31 aralık, 1924. 23:39
neden?
önce düşüncelerim silikleşiyor, sonra aynada gözlerimin içine bakan siluet. 'kendimi mi kaybediyorum?' hayır, hayır. nasıl olsa hiç bulamamıştım. kaybım yok. ama sahip olduğum tek şeyi yitiriyorum. seni. sana olan hisleri.
yıllar geçince, biraz soluyor anılar. siyah - beyaz görmeye, kendi bakış açından bakmayı unutmaya başlıyorsun. beceremiyorsun kendin gibi olmayı. yani, o anılardaki kendin. ama belki de hiç olmadın. hiç var olmamış gibi öylece yok olmak. tuhaf. acı verici. çünkü inandığım tek şey senin varlığındı.
artık sana 'anlamıyorsun, bilmiyorsun' içeren kelâmları etmeyeceğim, sözlerimin ulaşmayacağını kulaklarının yakınına, öğrendim çoktan. ama senin anlamadıklarını sana anlatmaya devam edeceğim. şâyet; bu mektuplar sana bir gün ulaşsın, sende benim olma arzumun ne denli büyük olduğunu o zaman anlarsın.
sevdiğim, sana artık seni sevdiğimi söylemek öyle dile zor gelmeye başladı ki. müthiş bir ıstırap duygusu sarıyor benliğimi ve kelimelerimi zehirliyor. sana seni sevdiğimi söylemek, âdeta yüreğimden geçmiyor. seni sevmemek, aklımın ucunda bile yer barındırmadı hiç. ama seni böyle sevmeyi de konduranam sana, sen layıksın âşkın en safına. zihnimin kontrolünü kaybediyorum, ayık kafayla. yüzünü, sesini anımsayamıyorum gözlerim kararıp buğularken her yanı. utanıyorum kendimden, yitiriyorum kendimi.
bu sana son seslenişim, sevdiğim; ne yazık; ben artık seni sevemem. seni sevemezsem, varlığımı sürdüremem. kalbimin attığı her lahzada içinde sen vardın. kalbimde ve derindeydin. şimdi ne kalbimdesin ne de ben bir kalbe sahibim. ben şimdi uzaklardayım. zaten sana hep uzaktım. yokluğumun sana, tek gözyaşı döktürmemesini dilerim. dilerim ki varlığım sana bir miligram acı değdirmesin.
sana bir kez olsun sormak istedim, neden?
hoşçakal, hoş anıların tek güzeli.
YOU ARE READING
birkaç sayfa gözyaşı. (angst)
ChickLitsevenden, sevdiğine. ulaşamayan mektuplar. "bilinmeyen bir kadının mektubu"ndan esinlenildi.