sonun sonu.

19 2 2
                                    

31 aralık, 1925. 00:00

"SIFIR!" coşkuyla bağırırken, karşısındakine eğilip minik ellerinden tutup havaya kaldırdı ve sıkıca sarıldı. "umarım senemiz çok mutlu ve sağlıklı geçer" çocuğun saçlarını karıştırırken kocaman bir gülüş bahşetti. ikisinin de yürekleri huzurla doluydu. ailesiyle yeni yıla girmiş bir babanın gururunu ve mutluluğunu taşıyordu. çocuğu hafifçe yere indirdikten sonra biricik eşine sarıldı. onun sıcaklığıyla umudu hissetti, unutuverdi her şeyi. birbirlerine güzel dilekler diledikten hemen sonra yerlerine yerleşip televizyonlarını açtılar. sessiz ve siyah - beyaz, cızırtılı ve titrek, sık sinyal bozukluklarına rağmen, alttan ve üstten gelen komşu bağrışmalarına rağmen, çok uzak değil, birkaç saat sonranın yarınında onları bekleyen onlarca sorumluluk ve yüke rağmen o an izlediklerinden zevk aldılar. yalnızca anın tadını çıkarıp birbirlerine vakit ayırdılar.

sabah işe gitmek için uykusuz biçimde alelacele hazırlanırken bile dün geçen andan şikâyet etmedi, huzuru bozmadı. ayakkabılarını giyip hemen kendini dışarı attı. posta kutusundakileri eline alıp 'otobüsü beklerken okurum' diye düşündü.

koştu ama yetişemedi, otobüs gözlerinin önünde uzaklaştı. elindeki postaları sıktı ama kendine hâkim olmaya çalışarak oturdu. alıcıya ya da adrese gözünü bile değdirmeden yalnızca tarihe baktı.

1922, 1922, 1922, 1922, 1 ocak 1925.
çarpık bir şekilde gülümsedi. zaten sinirleri tepesindeydi, bir yıl ve öncesinden gelen saçma sapan mektuplarla uğraşacak vakti mi vardı? tereddüt etmeden çöpe attı ve gelen otobüse bindi.

birkaç sayfa gözyaşı. (angst)Where stories live. Discover now