Düğün Telaşı

5.1K 240 39
                                    

Kabuslarım düğün günümde de beni yalnız bırakmamıştı. Terler içinde ve çığlıklarla uyanışım bir ilk değildi ama buna alışabileceğimi ya da alışmak istediğimi sanmıyordum. Son zamanlarda azalmışlardı ama düğün haftasıyla gelen stresle beraber yeniden görmeye başladığım kabuslar şimdi daha can sıkıcı oluyorlardı. Sanki kısa ama asla bitmeyecek korku filmleri gibiydi.

Beyaz gelinliğimle yeminlerimizi ettiğimiz platformun üzerinde duruyorduk ve bir anda Merial'lerin saldırısına uğruyorduk. Kimi günler David davetlilerin arasından çıkıyordu , kimi günler Aqua gelip karnıma bir bıçak saplıyordu. Öyle ya da böyle çığlıklar içinde uyanınca derin bir nefes alıp her şeyin geçtiğini , her şeyin iyi olacağını söylüyordum kendime.

Yine böyle uyandığım bir sabah yatakta doğrulup dizlerimi kendime çektim ve boynuma yapışmış saçlarımı topladım. Karanlığın içinde gözlerimi gezdirirken daha iki saniye bile geçmeden Aaron yanımda kıpırdadı ve uzanıp ışığı açtı. Üzerindeki yorganı atıp doğrulurken bana baktı ve endişeli bir sesle " İyi misin?" diye sordu. Başımı hafifce salladıktan sonra gülümsedim. Yanıma yaklaşıp beni kendine çekti ve boynumu öptü. Kolumu okşarken gülerek " Düğün stresi mi?" diye sordu.

" Sanırım. Klasik rüyalar işte. Daha doğrusu kabuslar."

" Keşke bunun geçmesi için bir şeyler yapabilsem."

" İçimdeki şey çıkınca azalacaklarını umuyorum."

Gülerek elimi karnımın üzerinde gezdirdim. İçimde bir şeylerin kıpırdadığını hissedebiliyordum ama elimi dümdüz karnımın üzerinde gezdirirken komik geliyordu. Eğilip karnımın üzerini öperken " Nasıl bir şey çıkacak merak ediyorum." diye fısıldadı.

" Ben antenler ve iki fazladan kol bekliyorum."

Bir kahkaha patlatıp beni kendine daha çok çekti ve saçlarımı öptü. Gerçekten öyle bir şey beklemiyordum tabi ama ne çıkacağı aklında en ufak bir fikrim yoktu. En azından fiziksel açıdan normal ve sağlıklı olmasını umuyordum. Yeniden kendimi yatağa bırakırken bana bakıp " Eğer bu düğün işleri seni çok geriyorsa her şeyi iptal edebilir." dedi.

" Ciddi misin?"

" Tabiki de hayır."

Omzuna vurup onu hafifce ittim. Beni tekrar kendine çekerken " Seni o gelinliğin içinde görmek istiyorum." diye fısıldadı. Doğrusunu söylemek gerekirse gelinlik konusunda ben de biraz heyecanlıydım. Gelinliğimi daha görmemiştim bile. Yarın gelecekti. Daha gelinliğinin bile neye benzediğini bilmeyen biraz sorumsuz bir gelindim ama neyseki bunu benim için yapacak harika arkadaşlarım vardı. Aaron'ın kolları arasındaki yerimi alırken " Her şey çok güzel olacak." diye mırıldandı.

Gğneş ışıkları gözlerimi açılmaları için baya zorladığında elimi yan tarafa attım. Çarşafın soğukluğu beni güneş ışıklarından daha hızlı kendime getirdi. Gözleirmi açıp yan tarafımdaki boşluğa baktığımda kafama dank etti.. Bugün evleniyordum. Düğün telaşı başlıyordu.

Kapının açılmasıyla içeriye doluşan gürültü patırtıyla gülümsedim ve " Gelmişsiniz!" diye bağırdım.

" Tabiki de geldik en iyi arkadaşımız evleniyor!"

Yatakta doğrulup onlara sarıldım. Çok özlemiştim. Leslie zaten tüm bunlar başladığından beri benim en yakın ve tek kız arkadaşımdı. O olmasaydı çoktan kafayı yemiştim. Onu gördüğüm ilk günden beri hayatlarımızın ne kadar değiştiğini düşünmekten kendimi alamadım. O şimdi Eric'le beraber Los Angles'ta yaşıyordu. Tüm olanlar bittikten sonra biz de bir süre onların yanına gitmiştik ve biz New York'a taşınana kadar beraber baya vakit geçirmiştik. Daha sonra Leslie ve Eric küçük bir Amerika turuna çıktılar ve kimseye haber vermeden Florida'da evlendiler. Onlar geri dönünce bir kutlama yaptık ama bir düğün olmamıştı ve sanırım ben de sadece böyle bir şeyi bir düğünden daha çok isterdim ama pek seçme şansım yoktu.

Son SavaşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin