Herşey Güzel Giderken..

3.6K 228 43
                                    

 Bebek geliyor..''

Ve böylece çok sevgili Tanrım benim en mutlu iki günümü birbirine karıştırmıştı ve en mutlusunun düğün günüm olmadığını bana hatırlatmıştı.

Kirpiklerim birbirine yapışmıştı ama kendimi biraz zorlayarak gözlerimi açtım. Tanıdık bir tavan. Evimdeydim. Neler olmuştu?

Ah evet düğünümde bayılmıştım. Çünkü..

Yatakta bir anda doğrulunca karnım acıdı. Bir süre durup bedenimde herhangi bir acı ya da sızı olup olmadığına baktım. Hiç bir şey yoktu. Düğünden önce nasılsam şimdi de o kadar iyiydim. Hatta daha bile iyi.

Karnımın altında bir kesik ya da ona benzer bir şey yoktu. Bebeği nasıl doğurduğumu bırakın bayıldıktan sonra ki hiçbir şeyi hatırlamıyorum. Eğer sonradan uyanmışsamda zihnim bu anları silmişti.

Üzerimdeki şort veya tshirtte kan izi yoktu. Belki de üzerimi değiştirmişlerdi. Ne kadar zaman olduğu konusundada bir fikrim yoktu. Yatağın yanındaki komidinde telefonumu bulup tarihe baktım.

17 Eylül... Tam 3 gündür uyuyordum. Düğünümün üzerinden 3 gün geçmişti ve ben uyuyordum. Telefonu komidine bırakıp ayağa fırladım. Kapıyı açıp salona doğru koştum. Hepsi içerde oturmuşlardı ve beni görünce şaşırmayla karışık gülümsediler.

Leslie ayağa kalkıp yanıma gelirken '' Nerde o?'' diye sordum. Kimse cevap vermedi. Leslie kolumdan tutup beni koltuğa oturturken '' Çok hızlı hareket etme bayılabilirsin'' diye beni uyardı ama umrumda bile değildi. Ben bebeğimi istiyordum.

'' Bebeğim nerde?!'' diye bağırdığımda kimse benimle göz teması kurmadı. Aaron kapıdan içeri girip beni görünce elindeki bardağı fırlatırcasına masaya bıraktı ve koşup yanıma oturdu. Beni kendine çekip bastırara sıkıca sarıldı ve saçlarımı öptü.

'' Aaron.''

'' Efendim?''

'' Nerde? O nerde? Bir şey mi oldu? Onu görmem lazım. Bebeğim nerde , iyi mi?''

'' Sakin ol lütfen.''

'' Sakin falan olamam nerde o?''

Hala hiçbir şey söylemiyorlardı. Delirmek üzereydim. Ayağa kalkıp onlara baktığımda Leslie bir kez daha beni bu kadar ani ayağa kalkmamam konusunda uyardı ama şu an bundan çok daha önemli şeyler vardı. Sesim titreyerek ama yine de bağırarak sordum.

'' Ne oldu ona?! Öldü mü?''

Gözlerim dolmuştu. Kalbimin , göğüs kafesimin içerisinde binlerce parçaya ayrılıp içime battığını hissettim. Ama sonra kulaklarım ipeksi , masum bir sesle doldu.

'' Anne.''

Gözlerimi sıkıca kapatıp derin bir nefes aldım. Biriktirdiğim yaşlardan bazıları dışarı aktı. Derin bir kaç nefes daha alıp arkamı döndüm. Valerie'nin elini tutmuş gülümseyerek bana bakıyordu. Yere eğilip gerçek olup olmadığını anlayamamış , inanamamış bir şekilde ona baktım.

'' Valerie bana bir süre uyuman gerektiğini söyledi o yüzden gezmeye gittik.''

Valerie'nin elini bırakıp bana doğru bir kaç adım attı. Gözlerim daha da dolarken kollarını açıp boynuma sarıldı. Başımı saçlarının arasına gömüp kokusunu içime çektim. Melekler gibi kokuyordu. O muhteşemdi. Çok güzeldi. Hayal edebileceğim her şeyden öte çok güzel.

Saçlarını okşayıp kendime bunun zihnimin bir oyunu olmadığını söyledim. O buradaydı , iyiydi. Kollarımın arasında güvendeydi. Ve çok güzeldi. Benimdi. Benim.. Sonunda gelmişti ve harikaydı. Hiç bir kelimenin tam anlamıyla tarif edemeyeceği kadar muhteşemdi.

Son SavaşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin