0.4

201 7 0
                                    

Mauro daha ne kadar geç kalabilirdi bilmiyordum. Normalde beni asla bekletmeyen adam, bugün yer yarılmış içine girmişti.

Sonunda butik kafeye gözlük ve şapkasıyla Mauro Emamuel Rivero İcardi girmişti.

Kahkaha atmaya başladım çünkü çok komik gözüküyordu.

"Gülme ya, şuraya gelene kadar binbir yol çektim."

"Tamam tamam hoş geldin. Bende seni bekliyordum."

"Bekletmemi Paris'teki günlerimize say Duru'cuğum."

İstemsiz öfledim. Ne var zamanında azıcık beklettiysem.

"Neyse neyse. Anlat bakalım dün gece ne oldu?"

"Ya sen hiçbir şey hatırlamıyor musun? Bizim dansımızı falan."

"NE! Siz dans mı ettiniz, ikiniz?"

Olabildiğince masum gözlerle Mauro'ya baktım.

"Arkadaşça bir danstı."

Olayın nasıl gerçekleştiğini anlattım.

Mauro'nun kalkmış kaşları geri inmemişti.

Kızgın sesiyle söylendi;
"Sikerim arkadaşlığı. Adam sana yürümüş, sen geç kaldığını düşündüğün için seninle dans etmiş. Ben Wanda'ya bu jesti yapmadım Duru. Deli misin sen?"

Düşündüm, haklıydı.

"Akşam eve bıraktı beni, bende kahve içmeye çağırdım çünkü sarhoştu."

Devam et dermişçesine bekliyordu Mauro.

"Kahve içtik, bolca sohbet ettik."

Uzunca bir nefes aldım.

"Ben en son gerçekten geç kaldık mı diye sordum."

"Eee ne dedi?"

"Bana baktı ve beni süzdü. Sonrasında bana dönüp dedi ki sanırım ikimizde geç kalmadık."

"Ne, hadi gel sevişelim dese aynı etki olurdu."

"Abartma istersen."

"En son giderken sarıldık, uzun uzun. O kadar iyi geldi ki, anlatamam."

"Bu çocuk nasıl bu kadar hızlı sevdi ki seni?"

"Flörtöz biri zaten, ne beklersin?"

"Neymar da flörtöz, o yapıyor mu böyle şeyler." bana imalı imalı baktı.

Kafamı iyice karıştırmıştı bu örnek.

"Öf tamam, sus. Flörtleştiysek flörtleştik. Dediğimiz gibi biz geç kaldık Mauro. Bundan sonra bir sikim değişmez. Ben umudu keseli çok oldu."

Hayata umut dolu bakmayı çoktan bırakmıştım.

Yarın ölebileceğimden çoğu akşamımı yakışıklı erkeklerle geçirmek işime geliyordu. Ama Dries'in bahsettiği "geç kalmışlık" duygusu vücudumu sardı saralı bunu yapmak istemiyordum.

"Hayatında bir kez olsun düşünmeden hareket etsen olmaz mı?"

İyice durgunlaştım, Mauro'nun söylediği cümleye yanıt bile vermek istemiyordum.

"Tamam, bak Duru sen benim en yakınımsın ve seni tanıyorum."

Ellerimi tuttu;
"Ve farkındayım, bu zamana kadar çevrendeki her şey tarafından zorunda bırakıldığını. Ama sen 32 yaşına geldin artık çocuk değilsin."

Mauro'nun gözlerinde yanıt aradım. Bazı şeyleri sesli duymaya ihtiyacım vardı.

"Sikicem, tamam. Madem hayatın planlı ve onay bekliyorsun. Ben onayladım amk. Şimdi git ve Dries Mertens ile seviş."

Geç Kalmadık  "Dries Mertens"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin