştirdikten sonra tek kaşımı kaldırarak onlara döndüm. "Sizin de bizden aşağı kalır yanınız yok" dedim, bizimkinin kırmızısı çantaları ve yine kırmızı olan converslerine bakarken. "Hatta birbirinizin düşündüğü şeyleri söylediğinize göre fazlayız bile var" dedi Doğu yanımdan. Aslında o da benim düşündüğümü söylemişti ama bunun konusu burada açılacak bir şey değildi.

"Gidelim" dedi Batu, Doğu'ya kötü kötü bakarak ve bizim evin yakınındaki otobüs durağına doğru ilerledik. Yol boyunca başka bir konuşma geçmemişti aramızda.

Okulun önünde indiğimizde yine gerilediğini fark ettim. Dönrdümüz de aynı okulu kazanmıştık. İlkokuldan sonra lisede de beraber olacaktık. Aynı gün kayıt yaptırdığımız için de muhtemelen aynı sınıfta olacaktık. Ve ben yine Doğu'yla oturmak zorunda kalacaktım. Yani muhtemelen.

Babamın Kopyası (Tesadüf Serisi-2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin