2.Bölüm

92 10 0
                                    

Omegalar oturdukları masadan bir birlerini dürterek ilerde ki masaya oturmuş ve kulaklıklarından çalan müzik ile kitabına dalmış olan alfayı gösteriyorlardı.Alfa ise kulaklığından çalan müzik eşiliğinde önünde ki kitaba dalmış ve hiç bir şey umrunda değil gibi duruyordu.

Aniden kulaklığının çekilmesi ile daldığı yerden uyanmış ve karşısında ki arkadaşı ile göz göze gelmişlerdi.

"Sana benden uzak dur dedim Chang..."

Arkadaşı ile konuşmayı 2 gün önce kesmiş ama arkadaşı inat ile kendisinin yanında bitiyordu.Eh biraz haklıydıda.Sonuç olarak çocukluk arkadaşı idiler.

"Niye olduğunu söylersen tamam.Yoksa bırakmam seni."

Oflayarak kulaklığını ve kitabını alıp dışarı çıktı.Arkadaşı ise tam arkasındaydı.Aslında ikisi çok zıtlardı.Biri ne kadar inatçı ise diğeri o kadar altan alırdı,biri ne kadar zenginse öbürü okadar düşük gelirliydi.

Ama bunalarda hiç bir değildi,arkadaşlıklarını bitirmek istemesinin sebebi...

En önmelisi...

Arkadaşı ne kadar özgür ise kendisi o kadar tutsaktı..

O bir phonexdi.

Doğdukları andan itibaren ruh eşlerinin kölesi olarak yaratılanlardandı.Ruh eşi daha doğrusu bu durumda efendisi demek daha doğru oldurdu.

"Ne olduğunu anlatır mısın artık?"

Evine peşinden giren arkadşına ters bir bakış atıp tekrar önüne döndü.

"Sorun phonex olman mı?"

Arkadşının cümlesiyle elinde tuttuğu bardak yere düşüp tuz gibi dağıldı.Nasıl anlamıştı kendisi bile sırtında ki mührü yeni görürken o nasıl anlamıştı.

"Nerden biliyorsun?"

Arkadaşı gülerek az önce okuduğu kitabı eline aldı.Kitabın cildini tek seferde çıkarıp yere fırlatarak kitabın kapağını okudu.

"Bir ruh eşi vakası...Hangi akıl sahibi bunu okur ki?"

Sert adımlar ile toparladığı çantasını alıp omzuna taktı aynı sert hareket ile arkadaşının elinden kitabı çekip çanatsının içine attı.Hızlı adımlar ile yürürken peşinden koşan arkadaşı bile umurunda değildi..

"Hey ne yapıyorsun?"

Yan taraflarından geçen bir askeri gözüne kestirip çantasını yere ettığı gibi askerin çenesine yumruk atmıştı.Arkadaşı şok içinde kendisine bakarken o çoktan bunun sonuçlarını düşünmüştü.İstediği buydu zaten..

İnsanların dünyasına sürülmek...

Tabii beklemediği bir şey oldu arkadaşıda gelip hemen diğer askerin suratına kafasını gömmesiydi.Diğer askerler sinirle bağırıp kelepçelerken o ise şaşkınlıkla arkadaşına bakıyordu.

Gözgöze geldiklerinde arkadaşı ters kelepçeye rağmen omuz silkerek ön tarafa doğru döndü.

"Üzgünüp Chris ama seni oraya tek yollamam."

O ise hala dehşetle arkadaşına bakıyordu bu manyak az önce boş yere sürgünmü yemişti 

"Delisin sen..."

"Eh ne demişler üzüm üzüme baka baka.."

İkiside oldukları-kendi istekleriyle- duruma rağmen kahkaha atatılar,askerler ise içlerinden birini sürgün için akli denge raporu almaya yollamıştı..

🥀

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Fairytail/'MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin