0.2

246 12 1
                                    

Odamda bir sağa bir sola ilerliyor, telefonun açılmasını bekliyordum. Stresliydim çünkü istediğim fikri yapmak için uğraşmam ve güzel pozlar yakalamam gereliyordu.

"Alo, evet size yazdığım gibi özel bir post düşündüm. Taraftar kesinlikle beğenecektir ayrıca yeni transfer için de moral olur, sevildiğini falan hisseder."

"Peki tamamdır ben size atacağım gereken her şeyi. Yine tam vaktinde post atılır. İyi günler."

Kapı çalındı.
"Gir."

"Abla Okan hoca antrenmana yavaş yavaş başlanıyor Duru da gelsin dedi."

"Geliyorum Barış, in hadi sen."

Barış'ın ardından ben de aşağıya indim. Çocuklarımı yalnız bırakmak bana göre değildi.

"Ooo kraliçe gelmiş, hoş gelmiş." Dayı bana sesleniyordu. Koştum ve sarıldım.

"Asıl sen hoş geldin. Nasıl iyi mi biraz daha ayağın?"

"İyiyim be ya. Sana şey diyeceğim, şu yeni gelen, neden full seni dikezliyor."

"Bilmem dayı, takma sen kafana."

"Ha öyle yani. Sorun varsa bilelim, bakarız çaresine. Wir lassen unsere Tochter nicht allein. (Kızımızı yalnız bırakmıyoruz.)"

Dayıya elimle okey işareti yapıp kameramın başına geçtim. Antrenmanlara yeni yeni başlıyorlardı.

Dries ile karşılaşmamızdan sonra aramızda muhabbet geçmemişti.

Bu akşam büyük gündü. Maç vardı.

Dries'in birkaç fotoğrafını çektikten sonra kameramı diğer oyunculara çevirdim.

📷

Yirmi dakikalık mola verilmişti. Kerem ve Barış iki yanıma oturduğundan sularını onlara uzattım.

Barış'ın morali bozuk gibiydi.

"Ne oldu aslan, moraller gidik gibi?"

"Yok abla bir şey kız meselesi."

"Date güzel geçmedi mi?" diye atıldı Kerem.

"Gavat dedi bana kız en son. Artık şakayla karışık mı dedi bilmiyorum ama ben hesabı ödeyip kaçtım. Olmadı yani."

"Oyy Rizeli adama söylenmeyecek laflar. Boşver be oğlum, değmezmiş de geç. Hem bak senin yanında bunları yaşamış en önemli örnek duruyor." dedi Kerem.

Yalan da değildi. İnsanlardan gerçekten çok çekmiştim. Önce Amsterdam'da sonra Paris'te, sonra da Türkiye'de.

Cıvıl cıvıl birini arıyordum hep ama o biraz zor gibiydi.

"Öyle aslanım, insanlar gider gelir. Kalacak olanı bulursan da bırakmazsın zaten, salla. Maç var önümüzde ilk 11'desin dikkat et jokerim."

Barış'ın yüzü az da olsa toparlanmıştı, bu da beni mutlu etmişti.

Kerem bana döndü;
"Mertens seni takip etmeye başlamış, sürekli sana bakıyor. Aranızda bir şey yok değil mi?"

"Yok ama işte herkes güzelliğime hayran kalıyor." deyip gülerek geçiştirdim Kerem'i.

Çünkü bende fark etmiştim onun bu hallerini.

Okan hocanın sesiyle sohbetimiz bölündü ve bizimkiler yeniden sahaya geçtiler.

🏃🏼

İkinci yarının uzatlamarındaydık. Zaten 2-1 yeniyor olduğumuz maçta atakta devam ediyorduk.

Geç Kalmadık  "Dries Mertens"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin