10 dakikadır yemek masasına oturmuş öylece kutuda ki nota ve bilekliğe bakıyordum. Ne yapmam gerekiyor anneme söylesem mi? Tabi söyleyebilmem için önce onu bulmam gerekiyor. Telefonuma baktım kimi arasam, bunu biriyle paylaşmam lazım. Tek başıma bu işin içinden çıkamam. Şu an o kadar kötü bir durumdayım ki arayacak kimsem bile yok arama rehberimi açtım. Ve gözüme ilk çarpan ismi aradım. Nesli'yi... Nesli telefonu açar açmaz. "Bir saat sonra bizim evin yakınlarındaki kafeye gel"dedim Nesli anlamayarak "NE?"dedi. Sanırım yeni uyanmıştı. "Dediğimi duydun çok önemli lütfen çabuk ol" diyerek telefonu tam anlamıyla suratına kapattım. Hemen üst kata çıkıp üzerimi değiştirdim. Elime ilk gelen siyah pantolonumu ve boğazlı kazağımı giydim. Çünkü dışarıda şiddetli derecede yağmur yağıyordu. Saçımı basitçe bağladıktan sonra yağmurluğumu giydim. Telefonumu elime alıp yatağıma oturdum. Mesaj sayfasına girip Nesli'ye mesaj yazdım. "Çıktın mı?" Yazdım. Nesli'den anında cevap geldi. "Ya daha kahvaltı yapmadım." Bu kız beni delirtecekti ben ona önemli bir şey oldu diyorum o kahvaltı derdinde "Nesli sonra edersin kahvaltını hadi,hemen çık." Yazdım ve Nesli'den bir süre sonra cevap geldi. "Çıktım" sonunda mesaj sayfasından çıkıp hızlıca aşağı indim. Tam evden çıkmak için kapıyı açtım ki karşımda gördüğüm kişiyle duraksadım. "Anne" evet tek söylediğim bu oldu. Annem elinde anahtarla üstü başı çamur içinde kapının önünde bekliyordu. "Bu halin ne?"dedim şaşırarak, annem içeri girdi. "Yolda gelirken adamın biri hızlıca arabayla yanımdan geçince üzerime biraz çamur sıçradı."dedi ama sadece üstü değil ayakkabılarıda çamurluydu odami arabayla oldu. "Neredeydin"dedim annem gözlerini kaçırıp telaşla mutfağa gitti. Ya da bana öyle gelmişti. "Hiç pazara gittim"dedi ve durdu beni baştan aşağı süzdü sonra "sen nereye gidiyorsun bu yağmurda?" Annemin sorusuna duymazdan gelip yeni bir soru daha sordum. "Hiç bir şey almadan mı döndün?" Bunu sormamın sebebi annem pazara gittiğinde illaki bir şey alırdı. Annem elindeki işleri bırakıp bana döndü. "Evet ayrıca sen annenimi sorguluyorsun beni bırakta sen nereye gidiyorsun?" Çok garip hem de fazla garip benim sorularıma çarpıtmak için bana soru soruyordu. Yani yalan söylüyordu o zaman bende ona aynısını yapacağım. "Hiç hoca cuma günü ödev vermişti kafeye Nesli ile o ödevi yapmaya gidiyorum. Hem haber vermek için seni aradım ama açmadın yani benim bir suçum yok."dedim annem anında çantasından telefonunu çıkarttı. "Sessizde kalmış."dedi "peki gidebilirmiyim?" Annem telefonu yerine bırakırken "daha kahvaltı etmedin Güneş" hızlıca cevap verdim. "Biliyorum ama kafede bir şeyler yerim merak etme"dedim ve anneme konuşma fırsatı vermeden evden çıktım bu artık benim huyum gibi olmuştu. Kafeye gittiğimde Nesli daha gelmemişti. Tam ona mesaj atmak için telefonumu açmıştım ki Nesli'nin sesini duydum. "Şu an bir rüyaysa kimse beni uyandırmasın Güneş sen hayatında ilk kez bir yere erken gelmiş olabilirmisin?" Şu an o kadar saçma bir durumun içerisindeydim ki ona gülemedim bile Nesli karşımdaki sandalyeyi çekerek oturdu. "Ciddi bir şey mi var ne oldu?" Başımı salladım. "Çok garip şeyler oluyor Nesli" Nesli kaşlarını çatarak "nasıl yani"diye sordu. Derin bir nefes alıp anlatmaya başladım. "Sabah kalktığımda kapı çaldı. Annem evde olmadığı için kapıyı ben açtım. Ama kimse yoktu daha kapının önünde bir kutu vardı. Kutuyu alıp içeri girdim. Kutunun içinden bir not ve üzerinde 'Duru' yazan bir bebek bilekliği vardı. Notun üstünde de "her şey yeni başlıyor' yazıyordu. Sonra annem geldi hareketleri bir tuhaftı. Hiç bir şey anlamıyorum Nesli" Nesli söylediklerim karşısında adeta şok olmuştu. "Sen ciddi misin?" Başımı salladım. "Evet hem de hiç olmadığım kadar bana yardım etmen gerek gidecek başka kimsem yok" dedim. Nesli elimi tuttu. "Saçmalama tabi ki yardım edeceğim kardeşler bunun için vardır" dedi. Haklıydı o benim kardeşimdi o kadar duygulanmıştım ki gözümden bir damla yaş bile aktı Nesli gözümden akan yaşı silip konuşmaya başladı. "Tamam şimdi sakin ol eğer birileri senin arkandan bir iş çeviriyorsa onların kim olduğunu bulacağız. Ayrıca eğer bu işi çözmek istiyorsak kimseye bir şey anlatmamalıyız."dedi Nesli'nin bu sözleri beni biraz olsun rahatlatmıştı. "Peki napıcağız?"diye sordum. Nesli" henüz bilmiyorum ama düşüneceğim sen şimdi eve git yeni bir şey öğrenirsen bana da söyle ben bir şey bulunca sana yazarım."dedi "tamam" diyerek masandan kalkıp Nesli ile vedalaştıktan sonra kafeden çıktım. Kafe bizim eve çok yakındı. Ama yine de neden bilmiyorum. Ama içimde garip bir his vardı. Korku gibi ama tam değil bilinmezlik gibi ama bilmek gibide bu hissi daha önce hiç yaşamamıştım. Garip bir şekilde sürekli arkama bakasım geliyordu. Yeter artık bu histen bıkmıştım kalbimi yoruyordu. Dayanamayıp arkamı döndüm ve gördüğüm kişiyle gerçekten şok oldum. Çünkü Luka arkamdaydı ama Luka'nın burada ne işi vardı. Beni görünce o da duraksadı sonra yanıma geldi. "Luka senin burada ne işin var."diye sordum. "Kader bizi burada karşılaştırdı görüyormusun Güneş" yine dalga geçiyor yani yine modunda "ya evet peki seni hangi kader attı buraya" Luka gülerek "babam okula yakın diye bu mahallede ev tutmuş bana,kardeşim de gelecek birlikte burada yaşayacağız. Yani anlayacağın artık hep burdayım çok sevinmiş olmalısın."dedi. Yüzüme sahte olduğunu belli edecek bir gülümseme yerleştirip "ya ne demezsin havalara uçuyorum."dedim Luka"belli oluyor zaten ben senin beni dün stoklamandan anlamıştım beni nasıl sevdiğini" ne nasıl anlamıştı. "Ne alaka ben öyle bir şey yapmadım."dedim telaşla, Luka gülerek "tamam canım sakin ol haberim yokmuş gibi yaparım" dedi "ama benden sana tavsiye bir dahakine birini stoklicaksan fotoğrafını beğenmediğinden emin ol. Bu kişi yine ben olacağım ama olsun."dedi Allah'ım tam şu an öleyim lütfen tam şu an, rezilsin Güneş rezilsin hemen buradan gitmeliyim yoksa fazla utançtan ölebilirim. "Tamam benim artık gitmem gerekiyor."diyerek arkamı döndüm Luka ise hala gülüyordu...
Eve geldiğimde annem kahvaltıyı hazırlamıştı. "Sonunda gelebildin" dedi gülerek yanına gittim. "Ooo sofra çok güzel görünüyor."dedim. Annem"hadi otur o zaman" dedi annem çayı doldururken yerde bir kağıt gördüm. Kağıdı aldım olamaz bu kutudaki kağıt ama buraya nasıl gelmişti of Nesli ile buluşmaya giderken kutuyu masada unutmuşum peki kutu nerede annem"o ne kızım"dedi. Kağıdı hızlıca pantolonumun cebine koyup anneme döndüm. "Hiç bir kağıt anne sabah burada bir kutu vardı gördün mü?"diye sordum. Annem biraz düşündükten sonra "hayır görmedim ne kutusu" diye sordu. "Hiç Nesli bana hediye göndermişti de odamda bıraktım sanırım" diyerek ayağa kalktım annem anladığını belli edecek bir şekilde başını salladı. "Kızım daha kahvaltını bitirmedin nereye" yukarı çıkarken aşağı doğru seslendim. "Doydum ben" odaya girer girmez kapıyı kapattım. Nerede bu kutu odanın her yerine baktım ama hiç bir yerde yoktu, ben eminim ya aşağıya masanın üzerine koymuştum. Ama nerede bu kutu hem bu not nasıl içinden çıktı. Ben bunları düşünürken birden telefonum çaldı. Nesli arıyordu. Telefonu açar açmaz Nesli konuşmaya başladı. "Güneş aklıma harika bir fikir geldi."dedi "ne buldun" diye sordum "sizin evin karşısında bir market var ya onun kamera kayıtlarına bakalım" bu cidden harika bir fikirdi böylece kutuyu kimin bıraktığını öğrenebilecektik. "Bu harika bir fikir o zaman sen yarın bizim eve gelirsin beraber sorarız olurmu" diye sordum. Nesli "olur yarın sana gelen kutuyuda inceleriz" kutu doğru ya "olmaz çünkü söyleyeceklerime inanamicaksın ama, seninle buluşmadan önce kutuyu masaya bırakmıştım ama geldiğimde kutu yoktu. Bir tek içindeki notu bulabildim" dedim. Nesli "ne ama kim almış olabilir evden biri olmalı" Nesli bu cümleyi kurar kurmaz aklıma annemin sabah ki tuhaf halleri geldi ve adeta buz kestim. Nesli'nin bir kaç kez adımı tekrarladığını duydum ve tek kelime söyledim. "Annem" dedim. Nesli şaşırarak "ne" dedi "Sabah evde bir tek annem vardı ondan başkası olamaz ama neden böyle bir şey yapsın işte bunu bilmiyorum."dedim Nesli bir süre konuşmadı. O da en az benim kadar şaşkındı. Nesli "tamam emin olmadan kimseyi suçlamayalım yarın öğreniriz zaten merak etme." Haklıydı yarın her şeyi öğreneceğiz. "Tamam görüşürüz" dedim oda "görüşeceğiz merak etme" dedi telefonu kapatır kapatmaz sanki bir boşluğa bakar gibi baktım odama, gerçekten boştu. En azından benim için öyleydi. Ama ben bana neyin iyi geleceğini biliyorum. GECE,bana tek iyi gelen şey. Sandalyemi camın kenarına çektim ve gökyüzünü izlemeye başladım. Bugün ay yoktu. Gece daha da karanlıktı. Geceleri gökyüzüne bakmak benim için insanların rüyalarına,düşüncelerine açılan bir kapı gibi bence her insan uyumadan önce bir şey düşünüyordur bu gece olmasada bir gece mutlaka düşüneceksin...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecemin Güneşi
Fiksi RemajaBu bir başlangıç hikayesi bu gecenin güneşle birleştiği an