jungkook's love

53 1 0
                                    

Taehyung, Jungkook'un bileklerini tek eliyle belinde birleştirmiş arabanın içinde içine hızla girerken Jungkook kendinden geçmişti. Sokakta kimse yoktu ama arabanın sallanmasından ne haltlar döndüğünü kesinlikle anlarlardı. Taehyung hırsla içine girerken "Bacaklarını biraz daha arala. Sıkışacağım." dediğinde Jungkook itiraz etmeden dediğini yapmıştı. Bugün ne onu gevşetmeye uğraşmıştı ne de yüzüne bakmıştı. Doğrusu bunu isteyen Jungkook'tu. Taehyung aniden kapıdayım yazdığı için hızlıca inmişti ve kendini bir anda altında bulmuştu işte. Parmaklarıyla onu genişleteceği sırada ise bunu istemememişti. Aklı sıra kendini cezalandırıyordu. Ona aşık olduğu için kendini cezalandırıyordu.

Kimseye kızmaya hakkı yoktu. Taehyung zaten böyleydi ve o bir an duygularının hakimi olmuştu. Olmaması gerektiğini biliyordu. Herkes onu uyarmıştı ama o... sabah aptal gibi ona 'neredeyse' aşık olduğunu söylemişti. Ne zaman olmuştu kendi de bilmiyordu. Ondan delicesine nefret ederken nasıl bir anda kalbini onun için atarken bulmuştu gerçekten bilmiyordu ama... bahsettikleri Kim Taehyung etkisi buydu sanırım. Şimdi anlıyordu işte. Diğerlerini yargılayıp nasıl aşık oldunuz diye boş yere kızdığının farkındaydı. Ama işin kötü tarafı aşık olduğu adam, beden tam arkasında acımasızca işler yapıyordu. Yoongi, Taehyung ilaçlarını kullanmayı bıraktığı için artık iyice öfke sorunu yaşadığını söylüyordu ama henüz şahit olmamıştı. Mesajlarda biraz şahit olmuştu ama seksi hep böyle yaptıkları için net olarak farkına varamıyordu.

"Neden bir siki beceremiyorsun Jungkook?" diye bağırdı Taehyung onu koltuğa yüz üstü yatırırken. Onu oraya gömmeye çalışır gibiydi. O kadar sert bir şekilde içine giriyordu ki Jungkook yalnızca adını sayıklıyordu. Vize haftasında sınavda sıralarda oturmayacağını bile bile bunu yapmasına izin veriyordu çünkü ihtiyacı vardı. Sert bir seks ona her şeyi unutturacaktı. Taehyung'un elleri saçlarına asılmıştı ve başını gömdüğü yerden kaldırmıştı. Bağırtısı ve adını haykırışları şimdi daha net duyulurken Taehyung içindeki tükenmek bilmeyen öfkeye anlam veremiyordu. Aklından geçen tek şey ona nasıl aşık olduğuydu. Kimse onu sevmezdi, sevemezdi. Bunu duyduğunda hep ilişkilerini bitirmişti ama Jungkook'u bırakamıyordu. Bunun suçlusu sanki oymuş gibi de onu darmadağın ediyordu.

"Bir daha..." dedi içine en sert vuruşunu yaparken. Jungkook boğazlarını yırtmak ister gibi bağırmıştı. Boynuna kadar acıdan kızarmıştı ve altında çırpınmıştı. Bu kadarı ikisi içinde fazlaydı ama şu an akılları pek yerinde değildi. "Sakın..." dedi yine aynısını yaptığında. Jungkook altında tepinip refleks olarak onu itmeye çalıştı ama beceremedi. Sesi çıkmıyordu çünkü hal bırakmamıştı. "Saçma sapan konuşmayacaksın!" diyip yeniden aynısını yaptığında Jungkook canının acısıyla "AH!" diye neredeyse kükrediğinde vücudu acıdan deli gibi titriyordu. Taehyung onu zapt edip içinde hareket etmeye devam ederken Jungkook yavaş olması için yalvarıyordu ama bu çok kısa sürmüştü. Taehyung içine haykırarak boşaldığında altındaki beden kesik kesik inliyordu.

Kendilerine gelmeleri uzun bir zaman almıştı. Jungkook bu akşam hiç boşalamamıştı ve böyle olmasını asla istemezdi. Her şey mahvoluyordu kendiyle birlikte. O kadar ağlamak istiyordu ki bunu onun yanında yapmak istemediği için sessiz kalmaya çalışıyordu. Taehyung şortunu giydirip onu kendine çektiğinde sırtı göğsüne yaslıydı. İlk zamanlardaki canavara dönüşmüştü ancak o zamanlar bu gururuna dokunmuyordu. Şimdi ise berbat hissetmesini sağlıyordu.

"Eve gitmem lazım." dedi Jungkook hala titriyorken. Taehyung "Hmm." diye bir ses çıkartıp burnunu saçlarına gömdü. Eli aşağılara doğru ilerleyip penisini kavradığında Jungkook öfkeyle "Bırak." diyip elini itse de Taehyung bırakmamıştı. Normalde yapmadığı bir şeyi yapıp dilini boynuna bastırdı ve dudaklarını da oralarda gezdirmeye başladı. Jungkook penisinde uzun eli izlerken ona neden izin verdiğini bilmiyordu. Boşalmaya ihtiyacı vardı işte.

Borderline|Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin