episode- old deskmate

422 72 79
                                    

İyi okumalar oy yorum

YA BEN KİME HAK VERECEĞİM BİLMİYORUM! COK UZULUYORUM COCUKLARİMA 😞

Okunma artsa keşke 😔

İkinci kere arıza yapan projektör yüzünden öğrenciler önceden uğradıkları sınıfa yeniden çıkmışlardı.

"Garibanız gerçekten." Yuta her zamanki gibi sırasına yayılırken sızlanmıştı. Jisung, duvar kenarı bir yere çantasını atıp oturmuştu. Tüm sırayı tek başına kaplama sebebi herhangi biriyle oturmak istememesiydi.

Hyunjin, yeni geldiği sınıfta nereye geçeceğini bilememiş, Jisung'u görmesiyle gülümsemişti. Yanına gidip masasına tıklattığında Jisung'un bakışları ona dönmüştü.

"Yanına oturabilir miyim?" Jisung, bir süre boş boş gülümseyen bedenin suratına bakmış, sonra da onu başıyla onaylayarak çantasını kenara çekmişti. Kendini duvar kenarına kaydırıp Hyunjin'e yer açmıştı.

Hyunjin omzundaki çantasını çıkarırken sıraya çarpan sert çanta ile irkilmişti. Minho sertçe koyduğu çantaya bakan siyah saçlının kendisine bakmasını beklemişti. Hyunjin'in bakışları onu bulduğunda kaşıyla orta sıraları işaret etmişti.

"Burası benim yerim." Hyunjin'in bakışları mavi saçlıya döndüğünde Jisung gözlerini kaçırmış, bedenini sıraya yaslayıp duvara çevirmişti. Sanki bir desen varmış da onu inceliyormuş gibi davranmış ve siyah saçlıyı görmezden gelmişti. Hyunjin'in gülümsemesi sahteleşmeye başlarken Minho'dan özür dileyip orta sıralardan Seungmin'in yanına oturmuştu.

Minho siyah saçlıyı seyrederken gözlerini devirip bedenini Jisung'un yanına atmıştı. Jisung hızlıca yerinden doğrulup onun kolunu tuttuğunda bakışlarını ona çevirdi.

"Ne yapıyorsun, çocuk musun sen?"

Minho umursamaz bir şekilde omuz silkmişti. Çantasını kendine çevirip fermuarları açmıştı.

"Bela olduğunu söyledin." Kitaplarını çantasından çıkarıp çantayı sıranın kenarına asmıştı.

Jisung, yeni sıra arkadaşının -daha doğrusu eski sıra arkadaşı- yüzüne hayretle bakan gözlerini başka yöne çevirmiş, elini çantasına atıp kitaplarını çıkarmıştı.

"Moladan sonra kalkarım, endişelenme."

"Kalkma. Yarın da burada otur." Minho'nun gözleri şaşkınlıkla büyürken Jisung'a döndü. Jisung kendisine baktığında yutkundu.

"Ne? Onunla oturmak yerine seninle oturmak daha iyidir." Minho dudaklarını konuşmak için araladığında hemen kapamış ve başını önüne çevirmişti.

"Koruyorsan tam koru ya. Benimle oturmak istemiyor musun sen?" Jisung 'üzgün' bir şekilde sızlanırken Minho başını 'hayır' anlamında sallamıştı. Jisung alaylı bir şekilde kıkırdayıp mavi saçlarını geriye doğru taramıştı.

"Sendeki kalıcı etkim beni memnun ediyor." Şakasına söylediği laflarla gülüşü büyürken Minho'nun kızaran kulaklarına kaydı bakışları. Gözlerini kırpıştırmış, sonra da gülmeyi kesmişti.

Bunun sebebi sinir olması değil, aksine onca olaydan sonra hala kendisinden etkileniyor olma ihtimalinin verdiği gereksiz umut ışığıydı. Jisung kendinde istemeyerek hissettiği heyecan ile bakışlarını önüne çevirmişti. Derin bir nefes almış ve kolunu sıraya yaslayarak üstüne yatmıştı.

"Rahatsız etme beni." Minho, onun yumusak saçlarını incelemiş ve sessiz kalmıştı.

Sonra da bir daha konuşmamışlardı bile.

Hateting //MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin