Yapacak bir şey yoktu. İlerlemeye başladık. Up uzun bir çölde boş boş yürüyorduk. Yanımıza ne su alabilmiştik ne yiyecek. Başıma o kadar güneş çarpmıştı ki baş ağrısından ölüyordum. Tabi çarpan güneş ise. Lucas artık topallamaya başlamıştı. En sonunda yorgunluktan yere düştü. Onu görünce bizde yere oturduk. Yaptığımız şeye çok pişmandık. Neyine Ölüm Yıldızından gidiyorduk. Sırf birileriyle tanışma merakınaydı. Yanımızda sadece silahlarımız vardı. Onla da belki bir şeyler avlardık. Gölgeye geçecek bir alanımız yoktu. Sadece çöl vardı. Kendimizi kumlara atınca direkt uykuya dalmışız. Uyandığımızda silahlarımız boş olan şu mataralarımız gitmişti. Etrafa bakmaya başladık. Tom "Hayır yaaa!!" Diye bağırdı. Tom'un baktığı yöne doğru baktık ve Jawa'lar vardı. Jawalar küçük yaratıklardı. Yaratık oldukları şüpheliydi. Çünkü yüzleri daha önce hiç görülmedi. Ne filmlerde ne de dizilerde. Gördükleri her şeyi alırlardı ve sonra devasa araçlarına koyarlardı. Aldıklarını çalmak olarak kabul etmezlerdi yani aldıkları artık onlarındı. Onlardan geri almak için takas filan yapmayı teklif ederlerdi. İstekleride baya zor istekler olurdu. Baya ilerideydiler. Zaten gitmeye değmezdi.
İç çekerek yere oturduk. Tüm eşyalarımızı almıştı. Gitsek bile bizim alamayacağımız şeyler isterlerdi. Lucas "İlerlemeye devam edelim bence" dedi. Biraz kendimize gelmeye çalıştık. Sonra yürümeye devam ettik. O kadar pişmandık ki artık ağlıyorduk. "O Amiralle konuştuğumuz âna lanet olsun" diyorduk. İleride bir ev vardı. Chris "Yoksaaa!" Diye bağırdı. Bu Luke skywalker'ın evi olabilirdi. Bir anda enerjimiz yerine geldi ve koşmaya başladık.
Evet! Bu onun eviydi. Kapıya yaklaşacakken "Hey!" Diye bir ses duyup arkamıza döndük. Döner dönmez karşımızda Luke skywalker'ı gördük. Küçük bir çocuk gibi sevinmeye başladık. O da bize anlam vermeden bakıyordu. Lucas pat diye Luke skywalker'a sarıldı. Sonra da kendine gelir gibi oldu. Lucas "Çok uzun süredir yoldayız sizi görmek çok güzel" dedi. Luke skywalker "İsterseniz içeri geçelim biraz dinlenirsiniz, yorgun gözüküyorsunuz" dedi. Bizde bu fırsatı kaçırmadan kabul ettik. Biz dinlenirken Luke skywalker bize bakıyordu. Chris tekrardan "Biliyor musun?" Dedi. Bende "KAPA çeneni" Diye bağırdım. Luke tam cevap verecekken benim bağırmama şaşırdı. Ben Luke'a dönerek "Afedersiniz, en son bu sözden sonra başımız belaya girmişti, o aklıma geldi o yüzden bağırdım" dedim. Luke "Siz baya yorgunsunuz, baya uzaktan gelmiş olmalısınız."Dedi. Lucas "Evet" Diye yanıtladı. Tom "Sizinle tanışmak güzel" dedi. Luke "Bende, İsterseniz geceyi burada geçirin." Diye yanıtladı. Bizede onaylamak düştü. Bu gerçekten harikaydı. Yani neredeyse herkesle tanışmıştık. Ama yeterli değildi. Han-solo'yu daha göremedik. Prenses Leia'yı ve Boba fett'i gördük ama tam anlamıyla tanışmadık.
Sabahleğin yola çıkacaktık. Yola çıkacakken Luke skywalker'la el sıkıştık ve ilerledik. Yanımıza şu da almıştık ve rahattık.Şimdi Ölüm Yıldızına dönmeliydik. Bizim bir tek 4 stormtroopera ihtiyacımız vardı. Neredeyse 7 saat sonra karşımıza 5 stormtrooper çıktı. Yanlarında araçları vardı. Hemen aracın arkasına geçtik. İyi Luke'dan sopa almıştık. Aracın arkasından stormtrooperların önüne önüne geçtik. Tam tabancalarını çıkaracakken kafalarına güzel bir darbe verdik aynı anda. Öldüklerinden emin olmalıydık. O yüzden sopanın sivri tarafını kullanarak kafalarına sapladık. Zırhları üzerimize geçirdik. Bir zırh boşta kalmıştı. Ona dokunmadık. Şimdi telsizi çıkarıp Ölüm Yıldızına bildirim verecektim. Telsizden "gelişme var mı?" Diye ses geldi. Bende "Evet var. 4 kaçağı bulduk. Bulduğumuzda ölüydüler. Galiba Tuskenlar tarafından öldürülmüşler. Burada yapacak işimiz kalmadı. Geri dönüyoruz." Dedim. Telsizden "Tamamdır" Diye ses geldi. Biz Ölüm Yıldızına başka stormtrooperlar olarak dönecektik.
⚡️⚡️⚡️⚡️⚡️⚡️⚡️⚡️⚡️⚡️⚡️⚡️⚡️
Evet bu bölümünde sonuna geldik. Umarım
"GÜÇ SİZİNLE OLSUN"