⋆25. (I Know What To Do)⋆

68 13 21
                                    

21.04.24💜

Sıkıca sarıldığım mısır kutusuna bir bakış atıp, Minho'nun elini daha sıkı tuttum. Yayılarak oturmuş insanlara çarpa çarpa oturacağımız koltuklara gelince rahat bir nefes aldım ve yerime yerleştim. Minho da hızlıca sol tarafıma oturup, elini mısıra daldırdı.

"Oturuşa bak amına koyayım, birinin kucağına düşeceğim diye çok korktum." dehşet içinde konuşması ile kendimi tutamayıp kıkırdarken, uzanıp yanağından öptüm.

Üç gün önce Minho'yu dönme dolaptayken öptükten sonra artık rahatlamış hissediyordum. Onunla konuşurken veya ona temas ederken önceleri içimde hep bir utangaçlık vardı ama bu puf olup gitmişti. O da bana karşı daha rahattı artık. Mesela dün okulda olmamızı umursamadan tam yedi saniye boyunca dudağımdan öpmüştü!

"Hâlâ bunu izlemek istediğine emin misin minik sincabım? İstersen seni başka bir filme götürebilirim. Romantik komediye ne dersin?" diye gerginlikle konuşması ile gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım ve kafamı iki yana salladım.

"Korku filmi izlemek daha güzel bence, romantik komedi sevmem." deyip yüzümü buruşturdum ve önüme döndüm. Minho'nun söylenmelerini duyunca yanağımın içini ısırıp, gülmemek için kendimi zor tuttum.

Buraya gelirken aklımda korku filmi izlemek yoktu, komedi ya da bilim kurgu izleriz diye düşünüyordum ama bu düşüncem, Minho'yu duvardaki korku filmi asılı posterlere dehşetle bakarken görünce çürümüştü. Resmen posterlere bakıp onlarla kavga ediyordu. Bir ara, saçları yüzünü kaplamış kadını görünce postere sinirle bakıp ağzına geleni saydırdığını bile görmüştüm. 

E hâl böyle olunca ben de korku filmi izleyelim diye tutturmuştum ve şu an buradaydık! Korku filminden çok Minho'nun tepkilerine odaklanacağımdan adım kadar eminim. Ben de çok azıcık korku filmlerinden korkuyorum da çünkü.

"Tüh, görüyor musun film bir türlü başlamadı. Hadi gidelim." diyerek kalkmaya çalıştığını görünce elinden tutup kalkmasına izin vermedim.

"Olmaz, bak başladı artık. Çıkamayız." dedim sesimi ciddi çıkarmaya çalışarak ama bu çok zordu. Yüzünü buruşturarak ekrana bakan ve elimi sıkıca tutan sevgilim kahkaha atma isteğimi artırıyordu.

"Öyle olsun bakalım minik sincabım." dedi ve gözlerini kısarak, başlayan filmi seyretmeye başladı. Daha fazla konuşup insanları rahatsız etmemek için ona bir şey demedim ve ben de filme odaklandım.

Birkaç dakika boyunca ekranda, ormanda kalmış 10 kişilik bir arkadaş grubu gözüktü. Şimdilik korkmam gereken bir şey olmadığı için sakince filmi izlerken, bir anda sessiz salonun içinde hapşırma sesi duyunca istemsizce irkildim. Elimi tutan Minho'nun bedeninin kasıldığını fark edince bakışlarımı ona çevirdim. Boşta kalan eliyle kalbini tutmuştu ve gözleri kapalı bir şekilde anlamadığım bir şeyler mırıldanıyordu. Muhtemelen hapşıran adama küfür ediyordu çünkü sinirle gözlerini etrafta gezdirmeye başlamıştı.

Sırıtarak ayağına vurdum ve bakışları bana dönünce ekranı gösterdim. Derin bir nefes verdi ve oturduğu yerde biraz aşağı kayarak, filmi izlemeye devam etti.

Filmde her şeye atlayan, ben buranın en yakışıklısıyım tipindeki çocuk, gecenin bir saati herkesi ateşin etrafına toplayıp garip bir efsane anlatmaya başladı.

∂σɳ'ƭ ҡɳσω ωɦαƭ ƭσ ∂σ ᯓᡣ𐭩 мιηsυηg ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin