Keyifli okumalar!
***
Gücün sonunun olmadığı zamanlarda krallıklar kendi kanlarından en güçlü olanı seçerek diğer güç kanlarına önderlik yapması için eğitiliyorlardı. Her birinin gücü diğerini dengelerken bazıları nefsine yenilerek gücünü kötü yönde kullanabiliyordu.
"Kraliçe Elizabeth!" genç kadın odasının kapısının vurulmasıyla gözlerini aralamıştı.
"Evet!"
"Kral Adrian saraya teşrif ettiler, kralımız sizi huzura bekliyor." Kapıdan konuşan hizmetliyle genç kadın yatağından kalkarak üzerini değiştirmeye başlamıştı. Kenarda duran sağandaki suyla yüzünü yıkarken yanı başında miskince uyuyan hayvana bakmıştı. Kenarda duran Gorion Krallığına ait pelerini giyerek taht salonuna doğru ilerlemeye başlamıştı. Ne kadar kendi ülkesinde olsa da o başka bir ülkenin kraliçesiydi ve ona göre hareket etmeliydi. Üstelik kral eşi onların sarayına teşrif etmişti. Genç kadın kraliçeye yakışacak bir edayla yürürken hemen arkasından jaguar genç kadını takip ediyordu. Hayvanın asaleti göz kamaştırsa da kehribar gözleri korku salıyordu.
"Gorion Kraliçesi Elizabeth!" kapı görevlisinin takdimiyle taht salonuna giren genç kadın yöneticilerin toplandığı ana salondan içerine girmişti. Ağabeyinin hemen yanı başında kocasını görünce hafif baş eğmeyle selamlamıştı.
"Beni çağırmışsınız kralım!" genç kadın ağabeyini selamlayarak yerinde durmuştu. Drew iki yanda sıraya dizili olan saray erkanına kısa bir bakış atarak genç kadını cevaplamıştı.
"Kraliçe Elizabeth, evlenmiş olsanız da siz bu ülkenin prensesisiniz. Bu yüzden doğan prensler için bir kutlama düzenlenecek. Dolayısıyla bu kutlamayı sizin düzenlemenizi isteyecektim. Malum kraliçe zor bir doğum gerçekleştirdi. Ana kraliçenin de yataktan kalkmasına izin yok. Sarayda en yetkili prenses siz olduğunuz için bu işin üstesinden geleceğinize eminim." Genç kadın önce kocasına bakarak ondan onay almıştı. Sonrada diğer saray yetkililerinin homurtuları altında emri uygulayacağını bildirmişti.
"Başka bir arzunuz yok ise ben prenses Almira'ya bakacaktım."
"Bende sizinle geleyim kraliçem, nitekim henüz doğan kardeşimle danışmadım." Adrian saraya gelir gelmez Drew'in toplantısına katılmak zorunda kalmıştı. Karı koca taht salonundan çıkarken genç kadın oldukça heyecanlıydı. Birkaç gündür kocasını görmüyordu. Kapı arkalarından kapanır kapanmaz Adrian dayanamayarak karısını kollarına çekerek sıkıca sarıldı.
"Ne yapıyorsun Adrian, biri görecek."
"Karımı özledim sarılamaz mıyım?"
"Elbette ancak uluorta değil. Hadi gidip anneni görelim. Seni uyarıyorum çok tatlı bir kız kardeşin var." Adrian karısının sözleriyle duraksayarak ona bakmıştı.
"Kız mı? Prenses mi oldu!" dediğinde Elizabeth kocasının heyecanına gülmüştü.
"Evet, çok inatçı ve sevimli bir bebek olduğunu söyleyebilirim." Prenses Almira'nın odasının kapısına geldiklerinde Adrian kapı görevlisine "Annem müsait mi?" diye sordu. Kapı görevlisi Adrian ve Elizabeth'i taktim ederken Almira ve Ronald heyecanla kapıdan içeriye giren ikiliye bakmıştı.
"Anne, nasılsın?" Adrian hızla yatakta uzanan kadının yanına ulaşmıştı. Zor bir doğum olduğu için birkaç gün yataktan çıkmayacaktı.
"Adrian, gelmene çok sevindim. Kardeşinle tanışman gerek," diyen kadının mutluluğu sesine yansımıştı. Adrian annesinin yanaklarını öperken yatağın kenarına yerleştirilen işlemeli ahşap beşikte hareket eden bebeğe bakmıştı. Kendi siyah saçlarının aksine bebeğin başındaki seyrek saçlar sapsarıydı. Gözlerinin rengi henüz belli olmasa da bebek o kadar sevimliydi ki Adrian o anda kardeşine aşık olmuştu. Küçük kardeşini kucağına alırken oldukça heyecanlanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASİL KAN 2
FantasiASİL KAN Hikayesinin devamı niteliğindedir. Kraliçe Katren krallıklar içinde uzun zaman sonra çoklu doğum yapan ilk kraliçeydi. ancak doğumda bebeklerden birinin saraydan uzaklaştırılması gerekiyordu. Üçüz doğan asil kan bebekler inanışa göre üç kı...