Bu bölümde Jungkookun itirafı olacak. Ve bu bölüm smmut içeriyor.
Okumak istemeyen bu bölümü okumaya bilir.Min Ho ya teşekkür ederek odadan çıkmıştım. Oda yaptığı şeylerden dolayı özür dilemişti. Aşağıya indiyimde ortam yine karanlık ve herkes dans ediyordu. Burda kalmak istemiyirdum. Onun olduğu ortamlar artık midemi bulandırıyordu. Cıkışa gitmek için yöneldiyimde elimden Min Ho tutarak beni durdurmuştu.
"Jimin içkilisin ve aklın başında değil. Istersen burda benimle kala bilirsin."
"Gerek yok Min Ho. Tesekkür ederim. Biraz yalnız kalmaya ihtiyacım var.'
"O zaman lütfen eve kadar seni götürmeme izin ver. Saat çok geç ve bu halde seni yalnız bırakmak istemiyorum. Lütfenn.."
"Kafamla onaylamıştım. "
Birlikte çıkışa yöneldiyimizde, kapıda bizi bekleyen Jungkooku gördük. Ona bakmak bile istemiyordum. Minho sinirlendiyimi hiss etmişki elimi tutmuştu. Jungkook elimizin birleşik olduğunu gördüyünde gözleri kızarmış ve çene sümüyü gerilmişti. Doğrusu bu beni birazda olsa keyiflendirmişti. Üzerime gelerek kolumdan tutmuştu
"Naptığını sanıyorsun sen bırak kolumu!!"
"Jimin asıl sen burda bu pislikle ne yapıyorsun? Eve gidiyoruz"
Onunla hiçbiryere gitmek istemiyordum. Kolumdan elini çekerek Minho ya döndüm.
"Beni eve götür Minho"
Minho beni başıyla onaylamıştı. Söylediyim söz Jungkooku dahada sinirlendirmiştiki Minhonun üzerine atlayarak yumruklamıştı. Sinirden gözü dönmüştü. Yerde yatan Minhonun yüzü kanlar içindeydi. Durdurmak için araya girdiyimde bana:
"Jimin arabaya gitmezsen bu pisliyi burda öldürürüm. "
Durrr Jungkook. Pislik o değil sensin. Seni gördüm tamammı. Sen.. kızla öpüşüyordun. Bana yalan söyledin. Iş için gidiceyini söylemiştin anlaşılan işin sevgilinmiş. Bravo sana. Şimdi ne yapıyorsan yap artık senden korkmuyorum.
Cümlemi tamamlayıp arkami dönerek gitdiyimde ağzında bişeyler geveliyordu. Yalnızca son sözü aklımda kalmıştı.
"Jimin herşey senin için"
Eve varmıştım. Taehyung Yoongiyle bizim evdeydi. Aralarında ne oldu bilmiyordum ama en önemlisi arkadaşımın iyi olmasıydı benim için. Tehyung beni gördüyünde uzerime atlayarak bana sarıldı.
"Bebeyim telefonumun şarjı bitmişti. Sana bu yüzden yazamadın."
"Tamam sorun yok Tae. Nasılsın iyimisin?"
"Evet Yoongi sayesinde kızgınlığım rahat keçti."
Yoongiye baktığımda yanakları kızarmış küçük çocuk gibi barmaklarıyla oynuyordu. Tabii arkadaşımın utanması yoktu . Helee benim yanımda hiç utanmazdı.
"Bana anlatacağın çok şey var sanırım" diyerek sırıttım
"Anlatıcam bebeyim"
Ortamı Yonnginin telefonuna gelen arama sesi bozmuştu. Kim aradıysa teleşlanmış şekilde yanimıza gelerek:
Tae benim acil bir işim çıktı gitmem gerek?
Kötü bişeymi oldu? Diyerek Tae de telaşlanmıştı.
Acil işlerin altından hep ayrı numaralar çıkıyor Tae merak etme diye kendi kendime söyleniyordum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love born of betrayal
FanfictionAlfa Omeganın gözlerine bakıyordu. Öldürmesi gerekti ama hipnotize olmuştu o mor gözlere. Kendini fazla kaptırmadan kalbindeki o şarti omegaya söyledi. -Alfa: Bir şartla seni öldürmem Omega çok korkmuştu. Alfanın kırmızı gözleri sanki alev saçacakmı...