Bölümün şarkısı -Zor(anıl berke)
Durumum daha iyi oldu sizi çokk özledim cok uzatmadan hemen bölüme geçiyorumKuzey soykan
Şuan oturmuş açıklama yapmasını bekliyordum."Dinliyorum Nil"Sesli bir şekilde yutkundu boğazını temizledi."Ölmediğimden annemlerin ve Emir'in haberi vardı.Beni Paris'e yeni yaşam için gönderdiler.Onlar ne kadar ısrar etsede ben yinede işe girdim ve girdiğim gibide istifa ediyorum."
"Ne demek istifa ediyorsun Nil seni daha yeni bulmuşken sen böyle birşeyi nasıl yaparsın." Şaşkınca karşımdaki kadına bakıyordum nasıl böyle birşeyi yapabilirdi ki?
"Bak Kuzey zaten özlediğini falan sanmıyorum.İkimizde yeni hayatımıza alıştık sayılır bu işte durmam dengeyi bozar."diyerek derin nefes alıp geri bıraktı
"Özledim be kadın" Fazla özlemiştim
Daha yokluğuna yeni alışmaya çalışırken onun burda çıkması beni bir yandan şoka bir yandanda mutluluğa uğrattı."Bak Nil söz veriyorum patron-asistan ilişkisi yaşıcaz.Hiç bir şekilde bu ilişkiden çıkmıcam zaten 1 aya gidiyorum.Hatta istersen anlaşma bile yaparız imza atarsın falan"
Yine bir derin nefes aldı ve geri verdi "Peki fakat imza atılacak." Derin bir oh çektim.
"Ohh be"
"Hemen rahatlama ters bir haraketini görürsem bırak ülkeyi Dünyadan kaçarım."diye sitem etti
"Tamamm" onun için herşeyi yapabilirdin resmen.2 gün sonra
Nil Coşkun
Onunla anlaşmamızın 2. Günüydü çok garip geliyordu ama nedensizce içimde rahatlama hissi olmuştu.Ne yalan söyliyim onu çok özlemiştim.O toprak gözleri zaten başka bir dertti.
"Vous avez un rendez-vous vers 15 heures, M. Kuzey."(Saat 3 gibi toplantınız var Kuzey bey)
"D'accord, merci, Nil, laisse les fichiers et sors." (Tamam teşekkürler Nil dosyaları bırak çık)
Sadece başımı salladım ve çıktım kahve içmek için kafeterya ya giyicektim.
Kahvemi alırken Kuzey arayıp odasına beklediğini söyledi.Kahvemi alır almaz odaya giderken biri bana çarparak kahvemi yere dökmüştü.rahmetli çarpmayı severdi.
O kişiye ölümcül bakışlar atıcakken onun annemlerin ortağının çocuğu Onur olduğunu gördüm."Nil?" Nerden tanıdı ya "Entrez?"(buyrun?)
"Yaşadığına sevindim güzellik" diyip sarıldı.Tam konuşucakken bir öksürük sesi geldi o yöne baktığımda patronum Kuzey Soykan'ı gördüm.
Kaşlarını çatmış bize bakıyordu adamın her hali yakışıklı karizmatik çekici la
Kendimi hızlıca toparladım ve rahat halimden çıktım."Je suis désolé, je suis en retard, mon café s'est renversé sur le sol et un de mes amis est venu." (Geç kaldığım için özür dilerim kahvem yere dökülmüştü ve bir arkadaşım geldi) Diyerek açıklama yaptım niyeyse artık.
"Ne le refait pas"(birdaha olmasın) diyerek tersledi bu kendini ne sanıyordu kaşlarımı çattım ordan Onur konuşmaya başladı.
"Ce n'est pas la faute de la fille. Si je ne l'avais pas croisée, elle aurait été avec toi. Tu ne peux pas l'insulter comme ça."kızın suçu yok ben çarpmasaydım yanınızdaydı ona kızmaya hakkınız yok) valla ne yalan söyleyeyim şaşırdım çocuk sonunda adam olmuştu.