> surf <

31 7 26
                                    

. . .

Uyandı, her şey aynıydı. Woonhak köşede ağlamaya devam ederken Sungho'nun baygın bedenine bakıyor, Riwoo hâlâ uyanmayan Jaehyun'u gözetliyor, Leehan ise başının ucundaydı. Kafasını kaldırıp iç çekti.

"Özür dilerim, fazla kabayım affet. Nefret ediyorum her detayımdan."

"Sorun değil, ben de her detayını seviyorum biliyor musun?"

"Katil olduğumu hatırlatayım."

Riwoo ayağa kalktı ve ikisinin arasına girip iç çekti.

"Susacak mısınız? Katilsen katilsin, o da katildi."

Woonhak ağlamayı bırakıp Riwoo'ya dik dik baktı. Herkes farklı bir durumdaydı.

"O da katildi derken? Böyle ölmesine gerek yoktu."

"İyi sen de ölseydin o zaman."

Ortam biraz da olsa sessizleştiğinde bir ses duyulmuştu. "Hepsinin tek suçlusu olduğunu biliyorsunuz." sesi herkes duyduğunda etrafa baktı. Taesan pencerelere doğru bir adım daha attığında birden kendini küçük demirden bir kafeste kapalı bulmuştu. Leehan hızla Taesan'a yaklaştığında parmaklıklardan ona dokunmaya çalıştı ama parmaklıkların aralığı daha da kapandı.

"Suçlu olduğumu kabul ediyorum."

"Ah tamam o zaman, diğerleri çıkabilir sen cezasını çekeceksin."

Woonhak duyduğu anda kapıyı açmayı dedi, kapı açılmıştı. Odadan dışarıya bir adım attığında hiçbir şey olmamıştı.

"Hadi, Jaehyun'u da alın gidelim!"

"Saçmalama Woon, Tae'yi burda bırakamayız."

Taesan çoktan küçük alanında yaşamaya çalışırken yere çöküp oturmuştu.

"Sorun değil, Jaehyun'u kurtarın. Ben size yetişirim."

"Dalga mı geçiyorsun? Öldürecekler seni!"

Riwoo Jaehyun'u kollarına aldıktan sonra Woonhak'ın karşısına geçti.

"Jaehyun'u al ve git." diye omuz silkti Leehan.

"Jae'yi ona emanet etmem. Riwoo git sende."

Riwoo endişeli bir şekilde kafa salladı ve kapıdan dışarıya adım attı. Woonhak dışarıdan hâlâ Sungho'ya bakıyordu.

"Maalesef onu alamayız Woon. Üzülme.."

Woonhak kafa salladı ve Riwoo'nun kolunu omzuna koymasıyla yavaşça evden çıktılar. Leehan daha çıkmamıştı bile, düşünmüyordu. "Ding dong, son saniyeler." diye güldü anonim ses.

Birkaç saniye daha bekledikten sonra kapı kapanmış, lazerlerle etrafları sarılmıştı.

"Leehan sana demiştim..."

"Seni asla bırakmayacağım."

Taesan ayağa kalkıp acıyla karışık gülümsedi parmaklıkların ardından ona bakıyordu, hiçbir gücü yoktu. Aksine güçsüz ve enerjisi sonuna kadar bitmişti.

"Cezayı ikiye mi katlasak?"

Ses bu sefer yanlarından geldiğinde Taesan Sungho'ya baktı, uyanmıştı.

"Leehan kaç git!"

Elindeki sanal balta gerçek bir baltaya dönüştüğünde yavaş yavaş ona yaklaşıyordu. Leehan kaçmayı denemedi bile. Sungho'ya dümdüz yaklaştığında yana doğru adımlarını değiştirdi ve baltanın ucundan tuttuğu gibi uzağa, zemine fırlattı. O sırada Taesan demirlikleri tekmelemeye çalışıyordu ama sapa sağlamlardı, onun aksine.

✓ ┊ evening glow ୨୧ bonedoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin