Borderline|Taekook

scream

pekala şimdilik her hafta dört bölüm şeklinde planladım ve korkmayın her hafta kusursuz bir biçimde gelecek eğer hemen bitsin istersem bazen fazla bölümde atarım god knows dhjsjdnd

bu sefer ki biraz daha sert bir konu ama çokta değil yani

ha bir de borderline'ı bazı noktalarda kendime göre şekillendirdim yani bu böyle değil derseniz biliyorumdur teşekkürler:)

ve kim brothers tekrardan bizimle
konuyu anatomy'nin tam tersi gibi düşünebilirsiniz

iyi okumalarr

Kim Taehyung.

Karşısında gözüne kestirdiği çocuğu izlerken verdiği aşırı tepkinin farkında değildi. Ona hayranlık dolu bakışlarını gizlemeyi bırak görsün diye elinden geleni yapıyor gibiydi. Beyaz teni, siyah saçları ve büyük gözleriyle kötü çocuk tavrının aksine sevimli duruyordu. Tabii duruşundan ve ona bakışından çokta sevimli olmadığını fark etmesi kısa sürmüştü. Siyah, bol ve kısa kollu olan tişörtünün izin verdiği kadar belli olan dövme kaplı sağ kolu onda heyecan uyandırmıştı. Dudağındaki ve kaşındaki piercingler, bol küpenin bulunduğu kulağı aradığı adamı ona anlatıyordu. O gerçekten belalı bir tipe benzerken ve fakültenin önüne motoruyla yanaşmışken neden tam da aradığı tip olmayacaktı ki?

"Çek gözlerini çocuktan buraya bakıyor." dedi Yoongi kolunu sıkıca tutup onu kendine çevirmeye çalışırken. Amaç zaten dikkatini çekmekti. Giyiminden dahi belli olurken ne yapacaktı ki? Taehyung dikkat çekmeye bayılırdı ama o, orospu çocuğu bakmayı bırak gözünü bile değdirmemişti. "Baksana tam benim tipim." dedi gülümseyerek. Yoongi sertçe yutkundu ve başını kaldırıp karşısındaki çocuğa baktı. Bu tarafa kitlenmişti ve dayak yemeyeceklerinin garantisi yok gibiydi. İki gün önce bebek gibi herifin tekine tam benim tipim derken şimdi belalı gözüken bu herife tam benim tipim demesi şaşırdığı bir şey değildi. Kim Taehyung hep böyleydi. Her zaman birilerini gözüne kestirirdi. Yüz vermeseler bile onları bir şekilde elde ederdi ve sonra tekmeyi basardı. Terk edilmekten korktuğu kadar bu dünya da başka hiçbir şeyden korkmuyordu. O yüzden onlardan önce davranıyordu ve işi bitirip hayatına bakıyordu. Aşık olmak kitabında yoktu bile.

"Tipin olsa ne olur? Sanki yarın değişmeyecekmiş gibi. " dedi Yoongi sigarasının izmaritini ponun önüne atıp dikkatini başka yöne çekmeye çalışırken. Tahmin ettiği gibi gözleri artık onun kendisinin üzerindeydi. "Bu sefer değişmeyecek gibi." dedi gülümseyerek yeniden çocuğa dönerken. Yoongi'nin korktuğu başına gelirken ofladı ve buraya doğru gelen çocuğa yapacağı açıklamayı düşünmeye başladı çünkü analarını sikmekten beter edecekmiş gibi bir öfkeyle yanlarına geliyordu. Taehyung ise hala oturduğu yerde gülümsüyordu ve onun yeri titreten adımlarına hayranlık duyuyordu. Tam tepesinde dikildiğinde başını kaldırıp gülümsemeye devam etti. "O sıfatının belasını sikerim çek gözlerini üzerimden."

Ses tonu bile güzeldi. Taehyung ayağa kalkıp boylarını ölçtüğünde aynı boyda olduklarını anlamıştı ve hoşuna gitmişti. Yoongi olası bir kavga için tetikte beklerken sessizdi çünkü mevzuya karışırsa daha büyük sorun çıkacağını biliyordu. Reddedilirse Yoongi'nin başı ağrıyacaktı. "Yaratıcı olduğunu tahmin etmiştim ancak... aşık olacağın yüz hakkında böyle konuşman hiç hoş değil. " dediğinde Yoongi oflayıp işaret ve baş parmağıyla burun kemiğini ovalamıştı. Çocuk homofobikse asıl olay o zaman patlayacaktı.

Öfkeyle "Sıfatınla beraber seni de sikmem için mi öyle bakıyordun?" dediğinde ikisi de kahkahalarla gülmeye başlamıştı. Yoongi, birazdan yaşanacak olan trajik olaylar için gülüyordu. Taehyung ise onun altta olacağını düşünmesine gülüyordu. Karşısındaki çocuk iyice öfkelenip onu omuzlarından sertçe ittirdiğinde Taehyung kalktığı yere yeniden oturmuştu. Yüzleri şimdi birbirine daha yakındı ve hiç sağlıklı bir durum değildi. Dişlerinin arasından "Ne gülüyorsun orospu çocuğu?" dediğin Taehyung gülmeyi kesmişti. Oturduğu yerde dikleşti ve gözlerinin içine baktı.