"Lütfen bırak beni, benim onunla hiç bir alâkam yok yemmin ederim." ses kızlar tuvaletinde geliyordu. Hemen oraya doğru koştum. Kapıyı açtığımda Selin'in arkadaşları Ekin'in üzerindekilerini çıkarmaya çalışıyorlardı. Selin ise bunu videoya alıyordu...
Yıldıza tıklamayı ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
MAVİ🤍
İçimden bunları geçirince, matematikçi gelmişti. Ekin'i uyandırmalıydım yoksa matematikçiden çok fena azar işitirdi. Ona yaklaşıp kısık bir sesle:
"Ekin"
"Ekin uyan, öğretmen geldi."
Sessizce gözlerini açtı ve uykusundan uyanıp hemen ayağa kalktı. Ben de hızlıca yerime geçip, kitabımı açtım. Ders oldukça sıkıcı geçiyordu. Matematik dersini anlamaya çalışıyordum ama yok yani hiç bir şey anlamıyordum. Sonunda zil çalmıştı. Eşyalarımı topladıktan sonra sınıftan çıktım. Ayaz okulun kapısında beni bekliyordu. Hemen yanına gittim.
"Selamm Ayaz"
- Selam Mavi. Bugün yine kütüphaneye gideceksin galiba?
"Evet. İstersen sende gelebilirsin birlikte ders çalışırız."
- Çok isterdim ama bugün önemli işlerim var ama yarın olabilir. Tabi sen de istersen?
"Olur, benim şimdi gitmem gerekiyor sonuçta kaybedecek zamanımız yok dimi Ayazcık?"
-Tabiki öyle Mavi hanım.
"O zaman yarın görüşmek üzere hoşçakal."
-Hoşçakal, iyi çalışmalar.
"Teşekkür ederim."
Ayazla ayrıldıktan sonra hemen kütüphaneye gittim. Kütüphane zaten okula yakındı. Bugün biraz kalabalıktı. Hemen her zaman ki yerime doğru ilerledim. Ama yerimi biri kapmıştı. Hızlıca oraya gittim, hesap sormak için. Karşımda Ekin'i görünce şaşırdım. Oda meraklı gözlerle bana bakarak:
-Bi sorun mu var?
Yüz ifademi değiştirip sakin bir hâle soktuktan sonra:
" Hayır, genelde buraya oturup ders çalışıyorum da, yani böyle seni görünce şaşırdım."
- Aaa çok üzgünüm, istersen başka bir masaya geçebilirim?
" Yok, gerek yok bu masada istediğin kadar çalışabilirsin."
-Tamam o zaman şöyle yapalım, tabi eyer ki sen de istersen. İkimizde birlikte ders çalışalım, hem ikimiz içinde değişiklik olmuş olur. Ne dersin?
"Kulağa hoş geliyor, olur derim."
- Harikaa, gel hadi başlayalım.
- Aaa bu arada ben Ekin Bozkurt diyerek elini uzattı bana, bende elini sıkarak:
"Memnun oldum Ekin Bozkurt, ben de Mavi Aktaş. Tebessüm edip, yanına bir sandalye çektim ve çalışmaya başladık. Matematikten anlamadığım konuları bana anlatıyor, ben de ona edebiyat, felsefe anlatıyordum. Gerçekten çok güzel zaman geçirmiştim hem ders çalışıp hemde birbirimizi tanımaya çalışıyorduk. Saate baktığımda artık dersi bitirme vakti gelmişti. Eve erken gitmem gerekiyordu zaten programımız bitmişti:
