9. Bölüm

3 1 0
                                    

          ~Meryemin anlatımıyla~

Bir süre sonra gölge adam ayağa kalktı ve etrafına bakındı. Beni de saçlarım öne geldiği için uyumuş gibi görünüyordum. Batu ise çoktan uyumuştu. Gölge adam herkesin uyuduğuna emin olduktan sonra ateşin gölgesine girdi ve kapıdaki ateşin gölgesinden çıktı. Ayağa kalkar kalkmaz susmam için eli ile gösterdi ve yerime geçip hiçbirşey görmemiş gibi davranmamı söyledi. Eski yerime gittim ve uymuş numarası yaptım. Gölge adam Batuyu uyandırıyordu.

Batu:N-Ne oluyor!

Gölge adam:Burdan kurtulmak istiyormusunuz?

Batu:Ne diyorsun.

Bağırır bağırmaz herkes uyandı ve gölge adam saklandı. Herkes birşeyler diyordu.

Erkut:Kim ses çıkardıysa azını burnunu dağıtacağım.

Herkes Ardayı gösterdi çünkü ardanın sesine çok benziyordu. Arda bir küfür savurduktan sonra kendisini savunmaya başladı.

Arda:Ben birşey demedim net Eda dedi.

Ben Bn birşeyler söylemek istiyordum fakat Batu benim uyuduğumu zannettiği için bana kızacaktı.

Eda:Lan ben ne dedim hem benim sesim Arda gibi kalın değil.

Ortalık karışmaya başladı. Herkes birden bire kavga etmeye başladı. Kasım, ben ve Batu hariç. Susup kavgayı izliyorduk. Birkaç dakika sonra yaşlı bir adam geldi.

Yaşlı adam:Ne gürültü bu? İnsanları rahatsız ettiğiniz yetmiyormuş gibi birde kavga mı çıkartıyorsunuz!

Yaşlı adam kavga edenleri şovalyeler gösterip ellerini zincirle bağladılar. Ardından dışarıya çıkartıp biryere götürdüler.

Bağırış sesleri geliyordu!

Kasım:Kırbaçlanıyorlar. Hem de zincirle.

Meryem:Sen nereden biliyorsun?

Sustu. Çıt bile çıkarmadı. Birden bire Batuya baktı. Batu ile aynı şeyleri yaşamış gibi görünüyordu.

Batu:Biz eskiden çok iyi arkadaştık fakat bir iftiradan dolayı arkadaşlığımız bozuldu. Bir gün Kasım ile kavga ediyorduk. O gün çok kez kırbaçlandık.

Tüylerim diken diken oldu. Birkaç saat sonra şovalyeler gitti. Gölge adam tekrardan geldi ve Batuya birşeyler dedi. Batu kafasını olumlu anlamda salladı. Gölge adam azını açtı ve cebinden bir ine çıkardı. Eliyle dilinin ucuna dokundu ve birşeyler yaptı. Ardından ise bir anahtara dönüştü.

Meryem:Vay canına çok iyi.

Kapıyı açtıktan sonra sandığı gösterdi. İçine baktık. Bizim eşyalarımız vardı. Herkes kendi eşyalarını aldıktan sonra ben küçük eşyaları çantama koydum. Sandık bittikten sonra bir kese altın gördük.

Batu:Acaba versem mi? Vermesem mi?

Kasım:Neyi?

Batu:Adam bana eğer burdan kurtulmak istersek ya değerli birşey ya altın ya da bir iş yapacağını söyledi ben ise yanımızda değerli birşey olmadığını söyledim. O ise birgün ihtiyacı olunca geleceğini söyledi.

Kasım:Bence ver.

Batu:Yok vermicem.

Meryem:Ben veririm.

Keseyi alıp gölge adama uzattım. Keseyi elimden alıp sallamaya başladı.

Gölge adam:Güzel. 16 altın. Sabah kahvaltım için güzel altın fakat ben bu keseyi o arkadaşınızın vermesini istiyorum.

Batuyu gösterdi. Hayal kırıklığı içinde Batuya baktım. Ne vardı yani adama altın verip bizi salması. Hızlı bir şekilde hücreden çıktık.

Meryem:Ben diğerleri almaya gidiyorum.

Batu:Ben geliyorum.

Kasım:Ben de geleceğim.

Batu:Kasım sen burda dur. Eşyalar bak çalınmasın.

Olumlu anlamda kafasını salladı. Hançerimi alıp hücreye girdik. Arkama baktım. Kasım geliyordu. Aldırış etmeden hızlı bir şekilde bir yere girdim. Düm düz yol vardı ve çalılıklar. Batu ile dümdüz gittik ardından Kasım düşüp yere çakılınca ses geldi. Batu ile ben hızlı bir şekilde çalılıklar saklandık. Bir şovalye çıktı ve Kasıma ok sapladı. Yere kanlar içindeydi. Bense hançerimi çıkarıp çalılıklardan yavaş yavaş çıktım ve koşa koşa hançeri şovalyenin omuzuna saplayıp aşağıya doğru indirdim acı içinde şovalye de yere sevrildi. Hemen Batu çıkıp şovalyenin ok ve yayını aldı. Bir şovalye daha çıktı. Yerde olan meşaleyi alıp okun ucunu yaktı ve şovalyeye fırlattı. O da yere serildikten sonra hızlıca içeri girdik ve içeride arkadaşlarımız vardı. Hepsi acıdan bayılmıştı. Kimisinin dersi çıkmış kimisinin sırtı kanıyordu. Hızlı bir şekilde ikişer ikişer almaya başladım ve Batu birşey dedi.

Batu:Böyle olmaz. İlaç bölümünü okumadın mı sen? Git birşeyler yap.

Meryem:Olmaz.

Batu:Bal gibi de olur.

Diye bağardı.

Meryem:Su mu var aptal! Zaten çalılık ve ağaçtan başka birşey yok.

Sustu. Hızlı bir şekilde hücreden herkesi çıkardı ve uzaklara gidip çadır kurduk. Yer kan içinde kalmıştım. Bitki alıp kendi suyumla ilaç yaptım ve ilk Kasımın yanına gittim. Onu durumu vahim idi. Birkaç saat sonra herkese ilaç verdikten sonra yattım. O kadar çok uykum vardı ki bir iki dakika içinde yattım.

Bu bölümlük bu kadar.

Büyüler & SavaşlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin