4. Bölüm

7 1 0
                                    


       ~Meryemin anlatımıyla~

Gözlerimi açtım. Yaşıyordum ama nasıl? Yanımda ilaçlar yoktu ve savaştan dolayı bitkiler de yoktu. Ayağa kalktım ve en yakınımdaki evin kapısını tıklattım.

Meryem:Merhaba. Ben savaştan geliyorum. Acaba içeride birisi varsa kapıyı açabilir mi?

Kapı açılmadı. Cama doğru gittim ve içeriye baktım mutfak ve salon vardı. İçeride kimsenin emin olduğum an cama bir yumruk geçirdim. Kırıldı... İçeriye girerken ayağımı derin bir şekilde kestim. Fazla kanadığını görünce hafif bir küfür savurdum. Mutfağa baktım ilaçlar yoktu ardından salona gittim ve orayı da aradım fakat ilaç yoktu. Elbisemden büyük bir parça yırttım va bacağımı sıkı bir şekilde sardım kanama yavaşladı fakat kangıren olabilirdim. Umra bile değildi şuan tek amacım bacağımdaki kanamayı durdurmaktı. Yapacak hiçbirşeyin yoktu. Bacağımdaki kanama daha çok artmaya başladı. Elime çakmak taşı aldım ve şömüneye doğru ilerledim. Karşı karşıya sandalye koydum. Şömineyi yaktım ve sandalyeye oturup ayağımı diğer sandalyenin üzerime koyup ecelimi bekledim.

         ~Kasımın anlatımıyla~

Özgür bu cümleyi söyler söylemez herkesin gözleri doldu. Eda ağlamaya başladı ve Nurgül onu teselli etmeye başladı fakat işe yaramıyordu.

Özgür:Erkut neden üzülmüyorsun?

Erkut:Ne gibi duruyorum?

Özgür:Gözlerinde sürekli saçma sapan duygular var.

Sustu ve konuşmadı. Erkut soğuk kanlı birisi idi ama normal soğuk kanlı değil. Anormal bir soğuk kanlı. Herkesin gözleri dolmuşken onun gözleri dolmadı. Eda ile Nurgül geldi. Arkalarından iki kişi daha geldi ve bizi tanıştırdılar. Münevver ve Rabia. Sonra birileri çıktı. Büyük bir gemisi olan kişiler köprü kurdular. Nurgül koşa koşa onların yanına gitti.

       ~Nurgülün anlatımından~

Koşa koşa gemiden inenlerin yanına gittim. Şovalyeler mi? Hemen birisi ile iletişim kurmam lazım çünkü aceleri var gibi duruyor.

Nurgül:Yardım için çok teşekkür ederiz yardım edebilirmiyim?

Şovalye:Si vous n’avez pas besoin d’aide, je vous le dirai.

_______________________________________

Türkçesi:Yardıma gerek yok teşekkür ederim.
_______________________________________

Ne dedi bu şimdi. Fransalı mı bu? Hemen oradan uzaklaştım ve grubumuzdan iki kişinin yok olduğunu gördüm.

Nurgül:Bulut ve Arda nerede?

Herkes bir an etrafına baktı.

Batu:Gerçekten sabahtan beri yoklar. Şimdi fark ettik ya gerçekten çok salağız.

Münevver-Nurgül:Onlar kim?

Özgür:Gurubumuzdan birisi Meryem de var.

Münevver:Meryemi yanıyorum. Benim kuzenim.

Hepimiz Münevvere şok içinde baktık.

Münevver:Öyle bakmayın ya ödüm kopuyor.

Hepimiz güldük. Akşama kadar konuştuk. Ardından yataklara geçtik.

       ~Bulutun anlatımıyla~

Akşam olmuştu ve biz çok acıkmıştık. Yağmur yağmaya başlamıştı ve ikimiz hem açız hemde üşüyoruz. Demircinin bahçesinde idik. Ardından Arda ile eve girmeyi düşündük. Kapıyı çalmadan kapıyı kırdık ve içeride demirciyi gördük.

Demirci:Ne işiniz var burda?

Bağrdı mı o yoksa bana mı öyle geldi. Biz bir an koşmaya başladık. Allahım inat durmuyor. Yoruldum be adam ama sen yorulmadın Allah aşkına bir dursan. Elinde birde balta var ne yapacan baltayla öldürüp yamyam gibi çiğ çiğ yiyecek mi?

Arda:Bismillahirrahmenirrahim son gaz bas Bulut valla ecelimiz bu adamda kesin içinden dua oku kurtuluruz yaa.

Bulut:Yoruldum artık koşamıyorum dursa rahat rahat konuşacağız ama durmak ne bilmiyor deli mi ne?

Demirci:Demeke benim hakkımda konuşursunuz he!

Demirci kalkanı benim sırtıma doğru fırlattı. Yere düşer düşmez kaburgalarımın kırıldığını hissettim. Ardaya ise baltasını fırlattı ve iki ayağını kesti. Arda yere düştü ve en son ikimiz birbirlerimize baktıktan sonra gözlerimimiz karardı.

           ~Edanın anlatımıyla~

Yer sarsıldı ve hepimiz yerimizden sıçradık. Gecenin 5-6 gibi idi. Heryer toz toprak içinde.

Eda:Neler oluyor burda? Neden heryer toz toprak?

Batu:Fırtına var galiba dışarıda yağmur vardı.

Özgür:Yağmur çoktan dindi.

Hepimiz dışarıya baktık. Ve devasa bir kule vardı.

Nurgül:Yok artık daha neler.

Hepiz şok içinde kuleye bakıyorduk.

Kasım:O kule yer yüzünden mi çıktı bana mı öyle geldi?

Erkut:Kule yer yüzünden çıktı kardeşim.

Hepimiz Erkuta baktık.

Batu:Kardeşim mi?

Erkut:Pardon bir an sıcak kanlı oldum.

Bu çocuk ne dediğinin farkında mı? Valla Erkuttaki yaş farkı falan birde kas falan dinlemem elimin tersiyle bir vuracağım. Neyse sakin olmam lazım.

Nurgül:Uff yatalım yaa.

Batu:Nurgül kendine gel.

Nurgül:Ne varmış benim halimde?

Batu:Çok agresif olmaya başladın ya çeneni kapa ya da agrasif olma.

Sustu... Hemen yatağına geçip yattı. O yatınca biz de yattık.

Evt bu günlük bu kadar cuma günü yazabilirim

Büyüler & SavaşlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin