Zil çaldı. Uykulu olan Ardley gözlerini ovuşturarak kapıya doğru yöneldi. Sessizce açtı ve pelerin takmış yüzünüde kapşonla örtmüş bir kadın vardı.
Kapşonunu kaldırdı ve...
-Melodi! Diye bağırdı Ardley.
+Şşş! Diyerek Ardley'nin ağzını kapadı ve elinden tutarak koşmaya başladı.Tüm bu olanlara bir anlam veremeyen Ardley, Melodiyi durdurdu.
-Fazla zamanımız yok haydi. Dedi Melodi. Ve çekiştirmeye başladı.
+Melodi! Ne olduğunu söylemeden hiçbir yere kıpırdamayacağım.
-Bak beni yakaladılar ve bir şey daha var seni kullanarak 6 da lav sahasına götürecekler. Haydi çabuk ol!
+Melodi saçmalamayı kes daha bugün bana ne kadar iyilik yaptıklarını anlatamam.
-Ardley anlamıyor musun sana güven vermeye çalışıyorlar.
+Melodi daha fazla saçmalık duymak istemiyorum. Seni soğukta mı çalıştırdılar. Başını üşütmüş olmalısın! Deyip evine doğru gitti Ardley.Melodi ortada kalakalmıştı. Pelerinini yere attı ve oturarak ağlamaya başladı yeşil gözlerinden akan her yaş uzun kumral saçlarını ıslatıyordu. Onun için ne kadar zahmete girdiğinden haberi var mıydı? Ve ona inanmamıştı. Aama bu bu haksızlık diye düşündü.
Kendine gelince olduğu yerden kalktı ve tek başına yoluna devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sırlarla Dolu Oda
PertualanganKaranlık bir zindandı burası geçmişine ve geleceğine hapsedilmiş durumdaydı.