Gençler... Smutu ficden önce yazdığım için biraz fazla kaçtı ehe. Ama olsun siz bu hıza da ayak uydurursunuzz
Olabildiğine yavaşlatmaya çalıştım ama 😓
İyi okumalar, oy ve yorum. Sessizlik yok! İzin vermiyorum.
------
"Acıtabilir." pamuk parçası Minho'nun yüzündeki küçük kesiğe değdiğinde mavi saçlı istemeden yerinde sekmişti. Ardından dudağını dişleyerek olduğu yerde sabit kaldı.
Jisung, onun yaralarına mikrop kapmaması için merhemler, kremler ve enfeksiyon önleyici sıvılar sürüyordu. Antibiyotik gibi.
Önce tüm bölgeleri temizlemiş, sonra da kremleri sürmüştü. Şimdi ise hemen geçmesi ve acısının dinmesi için merhem sürüyordu.
Bunu pamukla yapamayacağını fark ettiğinde elindekini bir kenara atmış ve ilacı parmağına sıkarak yavaşça Minho'nun yarasına dokundurmuştu. Minho'nun tepkileri öncekine göre daha sakin kalırken Jisung dikkatlice merhemi sürmüş ve elini çekip silmişti.
Minho dudaklarına tatlı bir gülümseme kondurduğunda Jisung'a ilk yardım çantasını toplaması için yardım etmişti.
"Teşekkür ederim. Artık acımıyor bile."
Minho'nun elinden ilaçları alıp çantaya yerleştirmişti. Ona karşılıklı olarak kendisi de küçük bir gülümseme sunmuştu.
Elindeki çantayı bir kenara bıraktığında Minho'nun yüzüne dönmüştü. Gözden kaçırdığı ya da tam bakamadığı bir yara arıyordu. Fakat o, sadece bu kusursuz surata dalıp gitmişti.
Minho'nun gergin bakışları etrafta dolanırken Jisung'un kendine olan bakışlarıyla karşılaştığında öylece kalmıştı. Jisung'un gözlerinin içine aynı onun kendisine baktığı gibi bakmıştı. Tek kaşı havalanırken Jisung dudaklarını aralamış ve Minho'nun hiç tahmin edemeyeceği bir cümle kurmuştu. Jisung'un kendisinin bile diyebileceğini tahmin edemeyeceği kelimeler ağzından dökülmüştü.
"Seni tekrar gördüğümden beri sana karşı cinsel arzular besliyorum. Bunu söylemiş miydim?" Gözlerinin içini deler gibi izleyen kahveler Minho'nun vücudunun baştan aşağı titremesini sağlamıştı. Dudaklarını titrek bir şekilde araladığında gözlerini kırpıştırmıştı.
"Ne?"
"Artık söyledim." Jisung'un kısık ve kalın çıkan sesi, ona bakarken yutkunduğunda olduğu yerde hareketlenen adem elması, büyüyen göz bebekleri... Kusursuz görüntüsü. Minho bunu sessizce incelemişti. Sonunda kendisine bakan gözlerde nefret dışı bir duygu akıyordu. Arzu... Arzuyu hissediyordu.
"O zaman büyümesine izin verme."
"Hm?" Bu sefer şaşıran Jisung olurken Minho ellerini Jisung'a götürdü.
"Daha fazla büyütmeden dindirelim onları."
Jisung, bunun büyük bir red olduğunu düşünmüş ve afallamıştı. Fakat onu daha çok afallatan şey Minho'nun dudaklarını, dudakları üstünde hissetmesiydi. Ardından vücudunda dolaşmaya başlayan elleri onu sürükleyici bir öpüşmeye itmişti.
Sırtı koltuğa tam yaslanırken Minho ellerini beline götürmüş, onu sertçe sarmalamıştı. Tek bacağı Jisung'un dizinin altından geçerek onun bacağını havalandırırken bir yandan Jisung'un tek bacağına oturmuştu. Jisung, ellerini Minho'nun omuzlarına yaslarken dudaklarını olabildiğince hızlı ve sert kullanmış, Minho'nun ona uyum sağlamasını zorlaştırmıştı.
"Sen... ilk kez öpüşüyorsun." Jisung'un gözleri ayrıldığı dudaklardan Minho'nun irislerine kaymıştı. Şu an kendisinden başka bir şey istemeyen adama gülümsemiş, elini saçlarına götürüp okşamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hateting //Minsung
Fanfiction"Evet, beni terk etmedi. Sahte de olsa sevgisini gösterdi bana. Peki sen? gerçek olduğunu söylediğin duygularını gösterebiliyor musun?" !sekeminsung! Text + düz yazı