MY FORGOTTEN SUMMER LOVE
☀️🌊Göz kapaklarımı, evimizin -evimizin diyeceğim çünkü otelimiz tıpkı bir müstakil eve benziyor- kısa fakat hoş bir melodiyle çalan zilimizin sesi ile araladım. Kollarımı iki yana açarak gerindim, kabaca esnedim ve yatağımdan doğruldum. Annem hâlâ uyuyordu sanırsam. Fakat bu düşüncemin akışını annemin uykulu sesi bozdu.
"Andromeda, kapıyı açıver."
Sendelemiş bir şekilde ayağa kalktım ve terliklerimi yere sürüyerek evimizin küçük koridorundaki kapısına yöneldim. Tam bu sırada evimizin zili tekrar çalmıştı. Saçlarım yeni uyandığımdan, darmadağındı. Kim, sabahın yedisinde birinin kapısını çalardı ki?
"Geldim geldim!"
Kapının kolunu sinirle sertçe açtım. Kapıyı açar açmaz freş parfüm kokularıyla ve karşımda, tüm havalı saçları, güzel yüzüyle duran ve bir elinde de yiyecek poşeti olan Riki'ye öylece bakakaldım. Bu rezil ve yeni uyanmış halimi gördüğüne inanamıyordum. Kesinlikle rezil olmuştum, tabii beni yadırgamadıysa.
"Selam Andro. Bu kurabiyeler sizin için. Annem yaptı. Kurabiye seversin diye düşünmüş. Buarada söylemeliyim, annemin kurabiyeleri çok güzeldir."
Elindeki yiyecek poşetini bana uzattı. Elindeki poşeti aldım ve teşekkür ettim. Ardından konuşmaya devam etti.
"Ha bu arada bugün bisiklet sürmeye gidelim mi? Ablam da gelecek. Hem onunla da tanışmış olursun. Şu, sahil iskelesindeki bisiklet yolunda. Tabii istersen."
Bu iyi bir fikirdi. Demek ki o da beni sevmişti. Arkadaşca veya değil. Veya belki bunlar sadece benim kafamda kurduğum aptalca gençlik hayallerinden biriydi. Ama bildiğim tek şey şu ki; Riki benim hayatımda edinebileceğim en iyi insanlardandı. Nishimura Riki benim yaz aşkımdı.
Unutamadığım ve adına şiirler yazdığım insandı. Bir gökyüzü kadar güzel ve evren kadar çekici. Yaz rüzgarı kadar şans üzeri ve anında hayatımda olan. Yıldızlar kadar parlak.
"Teşekkür ederim Riki. Aslında bu iyi bir fikir ama-"
"Ama ne?" Hayal kırıklığına uğramışcasına tıpkı bir çocuk gibi sözümü kesmişti.
"Ama, buraya gelirken bisikletimi getirmemiştim. Yani Oxford'da kaldı."
Yeniden umutları yeşermişcesine konuştu "Aslına bakarsan bizimde bisikletimiz yok. İskele tarafındaki kiralanan bisikletlerden kiralayacağız. Buraya ilk gelirken görmüştüm de. Sana da kiralayalım o zaman."
Kısık mı kısız gözlerinin içi gülüyordu bunları söylerken. Ve o gözlere büyülenen de bir bendim.
"Öyleyse tamamdır. Saat kaçta dışarı çıkalım?" Onaylarcasına konuştum.
"Öğlen on iki nasıl olur?"
"Benim için uyar."
Eğer şimdi dışarı çıkalım dese şimdi bile çıkardım aslında. Yalan yok.
"Tamam o zaman, öğlen on ikide görüşürüz Andro!"
"Görüşürüz Riki." Bu çocuk beni büyülüyordu resmen. Koyu kahverengi gözlerinde bakınca tüm evren ters dönüyordu sanki. Dünya saat yönünde dönmeye başlıyor, tüm gezegenler tepe taklak oluyor, zaman duruyordu sanki. Gün yeni aydınlanıyordu ve bu yüzden ortalık karanlık sayılırdı. Fakat bunlara rağmen onun güzelliği yine de beni büyülemeyi başarıyordu. Ona bakarken nasıl gözüküyordum acaba, çok belli ediyor muydum sevgimi?
Kapıyı kapattım ve salona doğru yürüdüm. Annem çoktan uyanmış, ortalığı toparlamış ve koltukta oturuyordu.
"Andromeda, kimmiş?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Forgotten Summer Love《Nishimura Riki》
Krótkie Opowiadania❝Selam, sen açık renkli ve çatısı gri renkli minimal otele yeni yerleşen kız'sın değil mi?❞