kurabiye

185 22 21
                                    


Soobin'in POV'u

Kulağımdaki telefondan gelen çaldırı sesini dikkatlice dinliyor ve Yeonjun'un açmasını bekliyordum. Yeonjun geleceğini söylemişti, fakat aradan uzun zaman geçmesine ramen hala görünürde yoktu ve mesaj da atmamıştı. Telefon açıldığı an 'efendim' bile demesine fırsat bırakmadan lafa atladım.

"Yeonjun! Neredesin? İyi misin, trafik mi var? Bir şey mi oldu yoksa? Gelip alayım mı seni? Evden çıktın mı?"

Onun gecikmesi, 'kesin başına bir şey geldi' düşüncesinin kafamda daha çok dolanmasına sebep olduğu için korkmuştum. Bu korkumdan dolayı da üst üste ve çok hızlı bir şekilde sorular yöneltmiş, sözlerim bittikten sonra da cevap vermesini beklemiştim

"Soobin, merak etme iyiyim. Caddede kaza olmuş gibi duruyor, yol tıkanıktı... Ama geliyorum, birazdan oradayım!"

Duyduklarımla rahatlayarak ne zamandır tuttuğumu bilmediğim nefesimi verdim. Başına bir şey gelme olasılığı beni çok korkutmuştu ve iyi olduğunu bilmek iyi gelmişti.

"Peki, acele etmene gerek yok, dikkatli sür yeter. Biz bekleriz seni."

Sözlerime kıkırdadı ve cevap verdi siyah saçlı.

"Merak etme çok bekletmeyeceğim, mahalleye geldim bile."

Dediklerini duyduğum gibi hemen cama koştum ve yaklaşan arabayı izledim, gerçekten de gelmişti.

"Tamam, hadi kapatıyorum canım. İçeri girebilmesi için kapıyı açmamız gereken bir misafirimiz var, kendileri çok özletti de biraz acelem var o yüzden."

Benim söylediklerime kıkırdamış ve tamam diyerek telefonu kapatmıştı, arabayı park ettiğini görebiliyordum.

"Hari!! Junnie geldi!"

Onun adını duymasıyla kapının önünde bitmesi bir olmuştu, ne yazık ki o da Choi Yeonjun etkisine kurban gitmişti benim gibi. Adını duyduğu an ağzı kulaklarına varıyordu küçüğümün. Yeonjun ile aramızda olanları öğrendiğinde pek üzüleceğini düşünmüyordum ve bu çok rahatlatıyordu içimi. Annesini hiç görememişti ve ben onu şu yaşına kadar tek büyütmüştüm. Daha önce hiç çıktığım veya görüştüğüm biri olmamıştı fakat şu an Yeonjun vardı ve kızım da benim kadar Yeonjun'a hayrandı.

"Junniee!! Çok özledim onu babacığım! O da bizimle kurabiye yapsın bugün, lüüütfeeennn~"

Duyduklarıma güldüm ve kafasını severek konuştum.

"Eğer Junnie yorgun hissetmiyorsa yapabiliriz tabii ki, ama ne konuştuk? Zorlamak yok, tamam mı?"

Usulca kafasını sallayışını izledim küçüğümün. Yeonjun ile beraber kurabiye yapmayı çok istiyordu ve iki gün boyunca başımın etini yemişti resmen. Onunla daha önce kafede geçirdiği vakitten sonra yeniden tatlı yapmak istediğini söyleyip durmuştu ve ben de başta Yeonjun'u rahatsız etmemek için beraber kurabiye yaparız demiştim.

Biz konuşurken kapımız da sonuna kadar açıktı, Yeonjun'un gelmesini bekliyorduk. Son sözlerimden sonra kapıdan, 3 saattir yeniden duymak için can attığım sesi duydum.

"İstediği kadar zorlayabilir, zaten ben ilk dediği an kabul ederim ki onun isteklerini babası~"

Duyduğum sesle gülümseyerek kapıya döndüm.

"Hoş geldin, Junnie. Onu böyle şımartmamalısın... Çok ısrarcı olabiliyor bazen ve insanları bir şeyi yapmaları için zorlayamayacağını öğrenmeli."

Gülümseyerek dediklerime kıkırdamış ve ayakkabılarını çıkarıp içeri girmişti. Hari, benden önce davranıp Yeonjun'un kollarına atlamıştı hemen.

Gym | yeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin