Hep deriz ya "o kadar şey yaşadım daha kötüsü olamaz" ve karşımıza kat ve kat daha büyük kötü şeyler gelir. Evrenin kuralı gibi.
Evden çıkmışlardı ben de kendimi hızla toparlamaya çalışıp evden çıktım.
"Allah'ım şükürler olsun, ne yaşarsam yaşayım şu kafam hâlâ yerinde." diyerek sitem yaptım. Evden okula çeşitli şarkılar mırıldanarak yürümeye koyuldum.
Sesimin fena da olmadığı söylemiş miydim?
Eğer bir gün pedagog olmaktan vazgeçersem şarkıcı olmak istiyorum. Olmak isterim yani ama bu çekingenlikle onu da olamazdım. Okula gelmiş hatta sırama oturmuştum benim sırama oturmamla Metin'in sıramdan beni çekiştirmek bir oldu.
"Özür dilerim gerçekten" dedi ve duraksadı.
"Ama Binnur ben seni, yani biz arkadaşız. Daha ötesi olamaz."Bi ses geldi.
Defalarca kalbimin kırılma sesini duydum ama bu farklı çok farklı."Sorun değil." sorun.
Onu umursamıyormuş gibi yapıp sırama tekrar oturmuş ve kitap okumaya dalmıştım. Dersin hocası bugün raporlu olduğundan sınıfta tek tük insan vardı.
"Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim. Sen bana, dünyada başka türlü bir hayatın da mevcut olduğunu, benim de bir ruhum bulunduğunu öğrettin.Bunu sonuna kadar götüremediysen, kabahat senin değil...
Bana hakikaten yaşamak imkanını verdiğin birkaç ay için sana teşekkür ederim..Böyle birkaç ay, birkaç ömür kıymetinde değil midir?.."Duyduğum replikle arkama baktım Ömer'in benim kitabımı incelerken yakalamıştım.
"Bu kitabı defalarca bitirdim ama hâlâ okurken ilk defa okuyormuşum gibi hissettiriyor."
Gülümseyip sandaliyemi onun tarafına çektim."Benim de"
"Baban için... " dedi ve yanımda ki sandalyeyi çekip oturdu.
"İyi misin? "
"İyiyim"
"Uydurma, yüzünden bile belli. Üzülme ölüm hep vardır, kaçış yoktur. Tanrı aldı onu kötü biri almadı ki." devam etti.
"Sinirli misin? " diye sordu
"Değilim, olamam. Hakkım yok."
"Ben olsam sinirlenirdim. Yıllarca gelme bir arayıp sorma öl ama üzülen yine ben olayım"
"Konu o değil, babam değilmiş Ömer. Yıllardır bir yalana sığınmışım."
"Oha ciddi misin? "
"He ya al başına bir dert daha"
"Kızım yaşadıkların bir romandan fırlama gibi amına koyayım böyle şey olamaz." dedi. Konuyu dalgaya almaya çalışıyorduk.Oysa ikimizde baba acısını en derinden yaşamış olanlardandık.
Ömer. Metin'le tanıştığım gün görmüştüm onu 190 boylarında esmer yakışıklı çocuk. 12 yıldır arkadaşız. Çeşitli flörtlerimizden tutun ailevi sorunlarımıza kadar biliyorduk. O arkadaştan fazlasıydı.
Tabii bir zamanlar Beyza da öyleydi. Ömer, Beyza'nın çocukluk aşkıydı.
"Oğlum onu bırak da Beyza ile Metin ne alaka, senin Metin'e aşık olduğunu biliyordu. Götüm ne yapmaya çalışıyor?"
"Gerçek değilmiş Metin söyledi kimseye demede" ona yaklaştım ve devam ettim.
"Beyza güya bir idida sonucu Metin'i elde etmesi mi ne gerekiyormuş""At yalanını-" diye başlayınca onu susturdum.
"Ya anlamadığım biz iyi arkadaştık niye bozmaya çalıştı? Metin'e çok önceden aşık olduğunu söylüyor ama inanasım gelmiyor."
"Gençlik ölmüş" dediğinde kendi kendine kahkahalara boğuldu.
"Aman biz de şans olsa... " dedim de devamını getiremedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARADA BOĞULMAK
Ficțiune adolescențiHerkesin kendini yalnız hissettiği bazı dönemler vardır. Bazı. Ben her dönem hissediyorum. Arkadaş ortamlarında; Aile ortamlarında, Kitaplığımın yanında, ıslak kaldırımın üstünde acı çekerken, kulaklığımı kullanırken, voleybol oynarken 40 kişilik bi...