"Ya... Özür dilerim. Bilmiyordum." Dedi ve ellerini, ellerimden çekti.
"Sorun değil. Zaten kimse bilmiyor. Herkese öldü diye söyledim." İç çektim ve başımı eğdim. "Sen kardeşini buldun mu bari?"
"Kısmen. Birisini buldum ama kardeşim mi emin değilim."
"Bulacağına emindim."
"Öyle söyleme. Zaten bir kız yardım etti. İsmi Su muymuş neymiş. Kız tam psikopat çıktı. Fakat..." Dedi ve gözleri yine gözlerimle buluştu. "Senden güzel olmadığı kesin." Dedi.
"Ne?"
"Herkes birbirine benzer ama hepsi sen etmez." İç çekti. "Begüm bak biz seninle yıllardır arkadaşız. Fakat-" telefonunun çalmasıyla sözü kesilmişti. "Alo. Hıhı- anladım hemen geliyorum." Telefonu kapatırken Begüm'e bakıyordu.
"Üzgünüm gitmem lazı-"
"Birlikte gidelim mi?"
"Gerçekten mi?
"Evet. Hem seni zor buldum bırakmak istemiyorum." Sesi hiç ummadığı kadar ciddi ve netti.
"Peki." Dedi ve elini tuttu.
Arabaya bindiler ve yola koyuldular. Begüm dışarıyı izliyordu. Nereye ve ne için gittiklerini tahmin edebiliyordu. Bir süre sonra Yankı benzin istasyonunun orda durdu ve bir şey isteyip istemediğini sordu. Begüm kafasını istemiyorum anlamında salladı ve onu beklemeye başladı. Ta ki o çocuğu görene kadar.
Çocuğun üstü, her ne kadar kaliteli olsa da, bir o kadar da kirliydi. Begüm çocuğu gözüne kestirdi ve arabadan indi.
Minik kız, arkası dönük bir şekilde yere oturmuştu. Begüm yavaşça kıza yaklaştı ve; "Merhaba minik kız? Kayıp mı oldun?""Hayır abla. Ben buranın çocuğuyum. Peki sen?"
"Ah bende kayıp değilim... Of boşversene." Dedi ve kızın yanına oturdu. "Bazen hayat çok sıkıcı ve saçma olabiliyor."
"Acımasız ve kötü olmasından iyidir." Diye devam etti minik kız.
"Sen bu yaşında neler yaşadın bakalım." Dedi ve yüzünü kıza döndü.
"Abla... Ben amansız bir hastalığa yakalanmıştım ve orda bir abla vardı. Kendisi doktor değildi ama bana o kadar güzel tavsiyeler ve güzel öğütler verdi ki..." İç çekti ve devam etti. "Onu çok özledim ben. Belki kurtulamayacaktım ama o ablayla tanıştığıma çok mutlu olmuştum. Şimdi ise bu aptal virüs çıktı ve herkes teker teker ölüyor." Kafasını eğdi ve ağlamaya başladı. "Sen... Sen hiç dönüşmüş birini gördün mü?" Yüzünü Begüm'e çevirmişti. Al al yanakları ve masmavi gözleri vardı. Masmavi gözlerinden yaşlar süzülüyordu.
"Hayır. İnsanlar dönüşüyor muymuş ya." Korkusuzca devam etti. "Sen gördün mü?""Gördüm... Önce annem..." Hıçkırarak ağlamaya başladı. "Önce annem gözlerimin önünde değişti ve babama saldırdı. Babam da beni ve abimi korumak için kendini feda etti. Korkmuştum. Hemde o kadar korkmuştum ki... Abimle bir şekilde dışarı çıktık. Fakat komşular bizi bırakmadı. Tek başınıza nereye gidiyorsunuz diye. En büyük sorun da buydu."
"Neden?" Diye sözünü kesti.
"Çünkü biz tek katlı bir evde yaşıyoruz ve çevremizde yakın binalar veya insanlar yok. Onlar da dönüşmüş bir insandı. Kendilerini gizliyorlardı. Abim benim için kendisini feda etti. Onları bir yere çekti ve bana koşmamı söyledi. O kadar korkmuştum ki..." Bir anda Begüm'e sarıldı ve hüngür hüngür ağlamaya devam ediyor etti. "Abla ben abimi çok özledim!"
Begüm, önce geri çekildi. Sonra kıza sarıldı. "Peki burda napıyorsun?"
Kız göz yaşlarını sildi ve; "Boş boş takılıyorum. Gidecek bir yerim yok. Hiç kimseye de güvenmiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•A Y R I O L A N L A R•. KİTAP OLDU
ActionHepimiz öleceğiz. Önce can çekiş, sonra kurtuluş. Bir grup genç bir kaç teori öğrenir. Fakat bu teori gibi gerçeklerin, sahipleri bu gençlerin peşini bırakmazlar. 2023 yılları arasıydı. Çok sıkıldığım için bir gruba katıldım. Günler. Hatta yıllar g...