babus aylar sonra yazma istegi geldi aminagoim👊🏽🫡🌹💥💥
herneyse dayioglu cici okumalarr👋🏼🥳🎀
----------------------------❀--------------------------
Çoktan hazır olan Minho yatağın üzerinde oturmuş Hanji'yi bekliyordu. Minho'nun izinli Jisung'un da dersi olmayan bir gününde sonunda karar vermişlerdi.
"Daha kaç saat kolye ile cebelleşeceksin?"
"Allah knows dayıoğlu."
Dudağının köşesi kıvrılmıştı. Bir süre sonra Hanji de hazır olduğunda sonunda çıkabilmişlerdi.
☆⋆。𖦹°‧★
Köşe, şirin bir tatlıcıda dondurma yemeye karar vermişlerdi. En ücra tarafta iki kişilik masada garsonların gelmelerini beklerken sohbete dalmışlardı.
"Efendim ne alırsınız?"
Minho sohbeti yarıda kesip önce Hanji'ye sordu,
"Dondurma..."
"Neli?"
Kafası karışık Hanji birkaç saniye düşündü.
"Kavunlu"
"Ben de karamelli alayım o halde."
Garson siparişleri almasının hemen ardından masadan uzaklaşır uzaklaşmaz Minho, Hanji'ye yakınlaştı hafiften.
"Cidden sever misin kavunlu dondurmayı?"
Büyük heyecanıyla gözleri büyüdü farkında olmadan.
"Kavunun nesi olsa mükemmel!"
Minho sıcak ve şefkatli bir gülümsemeyle izledi tüm bu hareketlerini. Heyecanlanınca içi içine sığmıyor, gözleri büyüyor, adeta galaksileri ışıldıyordu. Meleksi beyaz teninin üzerinde simsiyah kalan büyük gözleri en güzel detaylarından, virgüllerinden, betimlemelerinden,tasvirlerindendi.
"Benim de annem çok severdi, bana hamileyken sürekli yermiş."
Minho sıcak gülüşünü sürdürürken, aniden Hanji'nin heyecan ile dolup taşan ifadesinin aniden söndüğünü hissetmişti. Minho'nun gözlerine kenetlediği gözlerini hızlıca ellerine indirdi, stresle oynadığı yara bere içerisindeki ellerini seyretti titreyen gözleriyle. İçindeki ürpertiyle kulaklarında yeniden biten o çığlıklarla yüz yüzeyken güler yüzlü garsonun elindeki tepsiyle masaya yaklaştığını görünce yeniden takındı maskesini., acınası yahut bir o kadar da acımasız o ifade, tamamiyle aynı çehre.
Gelen garson güler yüzü ve sıcak gülümsemesiyle siparişleri masaya bıraktıktan sonra Minho yavaşça dondurmasını kaşıkladı. Hanji ise hâlâ izlemekte, garsonun ardından yeniden takındığı o doğal ifadesiyle tınak etlerindeki kuru kan izleriyle uğraşmaktaydı.
"Miden mi bulandı, yemeyecekmişsin gibi gözüküyor?"
Hanji aniden kaldırdı kafasını, gergin olduğu belli oluyordu ifadesinden.
"Hayır, hayır! Başım ağrıyor uykumu alamadım."
Kelimeleri dudaklarının içine içine konuşsa da Minho, ıssız ve sessiz dükkanda uçan tüyün bile sesi duyulacak haldeydi.
'Umarım öyledir.'
Dondurmanın sonlarına doğru yemekten çok sohbete dalmışlardı, Hanji güler yüzle konuşurken Minho yavaşça onun dondurma kaşığı üzerindeki eline uzandı. Bir süre anlamsızca sadece elini izledi, beyhude bakışları, kısık gözleriyle birer birer incelerken gözlerini yüzüne doğrulttu. Fakat konuşmuyordu, yavaş ve stabil nefesleniyordu, canhıraş bakışlarını kaçırmıyor, aksine dikkatle seyrediyordu. İfadesinde istemsizce oluşan şaşkın ifadesini saklayamıyordu Hanji. Aynı zamanda hiç olmadığı kadar da iptila bakıyordu gözleri, kısık ve rüsvâ gözlerini izliyorken. Şafak vakti lüleleri gözlerinin önüne sarkıyor, güz yapraklarından daha derin olan kahverengi gözleri, beyaz teninde nazenin bir görüntü yaratmış, kuru dudaklarının kırmızısını vurguluyordu. Fakat baktıkça derinlerindeki nârı, tarumar bitkinliği, kulak tırmalayıcı çığlıkları birer birer duyabiliyordu. Kısa ve kesik tınısı, anlaşılmaz şeyler fısıldıyordu kulağına, uzunca feryadını sunsa da ne kadar dikkatli dinlenilse anlam verilemeyecek seslerle bağırıyordu tamamiyle boş bir çabayla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐋𝐚𝐬𝐭 𝐒𝐭𝐚𝐫 ✭ - MinSung
DiversosSarıl hiç bitmeden, öldür beni yavaşça Devam etsin işkence son damlaya kadar Pes ettim sanma, hâlâ savaştayız Yıkılan her kaleyle yakınlaşırız. ✪