V İ R Ü S

49 21 1
                                    

Hastaneden çıktıktan sonra markete gitmiştim. Yine her zamanki gibi herkesten uzaklaşıyordum. Başımı öne eğdim ve sessizce ağlamaya başladım. O kız... Bana ölen kardeşimi hatırlatıyordu. Fakat ben hayatta olan kardeşime bile sahip çıkamıyordum. Kendi aileme, arkadaşlarıma en önemlisi de kendime... Marketten öje alıp kasaya yöneldim. Genç kız bana baktı ve telaşlandı.

Çince bir şekilde; "Bu kızı tanıyor musunuz, veya gördünüz mü? Kendisi benim arkadaşım olur. Kayıp şuan..." Dedi ve ağlamaya başladı.

Resme baktığımda kendimi gördüm. Fakat... Fakat bu kızı tanımıyordum. "Kimsiniz?" Dedim ve gözlerimi resimden ayırıp, yakasına baktım.

"Ah ben nalaka? Yoksa siz bu kızı tanıyor musunuz?"

Geri çekildim ve; "Hayır uzak durun benden. Hastalıklıyım ben!" Dedim ve koşmaya başladım. Fakat yakasını okumamıştım.

Zili çaldım. Zemheri'yle beraber yaşıyorduk. Bir süre sonra kapı sesi geldi ve dış kapıya çıktı. Fakat bu sefer kapı sesi gelmedi. Çünkü kapıyı açmadı.  "Sanırım beni fark etmedi." Diye iç geçirdim. Çantama baktığımda anahtarı gördüm. Kapıyı açacağım sırada sesler geldi ve dinlemeye başladım.

"Su... Ne zaman gelir?"

"Bilmiyorum amca. Sen onun neyi oluyordun?"

"Babasıyım kızım."

"Ne..." Dedim. Onun sesini duyduğumda gözlerimin dolması bir olmuştu.

"Babam mı? O neden geldi ki? Hem beni nerden buldu..." Diye konuşmaya başladım.

Bu sefer yine sesler geldi. O kadın... Bir saniye, ama yanında kardeşim Aslı da vardı. Bu adam... Anneme ne yaptı!?

Sinirli bir şekilde içeri daldım. "Sen! Sen ne yaptın anneme!" Üstüne yürüyordum. Kardeşim Aslı beni tuttu ve gözleri doldu.

"Abla sakin ol lütfen."

"Ne sakini be!"

"Annem..." Dedi ve ağlamaya devam etti.

"Annem öldü."

"Ne?" Dedim ve yüzümü kardeşime döndüm.

"Öleli 1 yıl oldu. Tabi sen yoksun 2 yıldır. Bizden neden kaçtın? Biz naptık sana?"

"Bazı şeylere dayanamadım."

"Abla ben de dayanamıyorum," diye mırıldandı dolu gözlerle. "Ama senin gibi ailemi de arkamda bırakmıyorum. Aramızdaki fark bu işte. Sen korkaksın, bense cesurum."

"Emin misin?" Gözlerimi sildim ve açık yeşile dönen gözlerimi ona diktim.

"Sen de en az benim kadar korkaksın."

"Ne korkaklığımı gördün lan?" Diye bağırdı bir anda. "Açıkça konuşsana!"

"Senin de neler yaptığını biliyorum!" Dedim. Niyetim orda her şeyi açıklamak değildi. Fakat Aslı beni buna zorluyordu.

"Ne yapmışım ki?"

"Sen çok iyi biliyorsun." Dedim ve yüzüme yine, o ciddi, kararlı gülümsem yer aldı.

"Hiçbir şey yapmadığım için söyleyemiyorsun tabii."

"Biliyorsun." Dedim ve kollarımı göğsüme bağladım.

"Sussana ahmak şey!"

"Ahmak ha!" Dedim ve tokatı yapıştırdım. Bu sırada babam sinirli bir şekilde bize bakıyordu.

"Kesin şunu! Ben sizi böyle mi yetiştirdim!"

"Sen! Sen ha! Sen bizi yetiştirmedin ki! Anca çocuk yapıp başkalarına kaçtın!"

•A Y R I   O L A N L A R•. KİTAP OLDUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin