yalan yok... borderline harbiden elimde patladı gibi ama toparlamaya çalışıyorum sjshkdld korktuğum şey başıma geldi ve kararsızlık yüzünden tam bir aydır bundan sonraki bölümü yazamıyordum ama sanırım artık karar verdim
ha bu arada yoonmin işi karışacak ama namjin birkaç bölüm sonra toparlayacak ehe
"Gelme peşimden." diye mırıldandı Park Jimin. Ettikleri kavgadan sonra Min Yoongi arkadaşının ona haber vermesiyle Jimin'i her zaman gittiği mekanda bulmuştu. Ona öyle sert çıkıştıktan bir dakika sonra kalbi bildiğin sıkışmıştı. Kendi böyle hissettiyse Jimin ne yapıyor diye düşünmekten uyuyamamıştı ve tam da bunun üstüne arkadaşı ona mesaj atmıştı.
"Bebeğim özür dilerim. Gel konuşalım hadi." dedi Yoongi onu belinden kavrayıp yakalarken. Issız olan sokakta Jimin onu öldürse birileri görür müydü acaba? "Bırak beni. Sonra konuşuruz bırak, lütfen." dedi ağlamaklı bir şekilde. Söylediklerinin arkasındaydı ama Yoongi'nin tarafından bakamadığını fark edince oldukça üzülmüştü. Bu da bu hale gelmesi için yeterli bir sebepti işte.
"Bana kırgın olmanı istemiyorum ama onu ne yapacağız?" dedi sırtını göğsüne yaslarken. Jimin karnına sarılan kolları tutmuştu ve ağlamamak için alt dudağını dişlemişti. Aslında bu ona verebileceği son haktı. Zor durumda olduğunun farkındaydı ama yanında olduğunda da aynı şeyler devam ederse aşkı falan umrunda olmazdı. Böyle yaşayacağına hiç yaşamazdı daha iyiydi. "Ben de senin bana kırgın olmanı istemiyorum." dedi güçlü tutmaya çalıştığı ses tonuyla. Biraz daha tutamazsa kendini çok kötü ağlayacaktı.
Yoongi dudaklarını onun ensesinde ve omzunda gezdirip yumuşak bir ses tonuyla "Değilim güzelim. Sana asla kırgın değilim. Haklısın ve ben sana bunları söylediğim için çok üzgünüm. Biliyorum üzgün olmak söylediklerimi düzeltmiyor ama yapabilecek başka hiçbir şeyim yok. En azından şu anlık." dediğinde Jimin dolu gözleriyle başını arkaya çevirip ona bakmıştı. Sonra dolgun dudaklarına kapanan ince dudaklar bildiğin omuzlarından koca bir yük kalkmasını sağlamıştı. Jimin kollarının arasından çıkmayıp ona döndü ve kollarını boynuna sardı. Onu o kadar büyük bir aşkla öpüyordu ki Yoongi gülmemek için kendini işine kaptırmaya çalışıyordu. Islak sesleri sokakta yankılanırken Yoongi elini onun kalçasına doğru indirdi ve bedenini kendi bedenine yasladı. Jimin biraz daha cüretkar davranıp penisini onunkine sürttüğünde Yoongi inleyerek ondan ayrılmıştı. Sokağın ortasında bir ereksiyonla uğraşmak istediğini söyleyemezdi.
"Mmh... biraz daha." dedi Jimin dudaklarını büzerek. Yeniden dudaklarını birleştirdiğinde bu sefer daha çok öpücüklerini sıralıyordu. Yanaklarını tek eliyle sıkıp dilini diliyle buluşturduğunda Yoongi onun saçlarına asıldı ve dudaklarından ayrılmasını sağladı. Dili işin içine girdiği için ıslak bir ayrılma sesi çıkmıştı ve dudaklarının arasında tükürükten bir köprü oluşmasını sağlamıştı. Yoongi açlıkla o tükürüğü kaptı ve Jimin dudaklarını yalayıp peş peşe birkaç öpücük kondurdu. Evde olsaydılar saatlerce onu öperdi.
"Yoongi... lütfen biraz daha." diye mızmızlandı Jimin ona uzanırken ama Yoongi gülerek onu durdurdu. "Bebeğim dışardayız. Sikim kalktı ve biraz daha öpüşürsek arabanın arkasını kullanmak zorunda kalacağız." dediğinde Jimin kıkırdamıştı. Öpüşmeyle bile onda yarattığı etkiye bayılıyordu.
"Mm evet zorunda kalalım..."
"Hmm... sonra birileri görsün seni o halde ben de katil olayım değil mi?"
"Özelimiz bu kadar önemli mi senin için?" dedi Jimin onun gömleğinin yakasıyla oynarken. Yoongi onu göğsüne çekti ve çenesini başına yaslayıp saçlarını okşadı. "Sen önemlisin. Her şeyden çok önemlisin. Üzüleceksin ve yaptığın bunca emek boşa gidecek diye aklım çıkıyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Borderline|Taekook
Fanfictionsemetae ukekook taehyung borderline hastasıdır ve jungkooka kafayı takmıştır. taehyung: hayatta garip biraz her şey güzel giderken de her şeyi tepetaklak etmeye bayılıyor ne alıp veremediği varsa ama olsun bunu da hallederim hallederim değil mi? T...