~GİRİŞ~

1.1K 36 1
                                    

                 Yazarın anlatımıyla

6 Mayıs 1998 

"Orhan,şunun güzelliğine bak."

"Sana benziyor Sibel ay gibi kusursuz."

Sibel gülümsedi.Kucağında tuttuğu yavrusuna bir kez daha baktı.Kucağın-
da tuttuğu gerçekten onun kızı mıydı? Bunu hala kavvarayamamıştı. Anlamıyordu bir türlü bir insan bu kadar güzel olabilir miydi? Annesine
benzediğini söylüyordu babası.

O esnada kapı tıklandı.'Gel' komutunu aldıktan sonra kapı açıldı.İçeri giren hemşireden başkası değildi.

"Hanımefendi,Doktor Bey sizi bugün taburcu etmeyi planlıyor.Biraz sonra burada olur.Ben serumunuzu çıkart-
mak için geldim." dedi ve gülümseyerek
Sibel'e doğru yaklaştı.

"Bebeği kuvöze koysak daha iyi olur tek kolunuzla tutamayabilirsiniz."

Sibel başını salladı ve bebeği hemşirenin ellerine bıraktı.Hemşire bebeği kuvöze koyduktan sonra arkasını dönüp Sibelin yanına geldi.
Hemşire elindeki sıvıdan bir miktar Sibel'in koluna döktükten sonra kolundaki bandı çıkarmaya başladı.

"Adını ne koymayı düşünüyorsunuz?"
diye bir soru yöneltti Sibel ve Orhan'a bakarak.

Orhan ensesini kaşıdı.

"Galiba biz işin önemli bi kısmını düşünmeyi unuttuk."

Sibel ve hemşire gülümsedi.

"Aslında ben düşündüm ama sana sormadan karar almak istemedim hayatım." dedi Sibel.

"Bebeğimizi dokuz ay karnında taşıyan sensin karıcığım.Ben bebeğimizin ismini senin koymanı istiyorum."

Sibel gülümseyerek yatağın başındaki koltukta oturan kocasının elini okşadı.
İsmi duyduğunda Orhan'ın ne tepki vereceğini çok merak ediyordu.

"Efsun." dedi Sibel.

Orhan'ın gözleri parladı. "Bebeğimiz adıyla yaşayacak karıcığım." dedi ve alnını alnına yasladı.Hemşire çoktan gitmişti.Orhan karısının alnını öptükten sonra geri çekildi.

Çok seviyordu ailesini.Onları kaybetmekten öyle korkuyordu ki..
Artık bir kızı vardı, bağrına basacağı.
Bin yıl boyunca sımsıkı sarılsa da yine doyamayacağı.

                       5 yıl sonra...

"Anne!" diye bağırdı minik Efsun kapıyı tıklarken.Bugün okula başlıyordu.Çok heyecanlıydı.Yeni arkadaşlarını,öğretmenlerini çok merak ediyordu.Sabah erkenden kalkmış şimdi de anne babasının kapısını tıklıyordu.

İçerde uyuyan babası kalktı gözlerini ovuşturarak.Yanında uyuyan güzeller güzeli karısına baktı,melek gibiydi.
Karısının saçına tüy kadar hafif bir öpücük kondurduktan sonra yataktan kalktı ve kapıya doğru yürüdü.Kapıyı açtıktan sonra kocaman yeşil gözleriyle kollarını önünde bağlamış ona bakan kızıyla göz göze geldi.

"Baba neden kalkmıyorsunuz bugün benim ilk okul günüm!"

Dudağının kenarı yukarı kıvrılırken kızını kucağına aldı ve burnuna bir
buse kondurdu."Güzelim benim,okulun saat dokuzda başlıyor ama saat daha yedi."

Kaşlarını daha da çattı Efsun.Yeşil gözlerini dikti babasının gözlerine .Dudaklarını büzerken konuştu;
"Olsun babacığım,daha kahvaltı yapacağım üstümü giyineceğim ooo iş çok."

Babası tekrardan gülümsedi."İyi madem,annen kalkana kadar bizde kahvaltıyı hazırlayalım."

Orhan kızıyla birlikte kahvaltıyı hazırladıktan sonra Sibel ile birlikte kahvaltı yaptılar.Şakalar,kahkahalar havada uçuşurken bunun birlikte ailecek olan son kahvaltılarının olduğunu bilmiyorlardı.

Efsun'a üzerini giydirdi annesi yemeğini yedikten sonra.O sırada babası da beslenmesini hazırlıyordu.
Beyaz bir elbise giymişti Efsun.Merdivenlerden annesiyle el ele inerken tezgaha yaslanmış elinde beslenme çantasıyla onları bekleyen babasını gördü.Koşup sıkıca sarıldı babasına,onu çok seviyordu.
Burnundan, yanaklarından öptü babası.

Birlikte annesi ve babasıyla el ele evden çıktı Efsun.Arabaya binip okulun yolunu tuttular.Okula vardıktan sonra arabadan indi hepsi.Annesine ve babasına sarıldı sıkıca.

"Annecim eğer bir sorun olursa öğretmenine söyle o bizi arayacak anlaştık mı?" dedi annesi ellerini kızının yanaklarına koyarak.

"Tamam anne merak etmeyin sizi seviyorum." diyerek arkasını döndü ve el sallayarak okulun kapısından içeri girdi.

Sibel ve Orhan arabaya bindi ve eve gitmeye başladılar."Sibel?" dedi Orhan karısına bakarak dalgın görünüyordu.

"Efendim?" diye yanıtladı Sibel.

"İyi misin? Dalgın gibisin."

"Sadece korkuyorum kızımızın başına bir şey gelirse diye.Keşke okulun bahçesinde bekleseydik." Yüzündeki endişeyi sözlerine yansıtırken derin bir nefes aldı.

"Hayatım merak etme kızımız çok akıllı hemen uyum sağla-"

Derken sözünü kesen karısı değil çarpıştığı tır olmuştu.O gün sadece Orhan ve Sibel'in değil Efsun'un da nefesi kesilmişti..


Merhaba!

Arkadaşlar hikaye tutarsa devam edeceğim.Öylesine yazmaya başladım.Yazım hataları olabilir.
Aldırış etmeyin !!

                                 🤍

GİRDAP Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin