Chan bakışlarını ayıramadan karşısında ki çocuğu izliyordu.Boynunda ki phonex* mührü kızgın bir demir parçasıyla dağlqnıyormuş gibi yanıyordu.
"Söyle Seungmin."
"Eh,biraz samimileşe bilir miyim?"
Changbin bir anda Chan'ın ensesinden tutup masaya çarpınca evet resmen çarpmıştı.Chan acı dolu bir ses çıkarıp kalkmaya çalışınca ensesinden daha sıkı bastırmıştı..
"AH,bizi boşverin bizde misafirleriyiz zaten.."
Seungmin gözlerini karşısında ilk defa gördüğü kişiye çevirdi.Komşuları olan hyungların bazen misafirleri olur ama okula getirecek kadar önemli miydi.
"Evet Seungmin arkadaşlarım Chris ve Changbin kendileri yurdışından geldiler.Bir süre misafirimiz olacaklar."
"Bende annemin measjını iletecektim Hyung akşam büyük bir yemek vericek bahçede size ve misafirlerinize uyarsa bekleriz."
"Ah tabi ki geliriz değil mi kook?"
"Evet evet geliriz."
Seungmin yanakları kızarmış ve mavi gözleri sanki olduğundan daha parlak duran Hyungunaa bakıp omuz silkti.
"Peki,görüşürüz."
Seungminin uzaklaşmasını bekledikten sonra jungkook masadan aldığı bir bardak suyu kafasından aşağı boşaldı.Chan ise kendisini Changbinin tutuşundan kurtarıp kafasını kaldırdığında kendisine öfkeyle bakan 3 çift göz ile karşılaşmıştı.
"Ne ol-"
"İlaçlarını almadın değil mi gerizekalı?"
Chan az önce Taehyung un vurduğu kafasını ovalarken en son ki rut dönemini aklına getirmeye çalışıyordu.
"Aferin arkadaşı ayakta alkışlıyoruz.Senin ilaççarından yok burada karaborsa bile üretmiyor!"
Chan doğmazdan önce annesi ağır bir hastalık geçirdiği için normal alfaların rut dönemi ilacı ona etki etmiyordu.Kendisinin ilacı daha sert ve kurdunu kısıtlayacak cinsdendi.
İyice boğulmaya başladığında göleğinin iki düğmesini açıp içeri koşdu.Kendisini bir lavaboya atıp yüzüne hızlı hızlı su çarparken rut döneminde olmadığına adı gibi emindi.
O çocukta bir şey vardı hem mührün deli gibi yanmasına sebep olan bir şey...
Yoksa...
Uğruna buraya sürgün edildiği ruh eşi o muydu?
🌆
Masada oturmuş hala önümde ki kitaba boş bakışlar atarken artık ezberlediği kelimeler zihninde dönüp duruyordu.
"Phonexler doğumlarından itibaren kalperinde bir mühür ile doğarlar bu mühür onların ruh eşleri dışında biriyle olmalarını kısıtlar.Mührü taşıyan eş diğerinin resmen esiridir.Onun her sözü phonex mührü taşıyan eş için bir emirdir.Phonexler ruh eşlerinin emirlerini yerine getirirken eğer emir veren eş ister ise mührü taşıyan kişiyi kontrol altına alabilir.Kontrol altında ki eşin gözleri mor renge dönüşür.Mühür kırılmak istenirse Mor Nefes kanına mensup bir cadı bulunması gerekir.Bu işlem içşn efendi konumunda olan eşin rızası gerekir."
"Chan!"
Yerinmden silkindiğimde arkadaşımın endişeli gözler ile bana baktığını gördüö.
"Ne oldu?"
"Çıkacağız seni bekliyoruz."
Arkadaşımı onaylayıp omzundan itekliyerek dışarı kovmuştum daha sonra.Dolabımı açıp içine biraz göz gezdirdim.
"Ben bu kadar koyumuydum ya?"
Dolap resmen siyahtın.Simsiyah!Oflayarak dolaba bir süre daha göz gezdirip basit bir kombin yaptım.Aniden aklıma sabah ki çocuğunda orada olacağı geldi.Tetiklenme riskini göze alamazdım.Dolabının alt köşesinde duran mavi lensleride gözlerime yerleştirip aynı renk saçlarımı karıştırdım.
Yalan yok.Boya yapmayı seviyordum ve bu sefer ki tercihim mavi renkten yana olmuştu.
Hazırlanıp aşağı indiğimde bizimkilerin nazır olduğunu gördüm.Birbirimize bulaşarak dışarı çıktık ve yan evin bahçesine geçtik.
Uzunca bir tanışma faslı sonrası sabah Changbine çarpan çocuğun Seungmin ile kardeş olduğunu öğrenmiştik.Yanlarında sabah ki iki kız dışında birde çocuk vardı.
Ortada dönen sohbete ara ara katılıp bana olanları çözmeye çalışıyordum.
Ancak hiç beklemediğimiz şey aniden masanın tepesinde açılan geçit ve masaya düşen beden olmuştu.Hepimiz şaşkınlık ile bakarken masadan başını ovuşturarak kalkmış ve şaşkın bakışlarla etrafa bakmıştı.
"JİNNİE!"
🥀
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fairytail/'Minsung
FanfictionDünya 5 ırk arasında bölünmüş bir haldeydi; Vampirler Kurtlar Cadılar Element Kullanıcıları Ve insanlar... Bu ırklar arasında haaytta kalmaya çalışan sevgili kardeş ve ruh eşi olan 8 kişi. Shipler etiketçerdeeir