2/Karmaşa

13 6 18
                                    

İnsan çoğu şeye anlam veremezdi, çoğu şeyi çözemez ve bir olaya kilitlenip kalırdı.

Zaman bir anlığına durmuş gibiydi,karşımdaki kadın dolu dolu olmuş gözlere bana bakıyordu. Annem ise başını yavaşça sallayıp,yüzüne küçük bir gülümseme kondurdu. Anlamsız gözler ile iki kadına bakarken,arkamdan gelen devrilme sesi ile hızla oray döndüm,gruptaki çocuklardan biri ellerini yumruk yapmış bir şekilde mutfağa bakıyordu.

Gülce ise korku dolu gözlerini onlara çevirmişti,Selin ise kollarını göğsünde bağlamış ve keyifli bir şekilde gülüyordu. Diğerleri Sina denen çocuğa bir şeyler söylüyordu,kapıda duran kadının arkasından bir adam geldi bir süre sonra. Adam uzun boylu, kahverengi gözlere sahipti;Sina'nın büyük hali gibiydi. Sina hızlı adımlarla adamın yanına geçti ve kollarını ona sardı.

Dikkat ile Sina ve babasına bakarken kolum hızla çekilmiş ve annemin arkasında bulmuştum kendimi,anlamsızca etrafa bakarken kafeye başka bir adam giriş yaptı. Annem karşısında duran adamı görünce olduğu yerde kas katı kesilmişti

"Yeter,biri burada ne olduğunu bana söyleyebilir mi artık?" Demiştim,bunun üzerine karşımdaki kadın annemin önüne gelmiş ve anneme yavaşça sarılmıştı,annem ise başını olumsuzca sallamış.

"Onu benden alma,lütfen alma. Ben yaşayamam,ben yapamam." Demişti,anlamsızca anneme bakıyordum,karşımda duran adam ise dolu gözlerle bana bakıyordu.

İnsan bazen kendi hayatındaki eksikleri hissederdi,insan bazen düştüğü yerden kalkamazdı.

Sonradan gelen adamın özlem dolu bakışları altında eziliyor gibi hissediyordum,adam yavaşça annemin yanından geçti ve benim tam dibinde durdu.

"Merhaba Ekin,benim adım Tuna. Ben senin amcanım."

"Amca mı? Ama benim babamın kardeşi yok."

"Oh pardon,dayın demek istedim. Akraba ilişkilerinde iyi değilimdir,annenin abisiyim." Demişti,bunun üzerine rahat bir nefes almıştım,biranda o adam kardeşleri bir yerlerden fırladı diye düşünmüştüm.

"Memnun oldum Tuna dayı,benim adımı biliyorsunuz zaten. Peki o kadın,o annemin ikizi falan mı?"

"Hayır,o kadın annenin ablası." Demişti,bunun üzerine gülümseyip başımı sallamıştım,kafamın içinde binlerce soru dönüyordu;soruları susturamazsam kriz gecirebilirdim. Vücudumda hissetmeye başladığım hafif kasılmalar ile,yavaşça gözlerimi kırpıştırmaya başlamıştım.

Fazla düşmek yok,fazla stres yok;üzülmek yok ama benim hayatım zaten streslerle doluydu,ben stres olarak doğmuş gibiydim. Gözlerim yavaşça kaymaya başlamıştı,elime tuttuğum tepsiyi yavaşça bıraktım ya da yavaşça bıraktığımı sandım.

İnsan bazen uzay boşluğunda süzülüyor gibi hissedebilirdi,ben ise uzay boşluğunda değil beynimin içindeki boşlukta süzülürdüm ancak.

Yattığım yerde rahatsızca kıpırdanıp,yavaşça gözlerimi araladım. İçeriden bağırışma sesleri geliyordu, yavaşça kapıya yaklaştım.

"Ben yıllarca kızımı aradım,benim hayatım mahvoldu. Oğlum bana inanmıyor,oğlumu geçtim kocam bile bana inanmıyor. Sen napıyorsun peki? Kızınla gününü gün ediyorsun,benim kızım nerede? Naptınız benim kızıma?" Diye bağıran kadın ile hızla geriye adımladım,az önce yattığım yere oturup küçük sehpanın üzerindeki telefonu elime aldım.

Aşk Bahçesi →Yarı Texting←Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin