#Brian#
Hayley i eve biraktiktan sonra anneme olanlari uygun bir sekilde anlatmak icin eve gidiyordum.. Ancak bu taki babamin arayıp Mark ile gerekli tüm ayarlamaları yaptıklarını ve kimsenin goremeycegi sekilde Amanda yi almak icin on dakika icinde hastanenin arka kapisinda hazir beklememi soyleyene kadardi.. Bende direkt yonumu değiştirip hastaneye doğru arabayı suruyordum.. Tanrı yardim etmiş olacak ki sehirden fazla uzaklasmamistim henuz.. Hazir aklimdayken icimden Yüce Gina ya sukurlerimi iletip ve bu zorlu gecede bizi yalniz bırakmaması icin içimden dualar yagdiriyordum. Gerci bu gece bizi yalniz birakmayacagindan adim gibi eminidim. Babaminda hep dedigi gibi biz kimi kullari gibi bize bahşettiği bu yetenekleri ve Tanrıça mizi hice sayip karanlik tarafi secmemis yada kötüye kullanmamistik. Tersine onun asil sabrinin ve kudretinin farkinda olup hep ona layik iyi birer kul olmaya calismistik.. O çok hakkaniyetli ve özel bir Tanrıça idi. Bunun gayette iyi bilincindeydik.
Karanlığın etrafı sarma düşüncesi yarasaadam genlerimi tetiklese ve dunusumu çok istesemde, bugun bunun olabildiğince geç olması gerekiyordu. Kardeşim için gerekirse ölümle bile sonuçlansa donusumu elimden geldiğince erteleyecektim. Amanda yı zorlu geçecek olan bu ilk dönüşümünü daha rahat atlatmasi için onu zamanında mağaraya ulaştırmak şarttı çünkü.. Bunuda ancak henüz insan bedenindeyken yapabilirdim.
Bezgin hallerinden işten yeni çıktıkları belli olan kızlı erkekli bir grubu geçtikten sonra, hastaneye giden yokustan inerek babami aradım. "Baba ben birazdan hastanenin arka kapısında hazır bekliyor olacagim. Siz naptiniz halledebildiniz mi?" dedim."Evet Mark tüm gerekli ayarlamalari yaptı Amanda yı kayitlarda hiç buraya gelmemiş gibi gösterecek. " dedi. "İyi o zaman ben hastaneye girdim şimdi" dedim. Güvenliği geçip otopark bölümünde çöp atma kapısı da olarak kullanılan kapiyi buldum. Hastanenin mutfağıyla özel bir bağlantısı olduğu bariz olan bu hafif paslı demir kapıya doğru yanastırmaya çalıştım arabayı.. Arabanın arkasını kapıyla arasında birkaç metre kalacak şekilde parkedip indim. Arka kapısını açıp hazır bekleterek babamların cikmasini bekledim. Birkaç dakika geçmişti ancak ne kapıdan çıkan birinden nede etrafta benden başka dolanan hiç kimse yoktu. Kapıya doğru gidip dışarıdan da açılıyor mu diye bir denemek istedim.. Vargucumle itmeme rağmen hiçbir hareket olmadı kapıda.. Kulağımi kapıya dayayip arka taraftan ses var mi diye baktım ancak hiç ses çıkmıyordu.. Daha fazla dayanamayıp telefonu çıkarıp baba mi aradım yeniden. " Ya baba nerdesiniz siz Tanrı aşkına? " dedim kendimi tutamayarak. Babam "Sorma Brian morg bekçisi son anda cesetlerden birisinin kayıp olduğunu farketmiş. Mark onu halletmeye gitti. Bana da Amanda ile bırlıkte bilmediğim bu garip kokan odada beklememi söyledi." dedi bıkkın çıkan bir ses tonuyla. "Kahretsin bir bu eksikti. Tam olarak nerde olduğunuzu bilmiyor musun yanı?" dedim. Ancak babamin konuşmasina fırsat kalmadan hastanenin her yerinde yankılanan ve acil bir durum olduğunu adeta haykıran alarm sistemi birden devreye girmişti.. "Hayır sadece Mark in yolu yariladigimizi söylediğini hatırlıyorum... Lanet olası bu seste ne böyle?" dedi sinirlenerek sözlerini kesen alarm sistemine.. Sözlerini zar zor duyabiliyordum artık "Sanirim Mark bu sefer halledemedi..." dedi. Hastanedeki kosturmalar ve hareketler babamin sesini bastırmış hiçbirşey duyamiyordum...
"Baba şuan çıkmayı denemezsen bir daha asla cikamazsiniz ordan. Hastane alarmla birlikte güvenliğini on katına çıkaracaktır." dedim babamin sesimi duymasını umarak. Babam "Farkındayım bunun elbette. Mark in bildiği birşey olacak ki beklememi istedi." dedi. Sinirlenerek "Mark i boşver sen baba Amanda nin dönüşümü söz konusu şuan." dedim. Babam "Haklisin galiba ben fırsatını bulduğum anda çıkacağım buradan" biraz bekledikten sonra zar zor duyduğum sesiyle "hatta şimdi çıkıyoruz biz" dedi babam. "Bende geleyim mi yardiminiza baba?" dedim. "Ben bile tam olarak nerde olduğunuzu bilmiyorum nasıl geleceksinki?" dedi. Hastanenin her yerinde yankılanan alarm sesi hastane de beklenmedik acil bir durum olduğunu tüm şehre iletmek istercesine ötuyordu. Babam " Amanda ile ciktik odadan simdi çıktik pek bir hareket yok henüz burda" dedi. "Kimse var mi ortalıkta?" dedim. Babam "Koridor da koşturan birkaç hemşireden başka kimse yok gibi... Lanet olası o kapiyida nasıl bulcam şimdi" dedi atarlanarak. Babamin Amanda ile birlikte etrafında çıkacak bir çıkış kapısı bulma umuduyla sağa sola bakindigini adeta görür gibiydim. Ben "Hastanenin mutfağınin yakınlarında olmalı oraya gelin hemen" dedim. Babam "Tamam sen telefonu kapat Brian nasıl geleceğimizi biliyorum galiba" dedi ve birşey dememe fırsat bırakmadan kapadı telefonu.
Paslı demir kapının önünde arabanın arka kapısını açık bir halde babamin Amanda ile birilikte çıkmasını bekliyordum. Bekleyememek demek daha uygun olurdu aslında adrenalin ve heyecan karışımı bir duyguyla sağa sola gelip gidiyordum. Yerinde sabit durmak çok zordu. Ya babam beceremez de zamaninda cikmazsa! Ya son anda onlari fark eden biri olursa ne olcakati? Gibi sorular dönüyordu kafamda. Bu kadar geciktiklerine göre kesin yakalanmış olmalilardi. Ah Yüce Gina lütfen karanlık bir örtü gibi üzerlerine çök ve herkesten sakla onları lütfen. Kimseler göremeden zamanında gelsinler. Hissediyorum bu gece burda bizimlesin, bizi yalnız birakmayacagindan en ufak bir şüphem bile yoktu zaten. Amanda nin yaşamasını en az sende bizim kadar istiyorsun. Biz Morgan' larin soyunu devam ettirecek tek kişi o çünkü. Kapının diğer tarafında yaklaşan ayak sesleri dusuncelerimi bolmeme neden oldu. Kapıya doğru koşup iki elimle birlikte kapıya vurarak "Baba siz misiniz oradaki?" dedim. Karşı taraftan herhangi bir cevap gelmeyince tekrar bağırarak vurdum " Baba sen misin?" dedim hayalkırıklığı ile.. Sesler daha da yakınlaşmış ve biri arka taraftan kapıyı açmaya çalışıyordu. Arka taraftaki sürgüyu açmış olmasına rağmen kapıda açılma gibi bir şey olmadı. Diğer taraftaki ses "Brian sürgüyu açtım ben ama hala açılmadı bu kapı.. Lanet olsun sıkışmış olmalı" dedi. Babamin sesini duymamla içime kocaman bir ohh çekip rahatladim. "Tamam baba sen Amanda yı da al uzaklaş kapıdan ben hallederim" dedim. Birkaç adım uzaklaşıp hızla kapıya doğru koştum. Vargucumle bir tekme koymamla 'dank' diye açıldı kapı. Kapının diğer tarafında bir günde çökmüş gibi zorla ayakta duran babam ve hemen önünde tekerlekli sandalyede ise Amanda nin bedeni duruyordu. Babama doğru gidip kendimi tutamayarak sarildim."İyisiniz demi baba?" dedim. "Yüce Gina ya şükürler olsun ki iyiyiz. Biliyor musun Brian o kalabalık içinde sanki biri bizi saklamış gibi bize bakanlar bile göremiyor gibiydiler." Babamin heyecanla konuşmasını ve parıldayan gözlerini hayranlıkla izliyordum. "Bizi yalnız bırakmadığını biliyordum" dedim gülümseyerek "Bu gece bizimle olcak hep" dedim. "Kesinlikle öyle olacak " dedi babam. Bedeninin şimdiden dönüşümü reddettmesinden korkuyorum " dedi. Amanda yı göstererek. Ben "Hayır Amanda yı tanimiyormus gibi konuşuyorsun. O çok güçlü biri.. Tüm bunları atlatacagindan eminim ben" dedim. Babam "Biliyorum Brian şimdi vakit kaybetmeden Amanda yı uzaklastiralim buradan hemen" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Kanatları Serisi : Dönüşüm
FantasyAmanda Morgan 19 yasında Boston da ailesi ve arkadaşlari ile guzel bir hayati olan, okulda son derece popülerliği olan mükemmel bir hayatı vardı taaa ki o geceye kadar.. Nefret ettiği Erin in yeniden arkadaş olma partisi verdiği o geceye kadar.. Çok...