⋆1. (Don't Know What To Do)⋆

217 21 45
                                    

23.03.24💜

Herkese merhabaaaa!!

Birazcik hayal gucu ve fazlaca yasanmislik ekleyerek yeni fice basliyoruuuuzz♡♡

❀❀❀

"Soruyu çözmek isteyen başka biri yok mu?" matematik hocasının sorduğu soru ile karnım korku dolu bir heyecanla kasılırken, masanın üzerinde duran kalemi elime aldım ve onunla ilgileniyormuş gibi yaptım. Tahtaya çıkmak istediğim son şeyler arasında bile değildi.

"Başka parmaklar görmek istiyorum." hocanın tekrar konuşması ile gözlerimi sınıfta gezdirmeye başladım. Her zaman tahtaya çıkan iki üç kişiden başka parmak kaldıran yoktu. Dizim kendiliğinden titremeye başlarken yutkundum ve yazı yazıyormuş gibi görünmek için çabaladım.

"Soobin gel bakalım." derin bir nefes aldım ve kalemi masaya geri bıraktım. Bu soruya da kalkmadığım için içimdeki korku yavaş yavaş dağılırken derin bir nefes aldım ve soru çözen Soobin'i izlemeye başladım.

Onun gibi özgüvenli olmayı o kadar çok istiyorum ki. Soruyu bilmesem bile tahtaya çıktığım zaman hocanın yardımı ile soruyu çözmeyi, sonra da sanki ben kendim çözebilmişim gibi gururlanmayı her şeyden çok istiyorum. İnsanlarla utanmadan sohbet etmeyi, fikrimi korkmadan açıklamayı çok istiyorum. Ama yapamıyorum.

Soobin soruyu çözdükten sonra yerine geçerken teneffüs zili çaldı. Herkes anında ders modundan çıkarken yüzümü ellerimin arasına aldım ve önümde duran matematik testini incelemeye başladım.

Arkadaşım olmadığı için çoğu teneffüsüm böyle geçiyordu. Bu okula 10. sınıfta gelmiştim ve bir yıldır hiç arkadaşım olmamıştı. İlk zamanlar benimle konuşmaya çalışan insanlar vardı ama insanlarla doğru düzgün iletişim kuramadığım için bir zamandan sonra benimle konuşmayı bırakmıştı hepsi. Gerçi onlara da hak veriyorum, kim göz teması kurmaktan bile çekinen biri ile arkadaş olurdu ki?

Düşündüklerim yüzünden gözlerimin dolmaya başladığını hissederken derin bir nefes aldım ama nefesim boğazımda takılı kaldı. Ağlamamak için kendimi tuttuğum zamanlar hep böyle olurdu. Zaten birazdan ağlamamama rağmen burnumun ucu kızarırdı.

Gözümün önüne düşen saçımı kenara iterken yanlışlıkla gözlerimi kırpıştırdım ve gözlerimde biriken yaşlar akmaya başladı. Hızlıca yenileri eklenmesin diye yanağımda duran ıslaklığı ve gözlerimi silip, ayağa kalktım. Tuvalete gidip elimi yüzümü yıkasam iyi olacaktı.

Sıradan kalkıp sınıfın içinde yürürken, izleniyormuş gibi hissediyordum ama beni izleyen kimse yoktu. Sınıfın yarısı dışarı çıkmıştı, kalanlarda benimle ilgilenmeyecek kadar görmüyordu beni. Yine de böyle hissetmekten kendimi alamıyorum.

Koridorda ilerlerken her zaman yaptığım gibi özgüvenli insanlara imreniyordum. Hepsi çok mutlu görünüyordu, her ne kadar hayatlarında zorluk yaşasalar da bunu dışarı göstermeyecek kadar iyilerdi. Ben bunu bile yapamayacak kadar özgüvensiz ve başarısızım.

Tuvaletin içine girince içeride birkaç kişinin olduğunu gördüm. Umarım çabucak çıkarlardı yoksa elimi yüzümü yıkayamayacaktım.

Yavaş adımlarla boş kabinlerden birinin içine girdim ve çıkmalarını bekledim. Birkaç saniye sonra gülüşerek tuvaletten çıktıkları sırada ben de kabinden çıktım ve aynanın önüne geçtim. Tahmin ettiğim gibi, burnumun ucu ağlamışım gibi kızarmıştı.

Soğuk suyu açıp yüzüme birkaç kez vurduğum sırada tuvaletin kapısı büyük bir gürültüyle açıldı ve içeri bağırarak konuşan birkaç kişi girdi. Onların gelişi ile birlikte suyu kapattım ve onlara hiç bakmadan peçete alıp hızlıca yüzümü kuruttum.

∂σɳ'ƭ ҡɳσω ωɦαƭ ƭσ ∂σ ᯓᡣ𐭩 мιηsυηg ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin