Rutin kontroller için hasteneye gelmiştim ama o kadar kalabalık ki az daha geri dönecektim.Sonra aklıma anılın hastane raporlarını beklediğini hatırladım.Hayır yani bu kontroller bu kadar sık olmak zorunda mı?
Zaten bu sıralar yeterince antreman yapamıyorum Bir de üstüne 2 hafta sonra şirketin yeni ürettiği parfümün lansmanı var.
Bunları düşünürken doktorun yanına varmıştım bile.Doktor testler için kan istemişti.Kan alma yerinden çıkarken yanlışlıkla biriyle çarpıştım.Tam özür dilemek için başımı kaldırmıştım ki bi anda kenarı ittirilmemle neye uğradımı şaşırdım.
Etrafta onlarca insan bağırış çağırış ağlamalar eşliğinde birbirine sarılıp destek olmaya çalışıyorlardı.Ben geldiğimdeki kalabalık bu kalabalığın yanında küçük bir topluluk sayılırdı...
Galiba hastalarına kan bulamıyorlardı ve anlaşılan o ki hastalarının durumu hiçte iç açıcı değildi.Yanıma gelen kız çocuğuyla kendime geldim.
"Sende babamın arkadaşı mısın?"
Boylarımızı eşitlemek için biraz eğildim.
"Pek sayılmaz.Babanı tanımıyorum."
"O çok hasta olmuş babaannem öyle söyledi.Sen doktor abiye söylesen babamı eve gönderse söz bak ben ona çok iyi bakıcam hem babaannem yemek yapsa babamın bişeyi kalmaz.Hem uyanınca ben onu öperimde.Babam hep ben hasta olduğumda başımda bekler sık sıkta öper iyi miyim diye kontrol ederdi."
Kızın öyle demesiyle kabuk bağlamaya yüz tutmuş yaram tekrardan deşilmişti.Gerçek babalar,çocuklarını seven babalar kızları için herşeyi yapar.Onu gözünden sakınırdı.Küçük kızı fazla beklettiğimi fark edince.
"Babanın neyi var,niye getirdiniz buraya?"
Tam o sırada 50 yaşlarındaki kadın gelmişti.
"Babaannecim hadi gel eve gidelim."
"Ama babaanne babam,o gelmiycek mi?"
"Doktor amcalar babanın biraz daha burda kalması gerektiğini yoksa iyileşmesi için ona çorbanın iyi gelemeyeceğini söyledi."
"Nasıl yani şimdi babam çıkarsa çorba içemez mi?"
"İçebilir ama burda kalırsa daha hızlı iyileşirmiş."
"Tamam o zaman.Ama babaanne babama söyle çabuk gelsin ben onsuz uyuyamıyorum."
"Tamam babaannecim söylerim hemencik iyileşir."
Babaannesinin elini tutmadan önce bana elini uzattı.
"Adım Güneş,tanıştığımıza memnun oldum.Görüşürüz."
"Benim adımda Ceylan.Görüşürüz tatlım dikkat et kendine tamam mı?"
"Tamam ceylan abla."
Babaannesiyle uzaklaşan güneş uzaklaşınca ne için geldiğimi hatırlayıp doktorun yanına çıktım.
Testler beklediğim gibi normal çıkmıştı.Hiçbirşeyde sorun yok ama yinede anıla test sonuçlarını götürmeliydim.
Doktorun yanından çıkmış tam hastaneden çıkıyordum ki güneş ve babaannesini gördüm.Çok kısa konuşmuş olsakta en azından vedalaşmak istedim.Güneş hastane koltuklarının üstünde oturmuş öylece bekliyordu.Babaannesi bana doğru geldi.
"Çok teşekkür ederiz.Güneş biraz korkmuştu ne olduðunu anlamadan kaçıvermiş yanımızdan,rahatsız ettiyse kusuruna bakmayın.Özür dileriz."
"Yok,hiç sorun değil.Ben gidiyorum,işim bitti.Gitmeden bi hoşçakal demek istedim.Bu arada hastanız nasıl,kendine gelebildi mi?"
"Hala kan arıyolar,tanıdık tanımadık herkese sorduk.Ya kan veremiyolar ya da kanları uymuyor."
"Oğlunuzun kan grubu ne bende bi sorayım belki uyan birilerini bulabiliriz."
"0 Rh-"
"Benim kanım uyuyo isterseniz ben verebilirim."
"Oğlumu daha tanımıyosun bile ama buna rağmen kan vericeksin.Allah senden razı olsun güzel kızım."
Bana kızım demesiyle içimde anlamlandıramadığım bi duygu karmaşası başladı.Niye bilmiyorum ama bi anlıkta olsa yıllar sonra heyecanlanmıştım.
"Bu arada ismim Ayla,senin isminde ceylan olmalı." dedi.
Neden olduğunu bilmesem de gözleri dolmuştu ve bunu saklamaya çalışıyordu.Ayla hanım ordan geçen bi hemşireye kan vericeğimi söyledi.Bunun üzerine hemşireyle birlikte kan alma odasına gittik.
Gereken kanı verdikten sonra Ayla hanım numara mı almak için ısrar etmiş bi ara teşekkür için yemeğe çağırmıştı.Ne kadar kabul etmek istemesemde güneş ısrar edince başka çarem kalmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ceylan
Roman pour AdolescentsCeylan 22 yaşında tıp okuyan ve aynı zamanda herkesten gizli boksörlük yapan bi kız.Rutin kontroller için gittiği hastanede bilmeden öz abisine kan verirse,olaylar en fazla ne kadar karışabilir