Ben sonumun ne olduğunu merak ettiğim için yaşıyorum.Yılmayışım içimdeki umudun tükenmemesine bağlı. Ben umut etmeyi hiç bırakmadım. Belki bir gün işler tam istediğim gibi olabilir. Annem küçükken bana "Cesaretli ol, umudunu sakın kaybetme ve hep gülümse." demişti. O kazada öldüğünden beri dediklerinin hepsini yapıyorum. Adımı çok doğru seçmişsin anne. Seni seviyorum.
.........
Bugün pazartesi. Lise son sınıf olduğumuz için herkes endişeli ya da heyecanlı. Ben ikisini bir arada yaşıyorum. Ama heyecan ağır basıyo tabi. Bunun nedeni altı senedir aşık olduğum kişinin, yani Utku'nun bizim koleje nakil olması. Bir saat sonra servis gelecek ve ben hâlâ tam olarak hazır değilim. Önce hızlı bir şekilde duşumu alıp, saçlarımı kuruladıktan sonra özenle formamı giydim. Daha saçlarımı yapmadan bile güzel görünüyordum. Formamız gerçekten harika seçilmişti. Formamızla bile diğer liselerden üstündük. Saçlarıma ellerimle şekil verdikten sonra bir kutu parfümü resmen Utku için üzerime dökmüştüm. Hafif bir şekilde makyajımı yaptıktan sonra çantamı aldığım gibi merdivenlerden hızla inip, mutfağa Ece teyzenin yanına geldim. Bu kadın işini biliyirdu. Elinin lezzeti harikaydı. Bana yine her zamanki gibi şahane bir kahvaltı hazırlamıştı. Hemen yanına gelerek "Yine döktürmüşsün Ece Sultan, günaydın." dedim. O da bana " Günaydı tatlım." dedi. Annem ben yedinci sınıfı bitirdiğimde trafik kazasında hayatını kaybetmişti. O gün aklıma her geldiğinde kalbimde dayanılmaz bir acı oluşuyor. Daha doğrusu o acı orda hep sabit. Sadece annemle ilgili bir şey olduğunda o acı daha da belirginleşiyor. Babamsa o günden beri kendini fazlasıyla işine verdi. İki aydan beri de Fransa'da. Daha altı ay Fransa' da kalacak ve ben annemin acısı yetmiyormuş gibi bir de babamın yüzüne hasret kaldım. Neyse ki Ece Sultan annemin ölümünden sonra elinden geldiği kadar annemin yokluğunu hissettirmemeye çalışıyor. Başarıyor da, en azından acım hafifliyor. Onu da en az annemi sevdiğim kadar seviyorum. Ben kahvaltıda düşüncelerimle boğuşup kahvemi beklerken Ece Sultan da yanağıma küçük bir öpücük kondurup kahvemi önüme koyduktan sonra "Dalmışsın yine küçük hanım, anneni düşünüyordun değil mi?" dedi. Ben de mırıltılı bir ses çıkarıp kahvemden bir yudum aldım. Servisin gelmesine yarım saat kalmıştı.Ece Sultan bana kahvemi hızlı bitirmemi işaret etti. Bende kahveyi kafama dikip servisi beklemek için bahçeye koştum. Okul müdürümüz özel şöförlerimizle (ya da bazıları motorlarıyla geliyordu) gelmeyi yasakladığından okula servislerle gelip gidiyorduk. Ben servisi beklerken Ece Sultan kapıdan çıkıp bana doğru gelerek "Bir öpücük bile vermedin Umut." dedi. Ben de özür dileyerek hemen yanağını öptüm. Sonra o da benim yanağımı öpüp "İyi dersler tatlım."dedi. Ben de gülümseyerek "Saol tatlım."dedim.Onu gerçekten çok seviyorum. Servis geldiğinde Ece Sultan'a el sallayarak servise bindim.Utku diğer servislerden birindeydi.Bu duruma sinir olmuştum. Servise bindikten sonra Ege'nin gösterdiği yere Kaan'ın yanına oturdum. Bizim tayfa müdürden özel isteğimiz üzerine hep bu servisdeydi. Bizim tayfa benimle birlikte sekiz kişiden oluşuyordu. Liseye başladığımızdan beri arkadaştık. Poyraz,Ege,Kaan,Özgür, Nida,Beste,Müge ve ben. Poyraz'ın ailesinin kumsalın yakınlarında yazlık evi vardı ve her zaman orada takılırdık okul sonrası. İstediğimizi yapıp kafamıza göre takılırız. Eve istediğimiz vakitte gitsek de hiçbirimizin ailesi bir şey demezdi. Bu yüzden içimiz çok rahattı. Serviste Kaan ve Ege balonlarıyla oynarken bende kalkıp Müge'nin yanına gittim. Bugün morali biraz bozuktu. "Ne oldu?"diye sorduğumda yüzünü bana çevirip "Ne olabilir ki, her zamanki gibi Kaan'la tartıştık."dedi. Bu duruma alışkın olduğumdan normal karşıladım. Gözlerimi devirip Kaan'a baktığımda o hiçbir şey olmamış gibi Ege'yle birlikte balonlarıyla oynuyordu. Tabi bu durumda Müge'nin fazlasıyla zoruna gidiyordu. Müge'ye dönüp "Peki neden tartıştınız?"dedim. "Ya şimdi ben bunun telefonunu karıştırıyordum, whatsappa girdiğimde o cadıyla konuşmalarını gördüm." O cadıdan kastı Aylin'di. Aylin'e hepimiz sinir olurduk. Benim sinir olma sebebim Aylin'in iğrenç bir kişiliğe sahip olması ve grubumuzu çekememesi, tabi bir de Utku'nun sekizinci sınıftayken ona aşık olup teklif etmesiydi. Bu kız gerçekten pisliğin tekiydi. Müge'ye "Ee devam et."dedim. O da başını sallayıp devam etti. "Kız Kaan'a resmen resmen sahilde akşam oturalım mı demiş, Kaan da olur ama inşallah Müge kızmaz demiş. Sonra ben de hemen kıza Müge'yi seviyorum ve Müge kaybetmek istediğim son insan yazdım. Kız da bu akşam sahile gelseydin düşüncelerin değişirdi. Hem sen daha önceden de benden hoslandığını söylemiştin yazdı. Ben de o öncedendi yazdım. Kız birden bire seni seviyorum dedi. Ben de Müge'yi yazdım. Sonra Kaan telefonu elimden aldı ve bunu neden yaptın dedi. Ben de yanlış bi sey mi yaptım sanki dedim. Ayrica neden buluşacaktın, ne diye kabul ettin diye bağırınca başını eğdi, bu da yetmezmiş gibi bir de özür diledi. Özrü batsın." Kaan bu sefer gerçekten sacmalamıştı. Müge'nin yerinde olsam ortalığı yıkardım. Müge sakin bi kızdı. Ama bu sefer olay büyüktü. Çünkü işin içinde Aylin vardı. Kaan hem kabul edip hemde Müge'ye soylememisti. Müge'ye göz kırpıp Kaan'ın yanına gittim. Cantamdan kalem çıkarıp balonu havada patlattığımda ikisnden de feryat sesleri yükseldi. Ben de "Çocuklaşmayın."deyip Ege'ye dil çıkardıktan sonra Kaan'a "Biraz konuşalım mı?"diye sordum. Kaan da başını salladıktan sonra ikili koltuğa oturduk. "Neden böyle bir şey yaptın?"dediğimde başını eğdi. Hata yaptığında başını hep öne eğerek konuşurdu. Bu hatasını kabullendiğini gösterirdi. "Neden?"diye tekrarladığımda "Çünkü Müge beni çok sıkıyor, ben de Müge yüzünden balkona bile çıkamıyorum. Aylin de bana sadece oturalım mı dedi. Ben Aylin'in kötü olduğunu biliyorum. Ama rahatlamaya da ihtiyacım var Umut, anladın mı şimdi nedenini?"dedi. Ben de onaylarcasına başımı salladım. O sırada okulun önündeydik. Servisten indik ve biz dört kız önde, dört erkek arkada okula havalı bir giriş yapmıştık, bence. Kalbim çok hızlı atmaya başlamıştı daha şimdiden. Sınıfa geldiğimizde Utku'yu gördüm. Hem de gülerken. Ben çocuğun gülüşüyle bile eriyip bitiyordum. Sevgili olsam sevinçten kalp krizi gecirip ölürdüm. Bu ihtimali düşünemiyordum bile. Ben sıraya Müge'yle geçtiğimde Utku yanıma gelip "Bi günaydını bile çok gördün heralde Umut kaç senelik arkadaşız."dedi. Ben de gülümseyip "Günaydın."dedim. Beni gerçekten kac seneden beri sadece arkadaşı olarak görüyordu. Ama olsun o sevmese de ben sevecektim. Hem de sonuna kadar.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUT
Genç KurguHayatta en çok istediğiniz şeye ulaştığınızı ve onu bir daha hiç kaybetmeyeceğinizi düşündüğünüz anda onu kaybetme korkusunu yaşadınız mı hiç? Her şey yolunda giderken işler sarpa sardı mı hiç hayatınızda? Aşkınızın adı bile umut olduğu halde umut e...