episode- dare? coward

479 87 49
                                    

İyi okumalar oy yorum 🎀

Bölüm atlamamaya dikkat edin.

Ders için gelen öğrenciler, salonun arızalı projektörü yüzünden farklı alanlara dağıtılmışlardı. Aynı lisedeki gibi küçük bir sınıfa geçen grup anıların verdiği yoğunlukla sınıfı inceledi.

"Vay be... Arka sırada ne kaynatırdık." Yuta iç çekerek arka sıralardan birine oturdu. Yuna en ön sıraya çantasını koymuştu.

"Daha geçen sene lisedeydik, ne ara mazide kaldı?" Birkaç kişi kıkırdarken Yuta bıkkın bir şekilde yerinde kıpırdandı.

"Beş yıl önce on ikinci sınıftım ya ben, ileri zeka." Yuna 'hıı' diyerek onu onaylamıştı.

Jİmin, Jisung'dan önce davranıp cam kenarına oturduğunda Jisung duvar kenarına geçmişti. Minho orta sıralarda bir yere yerleşirken diğer öğrenciler de rastgele dağıldı. Profesör sınıfa geldiğinde fazla beklemeden tahtayı açtı.

----

"Son yirmi dakika serbestsiniz." Hoca umursamadan sınıftan çıktığında öğrenciler birbirlerine baktılar.

"Eve gitseydik ya!" Jungkook kendi kendine sızlanırken tam arkasındaki Yuta'ya döndü. Abisi yaşındaki adam sırada yayılmış bir şekilde yatıyordu.

Jungkook derin bir iç çekerek Yuta'nın kalçasına sertçe şamarı yapıştırdı. Şaplak sesi ortamda seslice yankılanırken Yuta çığlık atarak yerinden sekti.

"Yuh, ayı! Yavaş çak!" Acıyan popişini okşadığında sinirle soludu. Jungkook ise memnun bir şekilde önüne dönmüştü.

Birbirini tanıyan ve tanımayan kişiler olarak ayrılan sınıfta Felix, ortaokuldan tanıdığı Jisung'un yanına oturmuştu. Minho da garip bir kişiliğe sahip olduğunu düşündüğü Seungmin ile konuşuyordu. Jimin ve Taehyun ne konuşuyorlarsa artık tüm sınıf onların kahkahalarıyla şişiyordu.

Felix, Jisung'un yanından kalkmış ve ön sıralara yaklaşmıştı.

"Doğruluk mu cesaretlik mi oynayalım mı?" Hevesle konuşurken eline aldığı şişeyi ortaya koymuştu. Oynamayı isteyen kişiler çoğaldığında birkaç sırayı ortaya çekmeye başladılar. Jimin sesini yükselterek sınıfa karşı seslenmişti.

"Doğruluk veya cesaretlilik oynayacağız! Gelen var mı?" Birkaç kişi istemezken bazıları onayladı. Jisung, Felix'in isteği üstüne yerinden kalkmış ve ortaya dizilen sıralardan birine oturmuştu. Seungmin ise Minho'yu zorla çekerek ortaya getirmişti. Onlar da Jisung'un çaprazında bir yere oturmuşlardı.

Ne Jisung ne de Minho göz teması kuruyordu. İkisi de birbirlerine bakmıyor, toplanan birkaç kişinin masaya gelmelerini izliyorlardı.

Felix son olarak oturmuş ve şişeyi ortaya koymuştu. Fazla bekletmeden şişeyi çevirdiğinde Yuna'da durmuştu. Felix yerinde kıpırdanırken sordu.

"Doğruluk mu cesaretlilik mi?"

"Her zaman doğruluk."

"Hangimiz senin ideal tipin?" Yuna'nın gözleri masadakilerde dolaşırken derin bir iç çekti. Bakışlarını sınıfa çevirdiğinde duvar köşesinde uyuklayan kıza baktı.

"Ryujin."

O klasik 'ooo' nidaları yükselirken Yuna onları zorlanarak susturdu.

"Aşığım demedim lan! Susun." Gülüşmeler arasından şişe yeniden çevrildi. Yuta, Jungkook'a soruyordu.

"Doğruluk diyeceksin zaten. En çok neyi istersin?" Jungkook derin bir iç çekmişti.

"Sevgilim yanımda olsun isterim." Yuta ona 'tch tch' derken umursamayıp şişeyi tekrar Felix'e uzattı. Felix umutla şişeyi çevirdiğinde ortaokul arkadaşına denk gelmesiyle sevinçle çırpındı. Mavi saçlı kendine dönen şişeye bakmıştı.

"Doğruluk? Cesaretlilik?" Jisung biraz düşündükten sonea arkasına yaslandı.

"Cesaret." Öğrenciler bu cesur seçim karşısında heyecanla kulaklarını masaya verdiler. Sarı saçlının ne yaptıracağını merak ediyorlardı.

Felix'in gözleri parıldarken ellerini masaya yaşladı. Sinsice gülümsediğinde sesini kısarak fısıldadı. Dediği şey ile ortada bir sessizlik oluştu.

"Minho'yu öp." Jisung'un gözleri hızla Felix'e dikilirken sarı saçlı gülümsüyordu. Minho şaşkın bakışlarını ortaya çıkarmıştı fakat fazla tutmadan bakışlarını önüne çekmişti. Diğerlerinin gözleri üç beden arasında mekik çekiyordu.

Felix'in bakışları 'hadi' der gibi dururken Jisung derin bir nefes çekti içine.

Felix hala beklentiyle onun gözlerine bakıyordu. Minho bakışlarını yerden kaldırmazken herkes sessizleşmişti.

Jisung, gözlerini yavaşça kırpıştırdığında sinirle gerilen vücudundan destek alarak tek ayağıyla yanındaki boş sandalyeye hızlıca vurup devrilmesini sağlamıştı.

Oturan birkaç kişi yerinden sekerken Jisung ayağa kalkmış, ardına bakmadan sınıfın kapısına ilerlemişti. Mavi saçlı sertçe açtığı kapıdan çıkmış ve gözden kaybolmuştu.

Minho, istemeyerek arkasından mahcup bir şekilde bakmıştı.

O sırada iki arkadaşının aralarında konuşurken kurdukları cümleleri duyduğunda kalbinin parçalandığını hissetti.

"Neden böyle bir şey yaptın Felix? Jisung'un Minho'dan nefret ettiğini bilmiyor musun?"




Eskiden her bölüme 1k yazma sınırım vardı

Şimdi çok üşeniyorum

Hateting //MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin