28.

1.1K 203 59
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Hi Gays

*

Şokun verdiği ağırlık, irislerine yansıdığında yüzünde ki ifadesizlik büyük bir ölçekte, karşısında ki hyunguna çarpıyordu. Kalbi heyecanla titreşiyor, parmak uçları kanında ki adrenalin eseriyle bir uyuşma içerisinde kasılıyordu.

"Sizin burada ne işiniz var?" dedi Taehyung, sevgilisinin yanında iri göğsünü gererek. Bakışları Jungkook'un aksine daha sertti.

"Tanışıyor musunuz?" dedi Soobin şaşkın harelerini her iki bedende gezdirerek.

"Abim ve onun arkadaşları" dedi Jungkook, gözlerini Yoongi'nin üzerinden ayırmadan. Daha sonra yokluğunu hissettiği diğer iki bedenle, kaşlarını endişeyle çattı.

"Jimin ve Namjoon hyung nerede?" dedi sesinde ki endişeyi saklamadan. Kalbi korkuyla göğüs kafesine büyük bir darbe attı ve baştan aşağıya bir elektriklenme yayıldı vücudunda.

"Onları yanımızdan ayırdılar" diyip işaret parmağıyla Soobin'i gösterdiğinde, Jungkook anlık olarak bir soluk bıraktı dudaklarının arasından. Tanrıya şükür buradaydılar ve güvendelerdi.

"Bir hafta pazarcıların elindelermiş." dedi Soobin, arkadaşlarını nerede bulduğunu belirttiğinde. Jungkook ise duyduğu cümle ile telaşla yerinde kasıldı. Bir hafta boyunca pazarcıların elinde olmak ölüm gibi bir şeydi. Ki arkadaşlarının yüzüne bakarakta, o bir haftanın nasıl geçtiğini anlayabilirdi.

"Jungkook, iyisin" dedi Yoongi dolu gözlerinin altından. Kardeşini ilk kaybettiği anı hatırladıkça hüngür hüngür ağlayası geliyordu. O sabahın zehri hala damarlarındaydı. Ve nasıl apar topar laboratuvarı terk ettiler hiçbir fikri yoktu. O an tek amacı kardeşini bulmaktı ki en sonunda bazı zorlu şeylerden sonra kardeşini bulmayı becerebilmişti.

"Hyung" dedi Jungkook dudaklarının arasından küçük bir hıçkırık bırakarak. Daha sonra bu yoğun duygu seline dayanamayıp, kollarını hyungunun boynuna doladı. Uzun düz saçlarını kavrayarak omzuna yasladı. Yoongi ise hıçkırıklarını artık durduramıyordu. Öyle içli içli ağlıyordu ki Jungkook bu hıçkırıklara dayanamamıştı. Buğulanan göz yaşlarının altından sımsıkı sarılarak, hyunguna olan özlemini dindirmeye çalışıyordu.

"Çok özür dilerim Jungkook. Çok özür dilerim." dedi içli soluklarının arasından zar zor konuştuğunda. Jungkook ise bu cümlesiyle, dişlerini dudaklarına sapladı. Göğsünde büyük bir ağırlık vardı ve bu ağırlık baş edilecek gibi görünmüyordu. Canı yanmıştı. İçinde ki sızı canını yakıyordu.

Z-Love / Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin