-7-

202 15 3
                                    

Sabahın erken saatlerinde uyandı İfakat. Uyku tutmamıştı. Sanki Şehmuz'u aldatıyormuş gibi hissediyordu ve büyük bir vicdan azabı çekiyordu. 

İ: saçmalama İfakat, bu onu aldatmış olduğun anlamına gelmez ki. Sadece onu daha iyi tanımaya çalışıyorsun. Sakin ol

Fakat İfakat'in içinden bir ses 'ya hala Orhan'ı unutmamışsam' diyordu. İçi içini yerken bir baktı ki güneş doğuyordu. Balkona çıktı ve derin bir nefes aldı. Havanın hafif soğukluğu tenine işleyip sakinleşmesini sağlamıştı. 

Kahvaltı saatinden 1 saat önce aşağı inmişti. Kahveyle başladı güne. Telefonuna gelen bildirim ile hemen baktı telefonuna. Şehmuz'dandı.

Ş: güneş diğerleri için sabah doğuyor,

fakat benim için sen gözlerini açtığında doğuyor, kızıl güneşim

 Bu mesajla İfakat'in yüzünde güller açmıştı adeta. Bu kadar naif sevilmeyi daha önce hiç tatmamıştı. Sanki bir rüyadaydı. Fakat biranda içine bir karanlık çöktü. 

İ: acaba sen bu adamı hakediyor musun İfakat?

Yine nefesi daralmıştı. Telefonu kapatıp sehpanın üzerine koydu. O sırada Orhan indi aşağı.

O: oo uyku tutmamış bakıyorum

İ: of Orhan uğraşma benimle

O: noldu güzelim?

'Güzelim mi, kalbim niye hızlandı şimdi? Niye karnımda kelebekler uçuşuyormuş gibi hissediyorum. Yoksa, yoksa. Hayır! Bu asla olamaz! Buna izin veremem!'

İ: doğru düzgün konuş biri duyacak şimdi

O: tamam tamam da ne olduğunu söylemeyecek misin?

İ: y-yok bir şey

O: İfakat, 30 yıldır tanıyorum seni. Bir şey olduğu çok belli. Anlat derdini belki yardımım dokunur. Yoksa Şehmuz'la mı alakalı?

İ: evet, şey yani

O: seni üzecek bir şey mi yaptı? Eh kimse benim kadar centilmen olamaz. Kıymetimi anlamışsındır artık

İ: kendi kendine gelin güvey olmaya bayılıyorsun değil mi? Ben sana öyle bir şey mi söyledim şimdi? Hem sen bana yardımcı falan da olamazsın bu saatten sonra

O: ne bu tavırlar anlamıyorum. Asıl benim sana tavır yapmam lazım değil mi? Sonuçta sizi basan benim

İ: sussana be adam! Biri duyacak!

O: madem onu bu kadar seviyorsun niye gizliyorsunuz aşkınızı?

İ: sanane be sanane 

Orhan tam bir şey diyecekken Gülgün indi aşağı.

G: aşkım erken uyanmışsın

O: evet aşkım uyku tutmadı da

İfakat sakin olmaya çalışıyordu, çünkü biliyordu ki Orhan bunu kendisini delirtmek için yapıyordu.

İ: siz ne kadar güzel bir çift olmuşsunuz ya, Maşallah

G: sağol canım, ee bazı gereksizler aradan çekilince tabii

İfakat Gülgün'ün saçını başını yolmamak için zor duruyordu. Fakat bunun kendisine yakışmayacağını biliyordu. Sinirini kendinden çıkarıyordu. Ellerini yumruk yapıp tırnaklarını avucuna batırıyordu. Orhan bunu gördü ve hoşuna gitti. İfakat'in kendisini kıskandığını bilmek hoşuna gidiyordu. Gülgün'ü kendinde çevirip dudaklarına yapıştı. İkili uzun uzun öpüştü İfakat'in gözü önünde. İfakat'in gözünden bir iki damla yaş düştü. Tırnaklarını avucuna daha da bastırdı. Sinirden gözü dönmüştü adeta. Orhan geri çekilip gülerek baktı İfakat'e. Gözleri İfakat'İn eline kaydı. Kanlar akıyordu.

HAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin