Niki hep yaşıtlarına göre daha olgun ve büyük gösteren biri olmuştu. Büyüdükçe bunu daha da iyi anlamıştı. Boyu çevresindeki herkese göre daha da uzundu ve bu çoğu kişiyi şoka uğratıyordu. Ama asıl insanları şoka sokan uğratan şey ise uzun boylu oğlanın yakışıklılığıydı. Bir bakanın bir kere daha bakmak istediği büyüleyici suratı ve herkesi etkileyen harika fiziği. Japonyadaki her kızın hayallerinin adamıydı o. Ama sadece görünüşten etkilenmemek gerek değil mi ? Özellikle de bu kişi zengin bir aileden geliyorsa. Nasıl olsa bütün sorunlar para ile çabucak çözülür.
Hayattan çok bir beklentisi yoktu çünkü zaten Japonya'nın en yüksek gelirli ailelerinden birinden geliyordu. Böyle bir durumda hayatın tadını çıkarmak varken çalışacak değildi ya. Onun için hergün başka bir bara gider sabaha kadar içer ve eğlenirdi. En iyi barları o bilirdi zaten çok büyük bir çevresi olduğu içinde iyice eğlenirdi. Her gün başka bir kızla takılır, keyfi ne isterse onu yapardı. Nasıl olsa para herşeyin çözümü değil mi ? Canı sıkıldığı kızın ağzını para ile susturur ve hiçbir şey olamamış gibi başka bir kıza koşardı. Bu çokta zor olmazdı nasıl olsa yakışıklı ve zengindi onun için sıraya giren bir tonla kız varken istediği gibi eğlenmek çok kolaydı .Ve bunda ki yanlışı asla fark edemezdi. Ta ki parayla sustaramadığı kız herşeyi maffedene kadar...
Bütün haberciler, gazeteler onun hakkında konuşuyordu. Japonya'nın en zengin ailesinin oğlu... Ne paralar ne de Niki' nin yakışıklı suratı medyayı susturabilmişti. Çok fazla kanıt vardı ve bu kanıtları reddetmek çok zordu. Babası da annesi de Niki' nin haptıklarımdan haberdardı tabikide ama şu zamana kadar her seferinde işi çözdüğü için Niki'yi durdurmaları gerektiren bir sorun olmamıştı. Bir şekilde kızlarla ilgilenir ve olayların medyaya düşüp aile imajlarını zedelemediğinden emin olurdu. Tek yapması gereken de buydu zaten. Ailesinin imajını korumak...
O zengin dedikleri aile sadece lafta bir aileydi. Eşini çok kez aldatan baba ve paradan dolayı buna göz yuman daha doğrusu yummak zorunda kalan anne, sinirlenince veya sarhoşken sürekli şiddete başvuran baba ve yine buna razı gelen anne. Bu durumlar hep Niki'ye kadınların erkeklerden aşağıda olduğunu hissettirmişti. Böyle durumlarda büyüyen bir genç oğlandan başka bir şey düşünmesi de beklenemezdi zaten. Hep babasından gördüğü şeyleri yapmıştı, babası baskın karakterdi demekki erkekler böyle olmalı diye düşündü küçük oğlan büyürken. Demekki istediğim zaman şiddet uygulayabilirim ve kadın buna ses çıkaramaz diye düşündü yine.
Bardaki veya takıldığı kızlarda bunu ona kanıtlamıştı. İstediğini elde edince başka birşne geçebilmenin normal olduğunu. Tek anlamadığı şey vardı o da sevilme ve sevme duygusu. Onun yaşadığı şeyler sadece gençlik hormonlarının sebep olduğu durumlardı. Ama peki niye durduk yere bir kız bu durumu bozmuştu? Bu kızın çenesini niye parayla kapatamıyordu.
Bunu haberler yayınlanmadan 2 gün önce öğrenmişti uzun boylu oğlan.
"Al şu parayı sonra bir daha görüşmemizi gerektiren bir durum yok zaten." Dedi uzun boylu oğlan üstü giyerken yatağa doğru fırlattığı bir deste para ile.
"Ne saçmalıyorsun be. Sebepsiz yere benden mi ayrılacaksın. Bilmem farkında mısın ama 2 aydır çıkıyoruz. En azından bir açıklamayı hak ettiğimi düşünüyorum. Yanılıyor muyum?" Uzandığı yataktan yanına düşen paraları geri atarken konuşuyordu adı Soyeon olan kız.
"Yanılıyorsun. Şu zaman kadar hiçkimseye açıklama yapmadım. Sen kim oluyorsun da açıklama yapıcakmışım."
Dediği şeyden sonra odada bir gülme yankılandı.Soyeon kahkalarla gülüyordu Niki anlamsız bit bakışla kıza baktı sonra üstünü giymeye devam etti.Soyeon elde edilmesi zor bir kızdı ve Niki'nin çıktığı diğer kızlar gibi ona itaat etmemişti. Niki istediğini elde edemeyince kızı 4 kere aldatmıştı ama Soyeon bunu fark etmişti. Zaten Niki ile çıkmasının nedeni de buydu medyaya istediğini vericekti ve bu olayı burda bırakmayacaktı.
"Bence yanlış kişiye çok yanlış cevaplar veriyorsun Niki. Koreli olmam ve beni daha fazla parayla Koreye geri göndermeye çalışmanı anlamamak için salak olmam lazım."
Niki kızın dedikleriyle daha da sinirlenince bir şey demeden kapıyı vurarak odadan çıktı. Soyeon yattığı yataktan kalkarak peşinden bağırdı.
"BU İŞİN BURADA BİTECEĞİN SANIYORSAN ÇOK YANILIYORSUN NİSHİMURA RİKİ."
"Senin eğlencen yeni bitti şimdi benimki başlıyor." Bunu bağırmamıştı Soyeon. Kendi kendine konuşuyordu.Soyeon, Kore'nin en yüksek gelirli ailenin tek çocuğuydu. Hayatı Niki'nin hayatının tam tersiydi. Annesi ve babası evliliklerinin üstünden çok uzun süre geçmesine rağmen hala birbirlerine çok aşıklardı ve birbirlerine çok değer veriyorlardı. Onun için Soyeon herzaman gülme sesleri gelen bir evde sevgi ile büyütülmüş bir kızdı. Niki ile ise Japonya'ya geldiği zaman yolda karşılaşmıştı. Yalan söylemezdi Niki'nin büyüleyici bir yakışıklılığı vardı ve ilk zamanlarındaki ilgisi ile Soyeon onun hayallerindeki adam olduğunu zannetmişti. Her zaman öğlenleri birlikte date e çıkar ve çok güzel vakit geçirirlerdi. Ama Niki akşamları yok olurdu asla mesajlarına veya aramalarına bakmazdı.
Başta Soyeon bunu çok dert etmesede sonrasında canını sıkmaya başlamıştı ve onun için bir öğlen date den sonra Niki'yi takip etmişti. Ve bardaki diğer kızlardan Niki hakkında bir sürü şey öğrenmişti. Konuştuğu kızların hepsi Niki'den şikayetçiydi. Sevgili oldukları zaman gözlerini boyuyordu ama sonrasında sadece acı çeken kızlar olan kalıyorlardı.
Soyeon bundan sonra Niki hakkında daha fazla araştırma yapıp hakkında öğrenmemesi gerekenden fazla bilgi öğrenmişti ve bunu Niki'nin yanına bırakmayacağına dair kendine söz vererek bir sürü kanıt toplamaya başlamıştı. Zengin bir aileden gelmesi ona yeterince yardımcı olmuştu ama en çok yardımcı olan diğer şey ise Niki'nin de zengin ve tanınan bir aileden gelmesi idi. Bu haberlere herkes her zaman açtı değil mi ? Sonrasında ise haberleri yayınlatmış ve keyifle olanları izlemeye başlamıştı.
Bunu yapmasının altındaki neden Niki'nin değişebileceğine inanmasıydı. Öyle bir ailede kim büyürse büyüsün Niki gibi biri olucakları kesindi. Ama böyle büyümek ve böyle olmak Niki'nin tercihi miydi ? Değildi Soyeon bunu biliyordu veya öyle inanmak istediği için kendini kandırıyordu...
Uzun boylu oğlanın ihtiyacı olan tek şey hayatına yeni ve temiz bir başlangıç yapmaktı. Belki de daha uzak bir yerde, tek başına kalarak hayatını gözden geçirebilir veya doğru kişiyle tanışabilir yada en azından doğru kişilerle arkadaşlık edebilirdi. Soyeon'un istediği de buydu. Niki'nin hayatının arka planını öğrendikten sonra ve gerçek yüzünü gördüğünden beri ona karşı birşeyler hissetmiyordu. Ama acıyordu, kendini bu duruma sokmasına, kendi kendine hayatını maffetmesine ve ailesinin oğullarına gram ilgi vermemesine. Onu kurtarıcaktı. Kendi kendine girdiği o bataklıtkta onu yanlız bırakmayacak ve daha iyi bir durumda çıktığından emin olucaktı ama bunu yakınında olarak yapmıyacaktı tabikide.
Haber medyada çok yüksek ilgi gösterince ve kapatılamayacak hale gelimce gözler artık Soyeon'a da dönmeye başlamıştı. Çünkü Niki ve ailesinin yapabileceği tek seçenek ondan özür dilemek ve Soyeon'un özürü kabul ettiğinden emin olmaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
japon efsanesi 'SUNKİ
Fanfiction"Bir japon efsanesine göre; yağmurlu bir günde bir erkek bir kadına şemsiye uzatırsa kader onları sonsuza dek birbirine bağlarmış..." "Peki ya ikiside erkekse ? Efsane yinede geçerli olur muydu ?" texting x düz yazı #sunki #jaywon yan shipler: #hyun...