17° şarkı ödeşmesi

289 42 16
                                    

saat neredeyse gece ikiye geliyordu ve taehyung fazlasıyla sıkılıyordu. aslında bu gece için planları vardı, yasağın son gecesindeydiler ve yayın açacaktı ancak son anda giden internetiyle planları suya düşmüştü. saatlerdir L koltuğunda aynı yerde oturuyordu ve internet olmadığından yapacak hiçbir şey bulamamıştı. biraz kitap okumuş, yeni aldığı antika bir gramafondan müzik dinlemiş hatta birkaç kadeh şarap bile içmişti ancak saatler ikiye geldiğinde yapacak bir şey bulamıyor; bozulan uyku düzeniyle birlikte uykusunun bir türlü gelmemesiyle bulunduğu yerde dönüp duruyordu.

televizyonda eski bir aşk filmi vardı, taehyung'un neredeyse repliklerini ezberlediği film sırf ses olsun diye açılmıştı. yeontan dahi minderine uzanmış uyurken ofladı. kendine yapacak bir uğraş bulmalıydı ancak bu saatlerde ne yapabilirdi ki? birkaç dakika düşündü, aklına hiçbir şeyin gelmemesiyle yeniden ofladı. ardından telefonu eline aldı ve instagramda gezinmeye başladı. yeni bir şey yoktu, sokağa çıkma yasağı nedeniyle insanlar dışarı çıkamadığından paylaşacak bir şey de bulamamış gibiydi.

elindeki telefonla orta sehpa üzerine koyduğu kırmızı şaraba uzandı. aslında kırmızı sevmezdi ancak bugün bir farklılık olsun istemiş, canının tatlı bir şey istememesiyle evinde sadece bir şişe olan kırmızıya yönelmişti. ağır tatlardan hoşlanmıyordu, taehyung hayatında her şeyde olabildiğince sadelik ve hafiflikten hoşlanıyordu ki bu etrafındaki her şeye yansıyordu.

şişedeki şarabı bu defa kadehe doldurma gereği duymamış, kafasına dikerek büyükçe bir yudum almıştı. boğazını hafifçe yakarak inen sıvıyla yüzü buruştu ancak içmeye devam etti. şişenin altında iki, üç yudumluk bir şey kalmıştı.

telefonuyla uğraşırken birden karşısına çıkan jeongguk'un resmiyle duraksadı. başka biri tarafından çekildiği fazlaca belli olan resimde jeongguk'un üst vücudu çıplaktı, yanakları önündeki boş bardaklardan belli olduğu üzere içmekten kızarmıştı, saçları fazlaca dağınıktı ve yüzünde büyükçe bir gülümseme vardı. gülerken, jeongguk'un haberi olmadan çekildiği belli olan resim taehyung'un yutkunmasına neden oldu. bir anda kuruyuveren dudakları şaraba bulanmış diliyle ıslattığında zihnine dolan parti günüyle derin bir nefes aldı. o gece jeongguk kendisine aynı böyle, güzelce gülmüştü.

sonra düşündü taehyung: jeongguk hep güzel gülüyordu. buna çokça şahit olmuş değildi ancak biliyordu işte, gülmeyi en çok ona yakıştırmıştı. kendisine oranla ince dudakları geriliyor, yanağındaki minik gamze kendisini belli ediyordu. bir de dudağının altındaki demirler vardı. alışkanlıktı sanırım, bilmiyordu taehyung ama jeongguk ne zaman gülse dili metallerin üzerinde gezinmeyi ihmal etmiyordu.

taehyung'un düşünceleri jeongguk'la birlikte oradan oraya atlarken durdu. bir anda tüm zihnini dolduran bedenle dudaklarını birbirine bastırdı, ardından ekranı kararan telefonu açarak fotoğrafa baktı yeniden. sahi kim çekmişti bu fotoğrafı? kimin yanında böyle güzel gülmüştü ki?

şişenin dibinde kalan son birkaç yudumu tek dikişte bitirdi, anlık gözü kararır gibi oldu ancak saniyeler içinde düzeldi. aydınlık odada gözlerini gezdirdikten sonra gözleri duvar üzerindeki siyah duvar saatine kaydı. saat ikiyi on iki geçiyordu ve belki de bazıları için, etik kuralları için fazlaca geç bir saatti ancak bunu umursamadı taehyung. parmakları klavye üzerinde hızlıca dolanırken cevap alıp alamayacağını dahi bilmiyordu.

°

taehyung
jeongguk
uyanık mısın

gönderildi 02.12

next-door neighborHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin