0.8

128 6 0
                                    


Kupa kaldırılmış, içeri geçilmişti. Bazı kişiler Dries ile muhabbete dalmış benim de dikkatim dağılmıştı.

Sonuç olarak şuan Potter ile konuşuyordum;
"Bir ara o kadar çok zıpladım ki ayaklarımın kopacağını falan düşündüm."

Kerem sinsice bana baktı;
"Mertens senin ayaklarını yerden kesince rahatlamışsındır."

Omzuna hokkalı bir yumruk geçirdim.

Tam o sırada Okan hoca yanımıza geldi;
"Duru, yavaş. Lazım Kerem bize."

"Hocam buluruz başkasını gitsin bu."

Kerem hala omzunu ovuştururken söylendi;
"Aaa birde kovsaydın. Bu arada ne bu elinin ağırlık, kolum kopuyordu."

"Abart istersen Kerem ya, futbolcu yerine oyuncu mu olsan sen?"

Kerem kaşlarını saniyelik yukarı kaldırdı ve "Cık." dedi.

Biz böyle atışırken kolumu biri tuttu. O tarafa döndüğümde Dries'i gördüm. İçim ısındı.

"Aşkım, bırakıp gittin beni. Bak Mauro balkona çıkıyor. Bizde bakalım mı?"

"Olur balım. Hatta bak şu camın oraya otursak ikimiz, olur mu ki?"

Dries bir şey söylemedi, onun yerine kolumdan çekip beni yanına oturttu.

Başımı onun omzuna yasladım. O ise öksürüp konuşmaya başladı;
"Bence şuan çok güzel gözüküyoruzdur."

"Kesinlikle katılıyorum. Hatta fotoğrafımızı da çekmişlerdir. Bizde mi çeksek?"

Homurdandı;
"Sadece anın tadını çıkarsak olmaz mı? Şuan çok keyifli geldi de bana."

Hiçbir şey diyemedim. Onun yanında olmam bize bu kadar huzur veriyorsa ben doğru adamı bulmuşumdur. Bu nedenle sustum, sessizce oturmaya devam ettik.

Ta ki herkesin yıldızı Mauro Icardi yan taraftaki balkondan bağırmaya başlayana dek;
"Fener ağlama, fener ağlama!"

Aşağıdaki taraftar ve spiker topluluğunun sesleride aynı ritimle yükseldi. Herkes çok mutluydu.

Bende Mauro'ya ayak uydurmak için ellerimle ritim tuttum;
"Fener ağlama!"

Kameraların birkaçı ben öyle deyince bana döndü. Ben ise sadece alkış tutuyordum.

Dries ise beni parmağıyla gösterip ardından "Benim sevgilim!" diye bağırdı.

Midemde kelebekler uçuşuyordu.

Bende ona doğru eğilip dudaklarına yapıştım.

🎇

"Hadi ama, beni yalnız mı bırakacaksınız?"

Mauro after partiye kalmamız için yalvarıyordu.

Dries'e baktım, o da bana "Sen bilirsin." demişti.

"İyi tamam, gelelim. Ama bak parti sonuna kadar kalmam haberin olsun."

"Ya tamam, sen gel yeter."

Gülümsedim.

"Konumu atarsın bana, hadi aşkım bizde arabaya geçelim."

Dries önden yürüdü, tam arkasındaydım.

Arabaya bindikten sonra Dries bana döndü;
"Gidecek miyiz?"

"Mauro'yu yalnız bırakamam Dries, çocukluk arkadaşım. Zaten hayatı yeterince karışık ve ben hiçbir şey yapamıyorum. Zor bir durumda yalnız bırakmak istemem."

Geç Kalmadık  "Dries Mertens"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin